Fikriniz Olsun ..

Orhan Pamuk’un New York’taki bir sohbette:

Bizim bir devlete ihtiyacımız vardı. Önce Müslüman olduk ve uzun maceralardan sonra Türkiye’yi elimize geçirdik

sözü bu ülkede bir çok olaylara ışık tutacak nitelikte ifadelerdir..

Anlaşılan o ki birileri devlet ihtiyacını karşılamak için, Türkiye Cumhuriyeti’ni kendi ellerinde tutmak için, “Müslüman gözükme, Türk gözükme” ihtiyacını hissetmiş…

Yani bu ülkede öyle her “Müslümanım” diyene, “Türküm” diyene inanmamak ile yükümlüyüz!

Okan Bayülgen’in İstanbul kökenli olmayan insanları neden hor gördüğü, Yalçın Küçük’ün neden
Türkiye İsrail’in rezerv devletidir ve bu ülkede bir yere gelebilmek için Sabetaycı olmak gereklidir
dediğinin şifresi de burada yatmaktadır.

Eski ve yenilere hep birlikte bir bakacak olursak; YÖK başkanı Kemal Gürüz, İstanbul Üniv. Rektörü Kemal Alemdaroğlu ve medyatik yardımcısı Nur Serter, Koç Üniv. Rektörü Seha Tiniç, Galatasaray Üniv. Rektörü Erdoğan Teziç, Bilgi Üniv Rektörü Lale Duruiz ve eski rektör İlter Turan, Boğaziçi Üniv. Rektörü Sabih Tansal ve eski rektör Üstün Ergüder, Işık Üniv. Rektörü B.S. Yarman, Marmara Üniv. Rektörü Tunç Erem, medyada çok görülen ve kanaat önderi olarak sunulan Asaf Savaş Akat ve eşi Nilüfer Göle, Eser Karakaş, Ahmet İnsel, Taner Berksoy, Kenan Mortan gibi hocalar ve medyada ismi çok geçen hukuk profesörlerinin çoğunluğu, Şişli Terakki ve Feyziye Işık Mektepleri, Işık ve Bilgi üniversiteleri… Hepsi bu “devlet ihtiyacı” yüzünden önce Müslüman olan kişi ve kuruluşlardandır..

Orduda 28 Şubat’ın mimarı olan ve laiklik ve Atatürkçülük konusunu şaşırtıcı üsluplarda dile getiren Çevik Bir, Doğu Aktulga, Doğu Silahçıoglu (Sultanbeyli ilçesine dindar çoğunluğa nispet olsun diye izinsiz Atatürk heykeli diktiren paşa), Yalçın Işımer (GATA’nın açılısında ‘belleyeceğiz’ konuşmasını yapan paşa)
Oyak şirketi olan Renault MAİS’in son üç genel müdürü Ateş Ünal Erzen, Onur Baytok ve İbrahim Aybar, Aselsan’ın genel müdürü Necip Kemal Berkman…

Siyasette Tansu Çiller ve eşi Özer Uçuran, Rahşan Ecevit (her iktidar döneminde ve özellikle 1974‘te FETÖ cemaatinin devlet içinde güçlenmesini sağlamış çok önemli bir isimdir),
Erdal İnönü’nün eşi Sevinç İnönü (Sohtorik’lerdendir), DTP’nin başına geçirilen Mehmet Ali Bayar, İsmail Cem (dedelerinden biri hahamdır), Kemal Derviş, Şükrü Sina Gürel, Bülent Tanla, Sefa Sirmen, Hüsamettin Özkan’ın dünürü Erdogan Alkın, Cem Uzan’in eşi Alara Koçibey, Altan Öymen, eskilerden Haluk Bayülgen, Barlas Küntay, Hayrettin Erkmen, Ahmet İsvan…

Komünizmin Türkiye’deki ilk öncüsü Mustafa Suphi, 80 öncesi komünist liderlerden Mehmet Ali Aybar ve Behice Boran, Ercan Karakaş…

Osmanlı İmparatorluğunun çöküşüne sebep olan İttihat ve Terakki’nin önde gelenleri, Cavit bey, Dr. Nazım, Talat ve Cemal paşalar…

Adnan Menderes’in başbakanlık müsteşarı Ahmet Salih İlkorur, dışişlerinde İsmail Cem, Sükrü Sina Gürel, İlter Türkmen, Emre Gönensay, Coskun Kırca, Onur Öymen, Kaya Toperi, Zeki Kuneralp, Özden Sanberk, Yalım Eralp, Filiz Dinçmen.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Merkez Bankası eski başkanı Gazi Erçel, Hazine Müsteşarı Faik Öztrak, Cumhurbaşkanlığı sekreteri Tacan İldem, MİT’ten Şenkal Atasagun, Ziya Selışık, Fuat Doğu ve Sönmez Köksal, Hiram Abas, 12 Eylül yönetimi tarafından kendisine MDP’nin kurdurulduğu 80 öncesinin kontrgerilla örgütü Ergenekon’un başı olan orgeneral Turgut Sunalp…

Sivil toplum örgütlerinde ÇYDD ve ÇEV, ADD (Atatürkçü Düşünce Derneği) Gazeteciler Cemiyetinin son iki başkanı Nezih Demirkent ve Nail Güreli, TÜSIAD, YASED başkanı Faruk Yöneyman, TESEV, Özden Sanberk, Yılmaz Argüden, Can Paker, Üstün Ergüder, İlter Turan, İlter Türkmen, Ersin Kalaycıoğlu. İshak Alaton Ahmet Salih İlkorur, Sahir Talat Akev, Demir Savaşçın, Can Ataklı, Mimar Sinan Locası’nın eski üstadı Reşat Atabek, Cumhur Ferman…

Medyada Ahmet Emin Yalman, Sedat Simavi, Haldun Simavi, Abdi İpekçi, Zekeriya Sertel, Dinç Bilgin Güngör Mengi, Ruhat Mengi, Gülçin Telci, Murat Birsel, Okay Gönensin, Levent Tüzemen, İlker Sarıer, Sedat Sertoglu, Ercan Arıklı, NTV’nin sahibi Ferit Sahenk (Doğuş grubu), Dünya gazetesinin kurucusu Nezih Demirkent ve genel yayın yönetmeni Osman Arolat, Hürriyet, Radikal, Posta, Kanal D ve CNNTürk’ün sahibi Doğan grubu, Aksam, Show TV ve Cumhuriyet’in % 40 hisse sahibi Çukurova grubu, Nuri Çolakoglu, Güneri Cıvaoğlu, Mehmet Ali Birand, Can Ataklı, Ali Sirmen, Gülgün Feyman, Umur Talu, Aziz Üstel, Nazlı Ilıcak, Cengiz Çandar, İlnur Çevik, Mehmet Barlas ve eşi Canan Barlas (Can Paker’in kardeşi), Murat Belge, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Osman Kavala, Zeynep Göğüş, Mehmet Altan’ın eşi…

İş dünyasında Koç Grubu, Çukurova Grubu, Akkök grubunun sahibi Dinçkök’ler, Şahenk’ler, Eczacıbaşı’lar, Koçman’lar, Cem Boyner, Tekfen’in sahiplerinden Feyyaz Berker, Feyyaz Tokar, Bezmen’ler, Edin’ler, Özgörkey’ler, Atabek’ler, Dedeman’lar, Merzeci’ler, Kurttepeli’ler, Şahap Kocatopçu, Ömer Çavusoglu, Ahmet Kozanoglu, Ali Üstay, Arman Kırımlı, Alp Yalman, Faruk Süren, Nur Akgerman, Mehmet Üstünkaya, YKM’nin sahibi Tan ailesi, Feyyaz Tokar, İbrahim Betil, Akın Öngör, Kahraman Sadıkoğlu, Henkel’in yönetim kurulu başkanı Can Paker, Siemens’in yönetim kurulu başkanı Zafer İncecik, STFA’nin kurucularının manevi oğlu Eser Tümen ve torunları Taskent’ler, Alarko, Tekfen (Feyyaz Berker), Enka, Koç Holding’in CEO’su Bülent Özaydınlı, Mehmet Ali Berkman, Tuğrul Kutadgobilik, Arçelik’in genel müdürü Nedim Esgin, Hasan Bengü, Mehmet Ali Neyzi, Mehmet Barmanbek, Tofaş’ın eski CEO’su Jan Nahum, İmre Barmanbek, Güneş Taner (No, no, no… well may be yazan tişörtüyle meşhur, Özal’ın bakanı)…

Ayrıca Ayşe Kapancı, Ayla Sevand, Rafi Portakal, Tuncay Artam, Alkent, Edin, 900‘lü hatları Türkiye’ye getiren Oğuz Özerden, Halide Edip, Haldun Dormen, Sertap Erener, Mustafa Denizli.

Ve daha niceleri….

Şimdi insanın bu isimler karşısında “Türkiye İsrail’in (Sabetayistler’in – Yahudiler’in) rezerv devleti mi?” demekten başka bir sözü olabilir mi?

Türkiye gerçekten İsrail’in rezerv devleti miydi? Bunu Ali KOÇ şu şekilde yanıtlamıştı:

“Evet,Türkiye İsrail’in rezerv devleti olarak kurulmuş ve misyonu yıllardan beri yazdığımız ve anlattığımız gibi;
Osmanlı bakiyesi Müslüman ve Türk nüfusun mankurtlaştırılması,1000 küsur yıllık kadim Müslüman Türk medeniyetinin yok edilmesi, İsrail ve büyük İsrail’in kurulması olan ve bir asır ömür biçilen bir organizasyondu.”

Ama bizler, yani Anadolu’nun çarıklı erkan-ı harbi olan öz evlatları, 15 Temmuz’da devletimizi geriye aldık, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barışı Pınarı operasyonlarıyla da Devleti Aliyye’yi “Arzı Mevud” yani büyük İsrail için paramparça eden siyonist akıl ve sermayenin binlerce yıllık kadim hayallerini başlarına geçirdik! Üstelik bunlar henüz iyi günleri, ğargat ağaçlarının arkasına saklanacakları günler de çok uzakta değil biiznillah..

İşte bütün “köşe başları” nın Sebataistler, Masonlar, Lions’lar, Rotarienler, Bilderbergçiler ve azınlık dönmeler tarafından tutulduğu bir ülkede, olayları değerlendirirken, geleceğe yatırım yaparken bu faktörleri göz ardı etmemek gerekir. Aksi takdirde bu ülkede işlerin neden bir türlü yolunda gitmediğini anlamakta zorluk çekersiniz….

(Kadir Çelik)

Not: Ülkenin kimler tarafından ve nasıl kurulduğunu bilmiyorsanız ne bugünlere ait analiz ve tespitler yapabilir ne de dost ve düşmanlarınızı tanıyabilirsiniz, AB ülkelerinin ve Arap Birliği adı verilen uşaklarının hep bir ağızdan yüzde yüz haklı olduğumuz bir operasyon için hep birlikte havlamaları tesadüf değildir, hayatta tesadüfler yoktur…

Değerli dostlar 40 yıllık devlet hayatımda Amerika’da ve Rusya’daki diplomatik görevlerimde gördüğüm bir şey yukarıda söylenenlerin son yüzyılda Yahudi dönmesi aileler tarafından Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ilgili birimlerinin ve gönüllü teşekkülerinin kontrol edildiğinin resmidir… Bunun çok daha ötesinde Cumhuriyet tarihinde kurulan son 102 hükümetde, azınlıkta olmakla beraber seçilen bütün milletvekillerinin %99,9’u bu 600 aileden seçilmiş ve bunların içinde sağ sol ayrımı olmaksızın başbakan bakan, Güç Bakan’ları (içişleri, dışişleri, milli savunma, maliye), meclis Başkanları, Cumhuriyetle birlikte kurulan devlet sistemindeki başkanlıklar Yargıtay, Sayıştay, Danıştay Diyanet İşleri, HSYK.. vs hepsine bu 600 ailenin yakın çevresinden irtibatlı olarak kurulmuştur.. Bunların ortak özellikleri gayri Türk ve gayrimüslim yani devşirme dönme.. vs dediğimiz, adı İbrahim, Süleyman, Kemal, Cem, olsa da hem gayri Türklükleri, son soyadı kanunu‘yla beraber ortaya çıkmış 14.000 aile şeffaf olarak görüntülenmiş, hem de gayrimüslim oldukları yaşantılarıyla ortaya konmuştur!!!

Üç aşağı beş yukarı yuvarlak yazma zorunluluğundan bu kadarla iktifa ediyoruz!!!

Dil ve tarih kurumu başkanı Yusuf Hallaçoğlu‘nun hazırladığı 600 sayfalık “Cumhuriyet Tarihindeki Gayri Türk ve Gayrimüslimlerin Türkleşip İslamlaşması” ile ilgili çalışmasına bakabilirsiniz… Yusuf Hallaçoğlu‘nun internet hesapları açıldığı gün kapatılmış, dijital dünyada bizi idare eden sistem, işine gelmeyen videoları saniyeler içinde ortadan kaldırmıştır!!!

Yukarıda sayılanlar da bu 600 aile içinden olup Türkiye’de kurulan bütün parti genel başkanlıkları, kurtulan partilerin başkanları, yurtdışından ithal edilen sözde bilim adamları ve Türkiye’deki bilim kurumları üniversitelerin rektörleri, bilim kurulları, etik kurulların başkanları, gazeteci, köşe yazarı gibi her dönemin bizim doğduğumuzda simasını görüp 60 küsür yaşımızda yine karşımızda dimdik tutturulan abant toplantılarına katılanların hepsi, dün devlet televizyonu başta olmak üzere ve malum havuz medyası tarafından halen abartılıp köpürtülerek karşımıza konmaktadır!!!

Pınar dün Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin en tepesinde sayın cumhurbaşkanımızın sağında solunda uçağında ya koruması Bakan’ları danışmanlara özel kalem müdürleri olarak arzı endam etmiştir. 15 Temmuz hadisesinden sonra da bunların yetiştirdiği köleleri ile şu anda yolumuza devam ediyoruz maalesef..

Sayın cumhurbaşkanımızın feraseti ile iki gün önce tekrar incelenmesi için geriye gönderilen gıda yasası bile bunun bir örneğidir!!!

Fırsat bulduklarında gizli kriptolar ortaya çıkacak efendilerine yaptıkları köleliğin karşılığını Türkiye cumhuriyeti hükümetinde bugüne kadarki olan, başkanlık sistemine kadar ki olan hükümetlerde olduğu gibi, başbakan bakan belediye başkanı işadamı..vs olarak mükafatlandırılacağı günü beklemektedirler!!!

Onların tuzu kurudur beslenmeleri dış kaynaklıdır bunların maaşları 30-40.000 $ civarındadır, sırtlarını devlete ve dış güçlere dayamışlardır, başta üniversiteler ve devlet kurumlarında çalışmadığı halde bunlar maaşlarını almakta, garip Anadolu insanı hakir gördükleri siz sadece askere gidin bize üretin dedikleri anadolu köylüsü çiftçisi de başıboş bırakılmış açlık sınırında bir hayat yaşamaktadır!!!?

Türkiye ne zaman Türklerin ve gerçek Müslümanların eline geçerse bağımsızlık meşalesi yanacak bu necip milletin torunları tekrar şanlı günlerine dönecektir!!!

Mücadelemiz bunun içindir!!! Bu fikre inananların Allah yar ve yardımcımız olsun!!!
AKINCI

Bu mesajı Prof. Dr. Talip Alp Hoca, Hicazlılar whatsap gurubunda paylaştı. 30.06.2025