İnkarcı Bir Kemalist
İnkarcı Bir Kemalist’in, Kadınların Sünnet Olmasını, Kur’anda Yoktur Diyerek Alay Konusu Etmesine Yazdığım Not:
Kur’anı Kerim, İslam’ın ana yasası mesabesinde, Allah (cc) kelamı olan bir kitaptır; lafzı sabit olmakla birlikte, manası tefekküre açık, ilmi gelişmeler ışığında, terakkîye ve keşiflere işaret eden, yol gösteren, mana inceliklerini havi, teknik yönü olan konulara işaret eden, ilim, tefekkür ve anlama kabiliyeti geliştikçe, delaleti mücmel, açık olmayan ayetlerdeki incelikler daha anlaşılır hale gelebiliyor. Bu sebeple Kur’anı Kerimin lafzı sabit, manası hareketli olan ilahi bir kitap olarak görülmelidir.
Kur’anı Kerim orta akıl seviyesindeki insanların idrakine seslendiği gibi, idrak üstü konuları teknik ifadelerle, insanlığın idrakine de sunabiliyor. İlim, akıl ve idrak olgunlaşıp bu teknik incelikleri anlayabilecek seviyeye ulaşınca, Kur’anın işaret ettiği gerçekler keşfediliyor; daha kolay anlaşılır hale geliyor. Bunun için Kur’anı Kerim kıyamete kadar geçerliliğini, çözüm üretme gücünü kaybetmez; kaybetmeyecektir.
Bunu size bir misalle izah edeyim:
Kur’anı Kerim Rahman suresi 15. Ayette, Cinlerin dumansız ateşten yaratıldığını beyan eder 1400 yıl önce dumansız ateş tabiri yerine “Işın” tabiri kullanılsa idi, o dönem şartlarında bu tabiri kimse anlamaz, okuyan ve dinleyenlerin inkarını artırmaya sebep olabilirdi. İlim ve akıl gelişince, dumansız ateş ifadesi ile “Işın” kastedildiğini kolayca anlayabiliyoruz. Işın tabir ve ıstılahı yeni bir ıstılah ve tabirdir; Cinlerin varlığını, hayat tarzlarını, yapabileceklerini anlamamızı kolaylaştırır.
İşte Kur’anda mücmel olan, işaret etmekle iktifa edilen böyle bir çok husus vardır; akıl ve ilim gelişip olgunlaştıkça Kur’anın tazelik, incelik ve esrarının ortaya çıkmasına vesile olur.
Peygamberimiz (sav) Miraca çıktığında, müşriklerin aklı buna ermedi; inanamadılar. Mescid-i Aksa’nın pencere sayısını sorarak peygamberi zora sokmak istediler. Allah canlı yayınla Mescid-i Aksayı Peygamberimizin görebileceği hale getirdi ve peygamberimiz Ona bakarak bütün ayrıntılara cevap verebildi. Bugün beşer bile uzaya çıkabiliyor; canlı yayın yapabiliyor. Kur’an ve Sünnetin ortaya koyduğu gerçekleri kolaylıkla anlayabiliyor; izah edebiliyor. Kur’anı Kerim henüz insanlığın idrak seviyesinin çok üstünde bir çok gerçeği daha ihtiva ettiğinde hiç şüphe yoktur.
Ayrıntıya girmeyip haplaştırılmış mücmel ifadeler, hem Kur’anı Kerim’in ezberlenebilir kısalığını sağlamış hem de kıyamete kadar olabilecek gelişmelere ışık tutma, ufuk açma, müstağni kalınamayan, aşılamaz belagat ve icazını ortaya koymuştur.
İlim ve akıl ilerleyip gelişerek olgunlaştıkça bu hakikatleri de anlayıp idrak edebileceğiz. O halde bize düşen mücmel konuları inceleyip araştırarak anlamaya çalışmaktır; inkar etmek değil. Deve idrarı, Kadınların sünnet olması gibi konular, etraflıca incelenmesi gereken konulardandır. Bilgi, idrak ve aklı yetmeyenlerin inkar yolunu tercih etmeleri, tam bir acziyet ve kolaycılıktır. Sahih yani doğruluğunda şüphe olmayan Sünnet’te (Peygamberimizin beyan, onay ve davranışları bütünü) Kur’anı Kerim gibidir. Çünkü Peygamber Allah’ın kontrol ve denetimi altında yaşayan insandır. Hatası anında düzeltilir. Onun için Kur’anı Kerim “Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasak ettiyse ondan da sakının ..” “O heva ve hevesi ile hareket etmez” buyuruyor.
Haşir Süresi 7. Ayet ve Necm Süresi 3. ve 4. Ayetler gibi bir çok ayetler Peygamberin açıklama, emir talimat ve tavsiye etme yetkisi gibi, yasaklama yetkisi de olduğunu açık ve net bir şekilde beyan ediyor.
Böyle konular, mesajla izah edilecek konular değildir. İzah ve ayrıntı gerektiren konulardır.
6 maddelik yazıyı yazan kimdir bilmiyorum fakat konunun ne dini ne de tıbbi boyutu ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmadığını anlamak için ilim ehli olmaya bile gerek yoktur. Konunun uzmanlarının söylediği ile tenakuz teşkil eden dedikodu üslubu ile aktardığı cümleler gerçekleri yansıtmıyor. Zaten yazdıkları, delilsiz, dayanaksız ifadeler. Ciddiye alınacak, üzerinde konuşulacak ilmi değere haiz ifadeler değildir.
İklim ve Coğrafi şartlara göre kadınların sünnet olma konusu farklı değerlendirmeye açık bir konu olmakla birlikte erkeklerin sünnet olması konusu ihtilaftan uzak, ilmin ve dinin onayladığı bir konudur.
Batılı ilim adamları, şartlanmış müslümanlardan daha objektif düşünebiliyor; Kur’an ve Sünneti daha dikkatli inceleyebiliyor; daha kolay anlayabiliyor. Bizdeki ön fikir ve şartlanmışlık İslamı doğru anlama konusunda, en ciddi engel ve sıkıntılardan biridir.
İşte size bir misal:
Yeni Bir Müslüman’ın Görebildiği İncelik ve Hakikatleri Düşünmek
Bir Matematikçi Zekası İle Kur’anı Kerim Analizi Prof. Dr. Jeffrey Lang (ABD’li)
Prof. Dr. Jeffrey Lang Hakkında
A)
B)
https://yenisehir.fandom.com/tr/wiki/Jeffrey_Lang
20/09/2023 Of
Ahmet Ziya İbrahimoğlu