İlaç Veriyorum; Rahatlıyor Ama İyileşmiyor ..
🎙️ Bir psikiyatristin not defterinden tek cümle:
“İlaç veriyorum… rahatlıyor ama iyileşmiyor.”
Belki de insanın ruhu, sadece serotonin eksikliğinden değil…
Allah eksikliğinden de ağrıyor.
Ama bu, reçeteye yazılmıyor.
🔍 Peki neden?
Çünkü insan dediğimiz varlık, sadece kas, kemik, sinir değil.
Bir de sesi duyulmayan, ama hep konuşan bir tarafı var:
ruhu.
Ve o ruh, doğası gereği, bir sığınak arıyor.
Bir dayanak istiyor.
Yalnız kalmak istemiyor.
İşte fıtratın bu çağrısına kulak verilmezse…
insan, kalabalıklar içinde yapayalnız kalıyor.
🌊 Bir benzetme:
Bir balığı sudan çıkarırsanız, oksijen veremezsiniz ona.
O balığın ihtiyacı hava değil, sudur.
İnsan da yaradılışından uzaklaştığında,
ruhu sanki karaya vurmuş bir balık gibi…
sessizce çırpınır.
💊 Modern psikiyatri çoğu zaman bu çırpınışı susturmaya çalışıyor.
İlaçlarla, terapi teknikleriyle, davranış düzenlemeleriyle…
Ama altta yatan temel boşluk hâlâ orada:
İnsan neden yaşıyor? Kime ait? Nereye gidiyor?
Bu sorular cevapsız kaldığında, tedavi hep yüzeyde kalıyor.
Ruh, hâlâ aç… hâlâ susuz.
🕌 İman ve ibadet, sadece bir inanç biçimi değil… bir ruh besini.
Dua, tıpkı bir annenin çocuğunu teskin etmesi gibi…
insanı dinginleştiriyor.
Namaz, sadece hareket değil…
kalbin ritmini Rabbe ayarlaması.
Zikir, zihni yoran binbir sesin içinden
tek bir yankıyı duymaya başlamaktır:
“Yalnız değilsin.”
🌌 Çünkü inanmak,
evrende bir başın olmadığını bilmektir.
Sonsuz bir kudretin seni bildiğini, duyduğunu, gözettiğini hissetmektir.
Ve bu his…
psikolojinin ölçemediği ama ruhun yaşadığı bir iyileşme başlatır.
Dayanma duygusudur bu.
Sığınma duygusudur.
İnsanın en ilkel, en derin, en sahici ihtiyacıdır.
📽️Modern bilim, ruhu beden gibi çözmeye çalışıyor.
Ama bazı yaralar, sadece pansumanla iyileşmez.
Bazı yaralar…
“Sahibini hatırlayınca” iyileşir.
“Kalpler, ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.”
-Kur’an-ı Kerim, Ra’d Suresi, 28-
Tercüme: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
16.07.2025 OF
ملاحظة من دفتر ملاحظات طبيب نفسي:
“أعطي المريض دواء… يرتاح، لكنه لا يشفى.”
ربما لا يعاني الإنسان من نقص السيروتونين فقط… بل من نقص الله أيضًا.
ولكن هذا لا يُدوّن على الوصفة.
🔍 فلماذا؟
لأن الإنسان ليس مجرد عضلات وعظام وأعصاب.
بل له جانبٌ لا يُسمع صوته، لكنه دائم الكلام:
روحه.
وتلك الروح، بطبيعتها، تبحث عن ملجأ، عن سند.
لا ترغب في الوحدة.
إن لم تُصغَ إلى هذا النداء الفطري…
يبقى الإنسان وحيدًا في زحام البشر.
🌊 تشبيه:
إذا أخرجتَ سمكةً من الماء، لن تستطيع أن تمدها بالأوكسجين.
إنما تحتاج إلى الماء.
وكذلك الإنسان، حين يبتعد عن فطرته،
تبدو روحه كسمكةٍ ظُلم عليها اليابسة…
ترتعش صامتة.
💊 الطب النفسي الحديث غالبًا ما يسعى لإسكات هذا الاهتزاز.
بالأدوية، وتقنيات العلاج، وتنظيم السلوك…
ولكن الفراغ الأساسي والدائم يبقى ملقى في الأسفل:
لماذا يعيش الإنسان؟ لمن؟ وإلى أين يتجه؟
حين تبقى هذه الأسئلة بلا جواب، يظل العلاج سطحيًا فقط.
الروح تظل جائعة… تظل عطشى.
🕌 الإيمان والعبادة ليسا مجرد شكل من أشكال الاعتقاد…
بل هما غذاء للروح.
والدعاء، كأنما الأم تُسكن رضيعها…
يريح الإنسان.
والصلاة، ليست حركة جسد فقط…
بل هي ضبط إيقاع القلب على الله.
والذكر، هو أن تخرج من ضوضاء ألف صوت مشتت،
وتبدأ بسماع صدى واحد:
“لست وحدك.”
🌌 لأن الإيمان…
هو أن تعلم أنك لست وحدك في هذا الكون.
وأن قوةً لا متناهية تعلمك، تسمعك، وترعاك.
وهذا الإحساس…
هو شفاء تبدأه الروح،
باستجابة لا تستطيع قياسها النفسية،
بل بالإحساس:
هو شعور بالتحمّل، باللجوء.
وهذا ما يحتاجه الإنسان في أبسط وأعمق وأصدق حالاته.
📽️ العلم الحديث يحاول تفكيك الروح كالجسد.
ولكن الجروح بعضُها لا يُشفَ فقط بالتضميد.
بعض الجراح…
“تُشفى عند تذكّر صاحبها.”
“ألا بذكر الله تطمئن القلوب.” -القرآن الكريم، سورة الرعد، الآية 28-
المترجم: أحمد ضياء إبراهيم أوغلو
١٦ / ٠٧ / ٢٠٢٥ م أوف