Bir Şii’nin Yahudi Eliyle İbretlik Tevbesi ..
Selâmün Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berekâtühû,
Aziz kardeşim.
Ümit ederim ki bu garip kıssayı kaçırmazsın; zira içinde büyük bir ibret vardır:
“Bir Şiî, bir Yahudi’nin eliyle tevbe eder, Yahudi de bu vesileyle Müslüman olur!”
Bu vakayı, İbn Kudâme el-Makdisî (v. 643 H.) şöyle nakletmektedir:
Ebû Bekir el-Harrânî şöyle dedi:
Bir cemaatle birlikte yola çıktık. Yolculuk esnasında, bir nâkibin (Şiî ileri geleni) konağında misafir olduk. Bizi son derece iyi ağırladı, ikramda bulundu ve konaklamamızı sağladı. Hizmetinde ise bir Yahudi kölesi vardı.
İçimizden biri, nâkibe şöyle dedi:
“Senin hâl ve davranışların gerçekten çok güzel. Asalet, cömertlik ve mertlik sende toplanmış. Ancak, bu Yahudiyi hizmetçi olarak çalıştırmanı garipsedik. Zira o, dinine muhalif bir inançtadır.”
Nâkib şu cevabı verdi:
“Nice cariyeler ve köleler satın aldım; fakat bunların hiçbirinde bu Yahudide gördüğüm güvenilirlik ve sadakati görmedim. Evimin ve bahçemin işlerini bu adam yürütür; içten ve dıştan her türlü hizmeti yerine getirir. O kadar dürüst ve ehildir ki, bana hiçbir külfet bırakmaz.”
Cemaatten biri dedi ki:
“Madem bu kadar güzel sıfatlara sahip, ona İslâm’ı teklif et. Belki de Müslüman olur.”
Bunun üzerine Yahudiyi çağırdılar. Kendisine şöyle denildi:
“Bu nâkibin faziletini, soyluluğunu ve topluluk içindeki yerini bilirsin. Ayrıca seni de sever.”
Yahudi dedi ki:
“Ben de onu severim.”
Kendisine soruldu:
“Öyleyse neden onun dinine tabi olmuyor, İslâm’a girmiyorsun?”
Yahudi şu dikkat çekici cevabı verdi:
“Siz de bilirsiniz ki, ben Mûsâ’nın -aleyhisselâm- şerefli bir peygamber olduğuna inanırım. Ancak, Yahudiler arasında eşini fuhuşla itham eden, onun babasına lanet eden ya da arkadaşlarını kötüleyen biri olduğunu bilseydim, onların dinine asla tâbi olmazdım! Şimdi ben Müslüman olsam, kime tâbi olacağım?”
Dediler ki:
“Seni himayesinde barındıran bu nâkibe tâbi olursun.”
Yahudi şöyle dedi:
“Bunu nefsime yediremem!”
Sordular:
“Neden?”
Dedi ki:
“Çünkü bu adam, Aişe hakkında kötü sözler sarf ediyor, Ebû Bekir’i ve Ömer’i lanetliyor. Ben ise, Hz. Muhammed’in dinine tâbi olup da onun hanımına iftira atmayı ve arkadaşlarına sövmeyi kendime yakıştıramam. O hâlde benim kendi dinimde kalmam daha uygundur.”
Bu sözler üzerine nâkib bir müddet sustu, içine döndü. Sonra Yahudiye dönerek şöyle dedi:
“Elini uzat! Şehadet ederim ki, Allah’tan başka ilâh yoktur; O tektir, ortağı yoktur. Muhammed, O’nun kulu ve elçisidir. Ben de, içinde bulunduğum inançtan tövbe ediyorum.”
Bunun üzerine Yahudi de şöyle dedi:
“Ben de şehadet ederim ki, Allah’tan başka ilâh yoktur; O tektir, ortağı yoktur. Muhammed O’nun kulu ve elçisidir. Ve İslâm’dan başka bütün dinler, bâtıldır.”
Böylece Yahudi Müslüman oldu ve güzel bir şekilde Müslümanlığını yaşadı. Nâkib ise, Şiîlikten ve Râfızîlikten tövbe etti ve onun tövbesi de samimi ve makbul oldu.
Kaynak: İbn Kudâme el-Makdisî, “Nehyu ʿan Sebbi’l-Aṣḥâb” (Ashâbı Sövmekten Sakındırma)
Tercüme: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
11.07.2025 OF
السلام عليكم ورحمة الله وبركاته اخي الحبيب أرجوا أن لايفوتك قراءة هذه القصة العجيبة ففيها عبرة عظيمة
شيعي يتوب على يد يهودي و اليهودي يعتنق الاسلام بسبب ذلك!!!
روى اﺑﻦ ﻗﺪﺍﻣﺔ ﺍﻟﻤﻘﺪسي (توفي سنة: ٦٤٣ هجرية).
ﺃﻥ ﺃﺑﺎ ﺑﻜﺮ ﺍﻟﺤﺮﺍﻧﻲ ﻗﺎﻝ: ﺧﺮﺟﺖ ﺃﻧﺎ ﻭﺟﻤﺎﻋﺔ ﻓﻨﺰﻟﻨﺎ ﻋﻠﻰ ﻧﻘﻴﺐ (شيعي) ﻓﺄﻛﺮﻣﻨﺎ ﻭﺃﺣﺴﻦ ﻣﺜﻮﺍﻧﺎ ﻭﻛﺎﻥ ﻟﻪ ﺧﺎﺩﻡ ﻳﻬﻮﺩﻱ،
ﻓﻘﺎﻝ أحدنا ﻟﻠﻨﻘﻴﺐ: ﺇﻥ ﺃﻣﻮﺭﻙ ﻛﻠﻬﺎ ﺣﺴﻨﺔ ﻭﻗﺪ ﺟﻤﻌﺖ ﺍﻟﻤﺮﻭﺀﺓ ﻭﺍﻟﻜﺮﻡ، ﺇﻻ ﺃﻧﻨﺎ ﺃﻧﻜﺮﻧﺎ ﺍﺳﺘﺨﺪﺍﻣﻚ ﻟﻬﺬﺍ ﺍﻟﻴﻬﻮﺩﻱ ﻣﻊ ﻣﺨﺎﻟﻔﺘﻪ لدﻳﻨﻚ …
ﻓﻘﺎﻝ ﺍﻟﻨﻘﻴﺐ: ﺇﻧﻲ ﻗﺪ ﺍﺷﺘﺮﻳﺖ ﻣﻤﺎﻟﻴﻚ ﻭﺟﻮﺍﺭٍ كُثُر ﻓﻤﺎ ﺭﺃﻳﺖ ﻣﻨﻬﻢ ﺃﻣﺎﻧﺔ ﻭﻧﺼﺤﺎً ﻣﺜﻞ ﻫﺬﺍ ﺍﻟﻴﻬﻮﺩﻱ ﻳﻘﻮﻡ ﺑﺄﻣﺮ ﺍﻟﺒﺴﺘﺎﻥ ﻭﺍﻟﺪﺍﺭ ﻭﺍﻟﺨﺪﻣﺔ ﻭﻓﻴﻪ ﺍﻷﻣﺎﻧﺔ ﻭﻣﺎ ﻣﻦ ﺧﺪﻣﺔ ﺧﺎﺭﺟﺔ ﻭﻻ ﺩﺍﺧﻠﺔ ﺇﻻ ﻗﺪ ﻛﻔﺎﻧﻴﻬﺎ … ﻓﻘﺎﻝ ﺑﻌﺾ ﺍﻟﺠﻤﺎﻋﺔ: ﺇﺫﺍ ﻛﺎﻥ ﻋﻠﻰ ﻫﺬﻩ ﺍﻟﺼﻔﺔ ﻓﺎﻋﺮﺽ ﻋﻠﻴﻪ ﺍﻹﺳﻼﻡ ﻓﻠﻌﻠﻪ ﻳﺴﻠﻢ.
ﻓﺒﻌﺚ ﺇﻟﻰ ﺍﻟﻴﻬﻮﺩﻱ ﻓﻘﻴﻞ ﻟﻪ: ﺇﻥ ﻫﺬﺍ ﺍﻟﻨﻘﻴﺐ ﻗﺪ ﻋﺮﻓﺖ ﻓﻀﻠﻪ ﻭﺑﻴﺘﻪ ﻭﺭﺋﺎﺳﺘﻪ ﻭﻫﻮ ﻳﺤﺒﻚ، ﻓﻘﺎﻝ: ﻭﺃﻧﺎ ﺃﺣﺒﻪ.
ﻓﻘﻴﻞ ﻟﻪ: ﻓﻠﻢ ﻻ ﺗﺘﺒﻌﻪ ﻋﻠﻰ ﺩﻳﻨﻪ ﻭﺗﺪﺧﻞ ﻓﻲ ﺍﻹﺳﻼﻡ؟؟؟
ﻓﻘﺎﻝ ﻟﻬﻢ: ﻗﺪ ﻋﻠﻤﺘﻢ أﻧﻲ ﺃﻋﺘﻘﺪ ﺃﻥ ﻣﻮﺳﻰ ﻋﻠﻴﻪ ﺍﻟﺴﻼﻡ نبي كريم ﻭﻟﻮ ﻋﻠﻤﺖ ﺃﻥ ﻓﻲ ﺍﻟﻴﻬﻮﺩ ﻣﻦ ﻳﺘﻬﻢ ﺯﻭجته ﺑﺎﻟﻔﺎﺣﺸﺔ ﻭﻳﻠﻌﻦ ﺃﺑﺎﻫﺎ ﺃﻭ ﺃﺻﺤﺎبه ﻟﻤﺎ ﺗﺒﻌﺖُ ﺩﻳﻨﻬﻢ، ﻓﺈﺫﺍ ﺃﻧﺎ ﺃﺳﻠﻤﺖ من ﺃﺗﺒﻊ ؟؟؟
فقال له: ﺗﺘﺒﻊ ﺍﻟﻨﻘﻴﺐ ﺍﻟﺬﻱ ﺃﻧﺖ ﻓﻲ ﺧﺪﻣﺘﻪ.
ﻗﺎﻝ: ﻣﺎ ﺃﺭﺿﻰ ﻫﺬﺍ ﻟﻨﻔﺴﻲ !!!
ﻗﺎﻝ: ﻭﻟﻢ؟؟؟
ﻗﺎﻝ: ﻷﻥ ﻫﺬﺍ ﻳﻘﻮﻝ ﻓﻲ ﻋﺎﺋﺸﺔ ما ﻳﻘﻮﻝ ﻭﻳﺴﺐ ﺃﺑﺎ ﺑﻜﺮ ﻭﻋﻤﺮ ﻭﻻ ﺃﺭﺿﻰ ﻫﺬﺍ ﻟﻨﻔﺴﻲ ﺃﻥ ﺃﺗﺒﻊ ﺩﻳﻦ ﻣﺤﻤﺪ ﻭﺃﻗﺬﻑ ﺯﻭﺟﺘﻪ ﻭﺃﻟﻌﻦ ﺃﺻﺤﺎﺑﻪ ﻓﺮﺃﻳﺖ ﺃﻥ ﺩﻳﻨﻲ ﺃﻭﻟﻰ.
ﻗﺎﻝ: ﻓﻮﺟﻢ ﺍلنقيب ﺳﺎﻋﺔ،
ﺛﻢ ﻗﺎﻝ ﻟﻠﻴﻬﻮﺩﻱ: ﻣﺪ ﻳﺪﻙ، ﺃﺷﻬﺪ ﺃﻥ ﻻ ﺇﻟﻪ ﺇﻻ ﺍﻟﻠﻪ ﻭﺣﺪﻩ ﻻ ﺷﺮﻳﻚ ﻟﻪ ﻭﺃﻥ ﻣﺤﻤﺪاً ﻋﺒﺪﻩ ﻭﺭﺳﻮﻟﻪ ﻭأﻧﻲ ﺗﺎﺋﺐ ﻋﻤﺎ ﻛﻨﺖ ﻋﻠﻴﻪ ﻣﻦ ﻫﺬﺍ ﺍﻷﻣﺮ.
ﻓﻘﺎﻝ ﺍﻟﻴﻬﻮﺩﻱ: ﻭ ﺃﻧﺎ ﺃﺷﻬﺪ ﺃﻥ ﻻ ﺇﻟﻪ ﺇﻻ ﺍﻟﻠﻪ ﻭﺣﺪﻩ ﻻ ﺷﺮﻳﻚ ﻟﻪ ﻭﺃﻥ ﻣﺤﻤﺪﺍً ﻋﺒﺪﻩ ﻭﺭﺳﻮﻟﻪ، ﻭﺃﻥ ﻛﻞ ﺩﻳﻦ ﻏﻴﺮ ﺩﻳﻦ ﺍﻹﺳﻼﻡ ﺑﺎﻃﻞ.
ﻓﺄﺳﻠﻢ ﻭﺣﺴﻦ ﺇﺳﻼﻣﻪ ﻭﺗﺎﺏ ﺍﻟﻨﻘﻴﺐ ﻋﻦ التشيع وﺍﻟﺮﻓﺾ ﻭﺣﺴﻨﺖ ﺗﻮﺑﺘﻪ.
منقول من كتاب: “النهي عن سب الأصحاب.”
لابن قدامة المقدسي