İbretlik Yahudi Zihniyeti
Tevratî Canavarlar Hanedanının Hakikati
Gübre deveye, iz yürüyüşe delalet eder.
“Onları tümden öldürün, bebeklerini bile…”
Siyonist Mecusî Soykırım İnancının Suriye’deki Fikri Kökleri
Amerikan Yahudi dergisi Moment, Mayıs-Haziran 2009 sayısında Siyonist haham Manis Friedman ile işgal altındaki Filistin’de Yahudilerin Arap komşularına nasıl muamele etmeleri gerektiği üzerine bir röportaj yayımladı. Friedman’ın cevabı gayet açıktı:
“Ben Batı ahlâkına inanmıyorum. Yani sivil ya da çocukları öldürmemen, kutsal mekânları yıkmaman, dinî günlerde savaşmaman, mezarlıkları bombalamaman, karşı taraf senden önce ateş açmadıkça senin de ateş açmaman gerektiğine inanmıyorum. Ahlâklı bir savaş yürütmenin tek yolu Yahudi yoludur: Onların kutsal mekânlarını yerle bir et, erkeklerini, kadınlarını, çocuklarını ve hayvanlarını öldür.”
Friedman, bu tutumunu, Filistinlilerin kararlılıklarını kırmanın ve sürekli direnişlerini sonlandırmanın tek gerçek ve etkili yolu olarak nitelendiriyordu. Ona göre bu, Tevrat’ın öğrettiği ilahi bir değerdi ve İsraillileri, “insan eliyle icat edilen bu yıkıcı (Batı) ahlâkı yüzünden mağlup olan milletlere ışık saçan bir nur” hâline getirecekti.
Böylesine pervasız bir açıklamayla Friedman, İsrail’in varlığını “cennete” dönüştürmeyi engellediklerini düşündüğü Filistinlilere yönelik ideal muameleyi ortaya koyuyordu. Üstelik bu sözleri, şahsi görüşü olarak değil, Yahudilikte bir dinî vecibe ve Tevratî bir öğreti olarak ifade ediyordu. Böylece, Yahudiliğin Filistin ve halkına dair temel bakış açısını ve Siyonizmin işgal boyunca işlediği katliam, terör ve soykırım eylemlerinin teorik temelini açıkça ifşa etmiş oluyordu.
İşte bu yüzden, bu soykırımcı söylemin ve canice zihniyetin köklerine dönüp bakmak gerekiyor. Siyonizm bu söylemini hangi dayanaklar üzerine inşa etti? Bu inşanın sonuçları neler oldu?
Tercüme: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
31.01.2025 Üsküdar
حقيقة آل الوحش التوراتية
البعر يدل على البعير والأثر يدل على المسير
“اقتلوهم جميعا حتى الرُضع منهم “.. الجذور الفكرية لعقيدة الإبادة الصهيونية المجوسية في سوريا
في عددها الصادر لشهرَيْ مايو/أيار ويونيو/حزيران 2009، نشرت مجلة” مومِنت” (Moment) اليهودية الأميركية حوارا مع الحاخام الصهيوني “مانيس فريدمان” حول الطريقة المثلى لتعامل اليهود بفلسطين المحتلة مع جيرانهم من العرب، وقد أتت إجابة “فريدمان” صريحة: “إنني لا أومن بالأخلاقيات الغربية، بمعنى أن عليك ألا تقتل المدنيين أو الأطفال، وألا تُدمِّر الأماكن المقدسة، وألا تقاتل في المناسبات الدينية، وألا تقصف المقابر، وألا تُطلق النار قبل أن يطلقها عليك الآخرون.. إن الطريقة الوحيدة لخوض حرب أخلاقية هي الطريقة اليهودية: دمِّر أماكنهم المقدسة، واقتل رجالهم ونساءهم وأطفالهم ومواشيهم”. وقد علَّل “فريدمان” ذلك بأنه الرادع الوحيد والحقيقي للتخلُّص من ثبات الفلسطينيين ومقاومتهم المستمرة، وأن تلك هي قيم التوارة التي ستجعل الإسرائيليين “النور الذي يشع للأمم التي تعاني الهزيمة بسبب هذه الأخلاقيات (الغربية) المُدمِّرة التي اخترعها الإنسان”.
بهذا السفور الشديد، قدَّم “فريدمان” عقيدته في التعامل الأمثل مع الفلسطينيين الذين ينغِّصون هناء الفردوس الإسرائيلي على حد قوله، وهو في هذا لا يتَّبِع وجهة نظر شخصية ولا يتحدَّث من وحي أفكاره، وإنما يعتبر الأمر واجبا دينيا وتعليما توراتيا مقدسا لا ينبغي العدول عنه، كاشفا لنا بكل وضوح عن الموقف اليهودي من فلسطين وشعبها، والأساس النظري لكل أعمال الإبادة والإرهاب التي مارستها الصهيونية أثناء وجودها بفلسطين المحتلة. لأجل هذا، نحتاج إلى العودة قليلا إلى الوراء، لنرى جذور هذا الخطاب الإبادي وتلك النزعة الإجرامية التي تُشرعن للصهيوني أعمال القتل والإبادة والتهجير والتطهير العِرقي باسم الإله. فما هذه الجذور؟ وكيف بنت الصهيونية خطابها عليها؟ وإلامَ أفضى هذا البناء؟