Kalp, Akıl ve Beyin Üzerine ..

(Kalp sadece bir kan pompası değildir; evvelce hekimlerin zannettiği gibi.)

Kur’ân-ı Kerîm’in kalbe dair ortaya koyduğu öncülük bugün bilim insanları tarafından ciddi şekilde tartışılmaktadır. Araştırmacılar kalpte, yaklaşık 40.000 sinir hücresinden oluşan bir beyin bulunduğunu söylemektedirler. Yani “akıl” dediğimiz şeyin merkezi kalptir. Beyne görevini yaptıran da kalpteki bu merkezdir. Bu yüzden Allah Teâlâ, kalbi akletme vasıtası olarak göstermiştir.

Cenab-ı Hak şöyle buyurur:

“Yeryüzünde hiç gezip dolaşmadılar mı ki kalpleri olsun da onunla akıl etsinler, kulakları olsun da onunla işitsinler? Zira hakikatte gözler kör olmaz, ancak göğüslerin içindeki kalpler kör olur.” (el-Hac, 46)

Yine başka bir ayette şöyle buyrulur:

“Onların kalpleri vardır ama onunla kavrayamazlar. (el-En‘âm, 179)

Demek ki Kur’ân, insanın idrak merkezinin kalp olduğunu açıkça bildirmiştir. Bugün bilim insanlarının keşfetmeye başladığı şey budur.

Yine Kur’ân-ı Kerîm şöyle bildirir:

“Sonra kalpleriniz bundan sonra katılaştı. Artık onlar taş gibi, hatta daha da katıdır.”
(el-Bakara, 74)

Kur’ân kalbin bir vasfını, yani yumuşaklık ve katılığı ortaya koymuştur. Bu sebeple kâfirler hakkında şöyle buyurulur:

“Allah’ı anmaktan kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun. İşte onlar apaçık bir sapıklık içindedir.” (ez-Zümer, 22)

Öte yandan mü’minler hakkında da şöyle buyrulur:

“Sonra derileri ve kalpleri Allah’ın zikrine yumuşar. (ez-Zümer, 23)

Her bir kalp hücresi, birer bilgi ve olay deposudur. Bu sebeple bugün “kalp hafızası”ndan söz edilmeye başlanmıştır. Allah Teâlâ da kalbin her şeyi ihtiva ettiğini ve bizleri kalplerimizle imtihan ettiğini haber vermektedir:

“Allah, sinelerinizdekini sınamak ve kalplerinizdekini arındırmak için (bu imtihanı yaptı). Allah sinelerin özünü bilir.”
(Âl-i İmrân, 154)

Kalpteki büyük bir bozulma işitme kaybına bile yol açabilir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Biz kalplerini mühürleriz; artık işitmezler.”
(el-A‘râf, 100)

Kalbin ilim ve öğrenme üzerinde önemli bir etkisi vardır; çünkü kalp, beyin hücrelerini etkiler ve yönlendirir. Bu sebeple Kur’ân kalple ilim arasında bağ kurmuştur:

“Allah onların kalplerini mühürlemiştir; artık bilmezler.” (et-Tevbe, 93)

Yalanın merkezi beynin ön kısmında, yani alnın hemen arkasında yer alan “nâsiye” bölgesidir. Kalpte ise gerçek, samimi ve doğru bilgiler depolanır. İnsan diliyle yalan söylediğinde, kalbinde taşıdığı bilgilerin aksini dile getirmiş olur. Bu yüzden Yüce Allah şöyle buyurur:

“Ağızlarıyla söyledikleri, kalplerinde olmayan şeylerdir.” (el-Fetih, 11)

Dil, beyindeki nâsiye bölgesinin yönlendirmesiyle hareket eder. Bu sebeple Kur’ân bu bölgeyi şöyle tanımlar:

“Yalancı ve günahkâr bir alından!”
(el-Alak,16)

İman kalple olur, beyinle değil. Bu nedenle bazı araştırmacılar, kalbin iman ve inanç üzerindeki etkisine dikkat çekerler. Cenab-ı Hak şöyle buyurur:

“Ey Resul! O kâfirlerden, ağızlarıyla ‘İman ettik’ deyip de kalpleri iman etmemiş olanların küfre koşmalarına üzülme.” (el-Mâide, 41)

Yapay kalp taşıyan bir kimse, korku, endişe veya gelecek kaygısı gibi duyguları hissedemez. Kur’ân bu konuda da öncüdür. Zira kalbin ürperdiğini, huşu duyduğunu bildirmiştir:

“Gerçek mü’minler, Allah anıldığında kalpleri ürperen; O’nun âyetleri okunduğunda imanları artan ve yalnızca Rablerine tevekkül eden kimselerdir. (el-Enfâl, 2)

Yine korkunun ve dehşetin mahalli olarak da kalp gösterilmiştir:

“Allah, onların kalplerine korku saldı.”
(el-Haşr, 2)

Bugün yapay kalp nakli yapılan kimselerde vücudun bütün sistemlerinin bozulduğu, ahenkten çıktığı gözlemlenmektedir.

Kalp İçin En Güzel Şifa

Tüm bilim insanları, ölümün en yaygın sebebinin kalbin düzenli çalışmamasından kaynaklandığını belirtirler. Kalbin istikrara kavuşması, onun en iyi tedavisidir. Artık bilinmektedir ki bazı ses frekansları kalbin çalışmasını olumlu etkiler, onu yatıştırır.

Peki, Kur’ân’ın sesinden daha etkili bir şifa var mıdır?

Nitekim Yüce Rabbimiz şöyle buyurur:

“İman edenler ve kalpleri Allah’ı zikretmekle sükûna erenler… Dikkat edin! Kalpler ancak Allah’ı zikretmekle huzura kavuşur.”
(er-Ra‘d, 28)

Allah’tan dileğimiz şudur: Kalplerimizi iman üzere sabit kılsın! Ve mü’minlerin şu duasıyla niyazda bulunalım:

“Rabbimiz! Bize hidayet ettikten sonra kalplerimizi eğriltme, bize tarafından rahmet ver. Şüphesiz Sen bolca lütfeden, bağışlayansın.” (Âl-i İmrân, 8)

Kur’ân-ı Kerîm’de “akıl” kelimesi tek başına hiçbir yerde geçmez…
İdrak eden, anlayan ve kavrayan merkez olarak hep kalp zikredilir.

Resûlullah Efendimiz (sav) buyurmuştur:

“Dikkat edin! Vücutta bir et parçası vardır ki, o düzgün olursa bütün vücut düzgün olur; o bozulursa bütün vücut bozulur. İşte o, kalptir.”

O hâlde geliniz, gözümüzün nuru, sevgilimiz, efendimiz, şefaatçimiz Hazreti Muhammed’e (sallallahu aleyhi ve sellem) salât ve selâmı çoğaltalım.

Tercüme: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
01.07.2025 OF

مقال عجيب للدكتورة يسرية الطويل استاذةعلم الأعصاب 

إذا أصيب شخص في رأسه إصابة عنيفة في حادث حركة مثلا سيفقد ذاكرته قطعا لكن إذا تحدثت معه ستكتشف أنه يتمتع بكامل قواه العقلية لكن لا تسأله عن الماضي لأنه بدون ذاكرة .

إذا الذاكرة شئ و العقل شئ آخر.

فإذا كانت الذاكرة في الرأس ( المخ ) أين العقل ؟ 

أقرأ الإجابة أدناه.

مقال عجيييب يستحق القراءة بهدوء و تدبر

 القلب والعقل والدماغ 

(( القلب ليس مضخة دم فقط كما أكتشف الأطباء سابقا))

السبق القرآني في علم القلب يتحدث العلماء اليوم جدّياًّ عن دماغ موجود في القلب يتألف من 40.000 خلية عصبية .. أي أن ما نسميه ” العقل” موجود في مركز القلب ..  وهو الذي يقوم بتوجيه الدماغ لأداء مهامه ..  و لذلك فإن الله تعالى جعل القلب وسيلة نعقل به ..

قال تعالى: {أَفَلَمْ يَسِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَتَكُونَ لَهُمْ قُلُوبٌ يَعْقِلُونَ بِهَا أَوْ آَذَانٌ يَسْمَعُونَ بِهَا فَإِنَّهَا لَا تَعْمَى الْأَبْصَارُ وَلَكِنْ تَعْمَى الْقُلُوبُ الَّتِي فِي الصُّدُورِ}*  [الحج: 46]. 

وقال تعالى: {لَهُمْ قُلُوبٌ لَا يَفْقَهُونَ بِهَا}* [الأنعام: 179]. 

أي أن القرآن حدد لنا مركز الإدراك لدى الإنسان و هو القلب .. وهو ما يكتشفه العلماء اليوم.

وقال تعالى: {ثُمَّ قَسَتْ قُلُوبُكُمْ مِنْ بَعْدِ ذَلِكَ فَهِيَ كَالْحِجَارَةِ أَوْ أَشَدُّ قَسْوَةً} [البقرة: 74]. 

فقد حدّد لنا القرآن صفة من صفات القلب و هي القسوة واللين . و لذلك قال عن الكافرين : 

{فَوَيْلٌ لِلْقَاسِيَةِ قُلُوبُهُمْ مِنْ ذِكْرِ اللَّهِ أُولَئِكَ فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ}

[الزمر: 22]…

ثم قال في المقابل عن المؤمنين: 

{ثُمَّ تَلِينُ جُلُودُهُمْ وَقُلُوبُهُمْ إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ}*  [الزمر: 23].

كل خلية من خلايا القلب تشكل مستودعاً للمعلومات و الأحداث، و لذلك بدأوا يتحدثون عن ذاكرة القلب .. 

و الله تعالى أكد لنا أن كل شيء موجود في القلب .. 

و أن الله يختبر ما في قلوبنا ..

 يقول تعالى: {وَلِيَبْتَلِيَ اللَّهُ مَا فِي صُدُورِكُمْ وَلِيُمَحِّصَ مَا فِي قُلُوبِكُمْ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ) [آل عمران: 154].

الخلل الكبير في نظام عمل القلب يؤدي إلى فقدان السمع .. قال تعالى: {وَنَطْبَعُ عَلَى قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَسْمَعُونَ}

 [الأعراف: 100].

للقلب دور مهم في العلم و التعلم لأن القلب يؤثر على خلايا الدماغ ويوجهها .. و لذلك فإن القرآن قد ربط بين القلب و العلم،،، 

قال تعالى: {وَطَبَعَ اللَّهُ عَلَى قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ}

[التوبة: 93].

مركز الكذب هو في منطقة الناصية في أعلى ومقدمة الدماغ .. أما المعلومات التي يختزنها القلب فهي معلومات حقيقية صادقة .. و هكذا فإن الإنسان عندما يكذب بلسانه ..  فأنه يقول عكس ما يختزنه قلبه من معلومات .. و لذلك قال تعالى : {يَقُولُونَ بِأَلْسِنَتِهِمْ مَا لَيْسَ فِي قُلُوبِهِمْ} [الفتح: 11].. 

فاللسان هنا يتحرك بأمر من الناصية في الدماغ، ولذلك وصف الله هذه الناصية بأنها: {نَاصِيَةٍ كَاذِبَةٍ خَاطِئَةٍ} 

[العلق: 16].

الإيمان يكون بالقلب و ليس بالدماغ .. و هكذا يؤكد بعض الباحثين على أهمية القلب في الإيمان والعقيدة .. ولذلك قال تعالى: { يَا أَيُّهَا الرَّسُولُ لَا يَحْزُنْكَ الَّذِينَ يُسَارِعُونَ فِي الْكُفْرِ مِنَ الَّذِينَ قَالُوا آَمَنَّا بِأَفْوَاهِهِمْ وَلَمْ تُؤْمِنْ قُلُوبُهُمْ}

 [المائدة: 41].

صاحب القلب الصناعي لا يخاف أو يتأثر أو يهتم بشيء من أمور المستقبل .. و هذا ما سبق به القرآن عندما أكد على أن القلوب تخاف وتوجل : {إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذِينَ إِذَا ذُكِرَ اللَّهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَإِذَا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ آَيَاتُهُ زَادَتْهُمْ إِيمَانًا وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ} [الأنفال: 2]. 

وكذلك جعل الله مكان الخوف والرعب هو القلب ..فقال سبحانه و تعالى: {وَقَذَفَ فِي قُلُوبِهِمُ الرُّعْبَ}  [الحشر: 2]

 و هذا ما نراه اليوم و بخاصة في عمليات القلب الصناعي .. حيث نرى بأن جميع أنظمة الجسم تضطرب ..

أفضل علاج للقلب: 

يؤكد جميع العلماء على أن السبب الأول للوفاة هو اضطراب نظم عمل القلب .. و إن أفضل طريقة للعلاج هو العمل على استقرار هذه القلوب .. وقد ثبُت أن بعض الترددات الصوتية تؤثر في عمل القلب وتساعد على إستقراره … 

(و هل هناك أفضل من صوت القرآن ؟؟؟)

ولذلك قال تعالى: {الَّذِينَ آَمَنُوا وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُمْ بِذِكْرِ اللَّهِ أَلَا بِذِكْرِ اللَّهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُ) [الرعد: 28].

 نسأل الله تعالى أن يثبت قلوبنا على الإيمان .. وندعو بدعاء المؤمنين:  {رَبَّنَا لَا تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةً إِنَّكَ أَنْتَ الْوَهَّابُ ) [آل عمران: 8].

كلمة العقل لم تذكر في القرآن ولا حتى مرة واحدة…

الذي يفقه و يعقل هو القلب

قال رسولنا الكريم عليه افضل الصلاة واتم التسليم:

[ إن في الجسد مضغة إذا صلحت صلح الجسد كله وإذا فسدت فسد الجسد كله الا وهي القلب.]

فلِنُكثر من الصلاة والتسليم على قرة أعيننا سيدنا وحبيبنا وشفيعنا محمد صلى الله عليه و على آله وصحبه اجمعين