ZALİM YAHUDİYE DEFİN BELGESİ
Hayatını Manastırda geçiren, hiç evlenmemiş papaza Keşiş denildiğini bilirsiniz.
Osmanlı döneminde zalim bir Yahudi varmış; çevresi ve komşuları ondan çok bizar olmuşlar. Keşiş’in de destek ve himayesine mazhar olan Yahudi’nin şeytani tuzaklarından zarar görmeyen Müslüman komşusu kalmamış. Bu durumu çok iyi bilip farkında olan Yahudi gün gelir hastalanır; hastalığı iyice artar; ölüme doğru ilerlediğini hisseden Agop efendi ailesine tembih eder; ölürsem beni gizlice defnedin; ölümümü kimseye, özellikle Müslümanlara haber vermeyin; mezarımı da kimseye bildirmeyin. Yaptığı zulümler, çirkin davranışlar sebebi ile bilhassa Müslümanların hakaret ve nümayişinden endişe duymaktadır. Sayılı günler bitince Yahudi ölür; ailesi hiç kimseye duyurmadan, defin izin belgesi almak üzere ilgili resmi makama müracaat eder. Yahudi Agop efendinin ölüm haberi, mahallesi müfsidi tarafından, defin izin belgesi veren daireye çoktan ulaştırılmıştır; Yahudi Agop efendinin mahallede komşusu olan memurlardan biri defin belgesini kendisinin yazmak istediğini arkadaşlarına ısrarla söyler; gereken hazırlığı da yapar.
Defin belgesi almak isteyen Yahudi Agop efendinin akrabası ilgili daireye gelince, görevliler onu ısrarcı memura yönlendirirler. Memur defin belgesini yazmak üzere masasına oturur ve Keşiş efendiye hitaben şöyle bir belge yazar:
“Ey Keşişi bîesas ve Keşişi bed endişi kerihül manzar, mahallenizden Akop namı keferenin murt ve helak olduğu, mahallesi müfsidi tarafından haber verilmiştir.
Naaşı habaseti cülûdunun havaye sirayet etmemesi içun, mezbelei mahsusasına ila cehenneme zümera, canibi Şer’i Şeriften müsaade edilmiştir.”
Sultan 2.Abdülhamid döneminde doğmuş olan rahmetli babamdan öğrendiğim bu defin belgesi muhtevasının anlamını sakın sormayın benden, küserim. Babasının, dedesinin yazdığını okuyup anlamayanlardan iseniz hemen eksiğinizi tamamlamaya niyet edin. Niyetinizi eyleme dönüştürüp ufkunuzu genişletmeyi sakın ihmal edip geciktirmeyin.
Diyeceksiniz ki durup dururken bu hikâye de nerden çıktı? Evet şimdi Agoplar veya Keşişler bizim vereceğimiz defin belgesine ihtiyaç duymuyorlar. Ama onları aratmayacak, Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden, Selanik’ten getirtilmiş Kripto Sabetayist Yahudiler, Kripto Ermeniler yok diyebilir misiniz?
Bunların bir kısmının naaşı habaseti camiye getirilip önümüze konması ve namazını kılmamızın istenmesi bir garabet değil midir?
Osmanlı nüfus arşivlerinin 1875 yılına kadar latinize edilip işleme konmuş ve herkese açık hale getirilmiş olması, kripto şahsiyetleri tedirgin etmesi boşuna değildir.
Biz de silkinip uyanma ve uyandırmayı hızlandırarak Diyanetteki etkinliğimizi artırabilsek yeni bir defin memurluğu ihdas ettirebilir miyiz? Düşünmeye değmez mi?
Sakın yanlış anlamayın, ben ne Yahudi ne de Ermeni düşmanı değilim. Kendisini gizleyen, gizli emelleri olan kripto olanlarına bozuluyorum; hele camiye yatay olarak getirilip önümüze konmalarına hiç razı değilim; ciddi şekilde rahatsız oluyorum. Hem bize zulmetmeye öncülük edeceksiniz hem de size dua etmemizi bekleyip zorlayacaksınız. Celladına dua etmek istemeyenleri de ayıplayıp kınayacaksınız; öyle mi? Yok öyle yağma. Bu sistem değişmeli.
Tahdit için değil, temsil için söylüyorum; Can Ataklı’nın cenazesinin camiye getirilmesine ben razı olsam siz razı olabilir misiniz?
https://video.haber7.com/video-galeri/241551-can-atakli-islama-nefret-kustu
Biz Canibi Şeri Şeriften defin belgesi olmayanın cenazesini kılmak zorunda mıyız? Siz ne dersiniz? Varsa farklı bir çözümünüz yazıp paylaşın istifade edelim diye maruzatımı arz ettim efendim. Sürçü lisan ettiysek affola.
30/06/2023 OF
Ahmet Ziya İbrahimoğlu