Of’un Eşkiyası, Evliyası Gibi CHP’lisi de Farklıdır

OF’un EŞKİYASI EVLİYASI GİBİ CHP’lisi de FARKLIDIR

Bilindiği gibi Trabzon’un Of ilçesi, bir sahil ilçesi olup çok zengin bir tarihi geçmişe sahiptir. Bölgedeki bazı iller ilçe bile değilken Of ilçe idi ve müstakil limanı vardı. Rus işgali esnasında Of’un şiddetli direnişi, halkının dindarlığı, silah bulundurma ve kullanma alışkanlığı, cesurluğu, çilekeşliği, medrese, kurs ve hocalarının çokluğu, bilinen olumlu özellikleri arasında ilk akla gelenlerdir. Rize il olduğu zaman, Of’u Rize’ye bağlamak istemişler; Of’lular itiraz edip ayaklanmış; kabül etmemişler. Oysa Of ile Rize merkez arasında sadece 23 km mesafe varken, Trabzon ile Of arasında 50 km den fazla bir mesafe vardır. Doğal olan Of’un Rize’ye bağlanması olduğu halde Of’luların şiddetli itirazı aşılamadığı için bu mümkün olamadı. Bu sebeple Sürmene ve Araklı da mecburen Trabzon’a bağlanmış oldu. “Of’lular direk Allah’a bağlıdır.” sözünün böyle bir arka planı vardır.

Bu kadar zengin tarihi geçmişi olmasına rağmen Of uzun yıllar arzu edilen gelişme ve ilerlemeyi başaramadı; diğer ilçelerin bile gerisinde kaldığı dönemler oldu. Bunda CHP zihniyetinin ve uzun yıllar o zihniyetin temsilciliğini yürüten Saraloğlu ailesinin ciddi etkisi olduğunu söylemek asla mübalağa olmaz. Of Belediye Başkanlığı kurulduğu günden beri CHP nin ve o zihniyette olan bu ailenin elindeydi; askeri ihtilaller döneminde bile bu durum değişmemiştir. Of’un merkezindeki arsa ve arazilerin önemli bir kısmı da bu ailenin kontrol ve denetimindedir. Bu aileden olmayan bir Belediye Başkanı seçilse bile Of’ta görev yapmasına imkan verilmez…

Bu çerçeve ve çemberi ilk defa merhum Necmeddin Erbakan Hoca değiştirmeyi başarmıştır. Aynı aileye mensup olsa da mütedeyyin bir kişiyi MSP den aday gösterip kazanmasını sağlayarak, Of’un mütedeyyin yapısı ile Saraloğlu ailesinin CHP li ve despotik yapısını uzlaştırmış ve sulhen Of’un gelişmesinin önünü açmıştır. O tarihden sonra Saraloğlu hakimiyeti devam ediyor olsa da CHP hakimiyeti Of’ta son bulmuştur. MSP, Refah ve türevlerinden sonra Of’taki Belediye Başkanlığı Saraloğlu ailesinden olma geleneği bozulmadan Ak Parti ile devam etmektedir.

Medrese ve Hocaları ile maruf Mütedeyyin bir ilçede CHP hakimiyeti olunca, sarkılı eşkiyaların, CHP li hocaların varlığı da kaçınılmaz oluyor. Bu söylediklerimde abartı veya mübalağa olduğunu zannetmeyin. Ben sadece gördüklerim ve yaşadıklarımı yazıyorum; eksiği olabilir ama fazlası olmadığından emin olabilirsiniz. Kendi ailem, babam, amcalarım, babamın amcaları hepsi CHP’li idi. Rahmetli babamın CHP yi terketmesi, Erbakan Hocamızın ilk defa Of’a gelmesi ve onu dinlemesi üzerine vaki olmuştu. Onu dinledikten sonra bu adam farklı bir adam, Sultan 2. Abdülhamid gibi bir insan deyişini hiç unutamam. O gün sevincimden uyuyamamıştım. Babam İmam Hatiplik yapan aynı zamanda saatçilik mesleğini de icra eden bir insan olduğu için Saatçı Hoca olarak bilinirdi. Sultan 2. Abdülhamid’i sever ve takdir ederdi. Sebilürreşad dergisi abonesiydi. Böyle bir CHP’li başka bölgelerde var mıdır bilmem ama Of’ta benzerlerini de yakından tanıma imkanım olmuştur. Sabah namazını bile merkez camisinin ilk safında kılan, sarıklı ve eşkıyalık yapan CHP’liler tanıdım. Rahmetli amcam, etkisi altına aldığı bir cin vasıtası ile alenen cincilik yapar; köyümüzdeki evine arı gibi gelip gidenler arasında resmi erkandan il ve ilçe yönetiminde olan idareciler bile bulunurdu. Ona kimse bir şey demez, mani olmazdı.

Büyük amcalarımdan biri Ankarada İsmet Paşanın aile doktorları arasında yer alırken, diğeri İstiklal harbi diye bilinen mücadelede İsmet Paşa’nın mesai arkadaşlarındandı. M.Kamal’i sevmez; İsmet Paşaya da toz kondurmazdı.

M.Okuyan, Y.Nuri, M.Öztürk gibi asılları Karadenizli olan kişilerin hocaları arasında Of’lu olanların varlığını da biliyorum. Of’luların CHP’li eşkiya damarından gelenler olduğu gibi evliya damarından gelenlerin farklılığına da işaret etmek zorundayım.Hacı Dursun Güven, Mehmet Rüştü Aşıkkutlu, Hacı Hasan Rami Yavuz ve Hacı Mahmut Ustaosmanoğlu gibi üretken verimli ihlaslı hocalar da Of’luların evliyalarının farklılığını gösteren örneklerden bazılarıdır.

Hacı Ferşat Efendi’yi unutmuş değilim. Onun evliyalığı tam bir Of efsanesidir. Onu ayrıca yazmak gerekir. Of’un dönüşüm vetiresi/süreci Türkiye’nin dönüşümüne örnek olabilecek öneme haizdir. Usül ve üslup çok önemli. Of’un eşkıyaları, fiilen eşkiyalık yaptıkları zamanlarda bile, Of’un evliyalarına sahip çıkar, onları ezdirmezlerdi. Şimdi Of’tan 3 ilçe daha ürettiler. İlk ayrılan Çaykara oldu. Peşinden Hayrat ve Dernekpazarı ayrılıp ilçe oldu. Ama hepsi de Of’lu olmaktan müstağni görmezler kendilerini. Çünkü Of’un bir çok zaviyeden ibretlik bir geçmişi olduğunu bilirler.

Bize göre SP, Davutoğlu, Babacan, Akşener CHP yi kurtaramaz. CHP’ye Of’lu bir danışman daha faydalı olabilir.

Hepsini bir tarafa bırakıp, eşkıyalarının bile evliyalarına, hocalarına sahip çıkışını örnek almamızın bize sağlayacağı başka bir çok fayda yok mudur? Ne dersiniz?

04/03/2023 Üsküdar

Ahmet Ziya İbrahimoğlu

كما أن لأوفَ أولياءَها وأشقياءَها… فلها من الشيوعيين من يَختلفُ عن غيرهم

كما هو معلوم، تُعدّ بلدة أوف الواقعة في ولاية طرابزون من البلدات الساحلية ذات التاريخ العريق والراسخ. فقد كانت أوف تُعدّ قضاءً مستقلاً ولها ميناءها الخاصّ في وقت لم تكن فيه بعض المدن المجاورة قد حازت صفة القضاء. من أبرز ما يُذكر من خصائصها الإيجابية: مقاومة أهلها الشديدة ضدّ الاحتلال الروسي، وتديّنهم العميق، واعتيادهم على حمل السلاح واستعماله، وشجاعتهم، وتحمّلهم للمشاقّ، وكثرة مدارسهم الدينية (المدارس) وشيوخهم وعلمائهم.

عندما أُعلنت ريزه ولايةً، أرادوا إلحاق أوف بها، غير أنّ أهالي أوف اعترضوا بشدّة وثاروا على ذلك ولم يقبلوا. والمثير أنّ المسافة بين مركز ريزه وأوف لا تتعدى 23 كم، بينما المسافة بينها وبين طرابزون تفوق 50 كم، ومع هذا فضّلوا البقاء تحت ولاية طرابزون. ولما لم يتمكنوا من تجاوز اعتراض أهالي أوف القويّ، اضطرّوا إلى إبقاء أوف على حالها، وبالتالي لُحقت بلدتا سورمنه وأراكلي أيضًا بطرابزون. ومن هنا نشأت عبارة مشهورة: “أهالي أوف مرتبطون مباشرةً بالله.”

ورغم ما لأوف من هذا التاريخ الثري، فإنّها لسنين طويلة لم تتمكن من تحقيق التقدّم المنشود، بل تخلّفت عن بعض الأقضية الأخرى. ولا يُعدّ من المبالغة القول إنّ لعقلية حزب الشعب الجمهوري (CHP) ــ والعائلة التي مثّلتها عقودًا طويلة، عائلة “سارال أوغلو” ــ دورًا كبيرًا في ذلك. فمنذ تأسيس بلدية أوف وهي تحت سيطرة هذا الحزب وتلك العائلة المتشبّعة بعقليته، ولم يتغيّر هذا حتى في فترات الانقلابات العسكرية. بل إنّ القسم الأعظم من أراضي مركز القضاء وممتلكاته ما زال خاضعًا لسيطرتهم. وحتى إن تمّ انتخاب رئيس بلدية من خارج هذه العائلة، فلا يُسمح له أن يؤدي مهامه فعليًا.

وقد كان أوّل من نجح في كسر هذا الإطار هو المرحوم البروفيسور نجم الدين أربكان. إذ رشّح ــ من خلال حزب النظام الوطني (MSP) ــ شخصية متديّنة تنتمي إلى نفس العائلة، فجمع بذلك بين الطابع الديني لأوف والبنية الاستبدادية لحزب الشعب ممثلاً بعائلة ساراأوغلو، فأنشأ حالة من التوافق والسلم، وفتح طريقًا جديدًا للتنمية في أوف. ومنذ تلك اللحظة انتهى نفوذ حزب الشعب الجمهوري في القضاء، رغم استمرار تأثير العائلة. ثم استمرّت رئاسة البلدية مع أحزاب الرفاه والتوحيد وسائر الأحزاب الإسلامية المشتقّة، حتى آلت إلى حزب العدالة والتنمية (AKP)، دون أن يخرج المنصب من تقاليد العائلة.

وفي بلدة دينية مشهورة بعلمائها ومدارسها، حين يكون لحزب الشعب الجمهوري هذا القدر من الهيمنة، فمن الطبيعي أن نرى وجود مشايخ “مناضلين” ينتمون لهذا الحزب، بل وحتى ضالين ملتحين بعمائمهم. ولا تظنّن أنّ في قولي مبالغة، فأنا لا أسرد إلا ما رأيت بعيني وعشته بنفسي. قد أكون أغفلت شيئًا، لكن تأكد أنّي لم أزد شيئًا قط. فأفراد أسرتي، من والدي إلى أعمامي وأعمام أبي، كانوا جميعًا من مناصري حزب الشعب الجمهوري. ولم يتخلّ والدي ــ رحمه الله ــ عن هذا الحزب إلا بعدما استمع لأول مرة إلى خطاب نجم الدين أربكان حين زار أوف. لن أنسى أبدًا قوله بعد سماعه: “هذا رجل مختلف… إنّه رجل كعبد الحميد الثاني!” لقد فرحت يومها فرحًا شديدًا حتى لم أستطع النوم.

كان والدي رحمه الله يعمل في الخطابة وإمامة الجمعة، وكان كذلك صانع ساعات، ولهذا كانوا يلقّبونه بـ”الشيخ الساعاتي”. وكان محبًا للسلطان عبد الحميد الثاني ومُعجبًا به، وكان مشتركًا في مجلة “سبيل الرشاد”. لا أعلم إن كان يوجد في المناطق الأخرى من حزب الشعب من هم مثله، لكنّي عرفت في أوف أمثلة مشابهة له. رأيت بأم عيني رجالاً من حزب الشعب الجمهوري، يرتدون العمائم ويُصلّون في الصف الأول من صلاة الفجر في الجامع الكبير، وبعضهم ضالّون في سلوكهم، لكنّهم لا يهجرون المشايخ ويقفون معهم.

كان عمّي -رحمه الله- يمارس الرُّقية والتعامل مع الجنّ علانية، وقد تأثّر بجنٍّ ادّعى امتلاكه، وكان يأتيه الناس أفواجًا من القرى والمدن، ومنهم حتى مسؤولون في الحكومة والإدارة المحلية، دون أن يُعترض عليه أو يُمنع.

وكان أحد أعمامي الكبار يعمل طبيبًا خاصًّا لعائلة عصمت إينونو في أنقرة، بينما كان الآخر رفيقًا له في ما يُعرف بحرب الاستقلال. وكان لا يحبّ مصطفى كمال، لكنه لا يقبل أن يُنتقد عصمت باشا أبدًا.

كما أعلم أنّ من بين أساتذة من أمثال محمد أُوكيان، ويوسف نوري، ومحمد أوزتورك -الذين ينحدرون من أصلٍ في البحر الأسود- يوجد من تتلمذوا على مشايخ من أوف. وكما وُجد في أوف من ورثوا عن أجدادهم دماً من الضالين، فقد وُجد فيها من نبع من صُلب الأولياء، وكانوا مختلفين عن غيرهم.

ومن أولئك الذين يُمثّلون بوضوح الولاية الحقيقية والصفاء في أوف: الحاج درسون غوفن، والشيخ محمد رشدي عاشق قُتلو، والحاج حسن رامي يافوز، والحاج محمود أوسطا عثمان أوغلو رحمهم الله، وغيرهم من العلماء الربانيين العاملين.

ولم أنسَ الشيخ فرشات أفندي، فكراماته في أوف أصبحت أقرب للأساطير، وهو يستحق أن يُفرد له حديث خاصّ. فمرحلة تحوّل أوف، ومسيرة تطوّرها، هي نموذج يُحتذى به لتحوّل تركيا نفسها. فالأسلوب والمنهج مهمّان للغاية. حتى إنّ قطاع الطرق في أوف، في فترات خروجهم عن القانون، لم يكونوا يظلمون أولياء الله، بل يحمونهم ويرعونهم.

وقد استُخرجت من أوف لاحقًا ثلاث أقضية جديدة: أولها تشايكارا، ثم تلتها حيّرات ودَرنَك پازاري. ومع هذا، لا يرى أحد من هذه الأقضية نفسه في غنى عن أوف، لأنّهم يعلمون أنّ لأوف تاريخًا زاهيًا وحافلاً بالعِبر من كلّ وجه.

وأما نحن، فنعتقد أنّ أحزاب السعادة، وداود أوغلو، وباباجان، وأكشينار لن يُنقذوا حزب الشعب الجمهوري. ربما يكون وجود مستشار واحد من أوف أكثر نفعًا لهم!

وحتى لو تركنا كلّ هذا جانبًا، أفلا يُمكننا أن نستفيد نحن أنفسنا من مثال أهل أوف الذين كانوا يحترمون أولياءهم ومشايخهم حتى لو كانوا من الضالين؟ ما رأيكم؟ أليس في ذلك من الفائدة الكثير؟!

أحمد ضياء إبراهيم أوغلو
أُسكُدار / 04.03.2023