Acil, Çarpıcı ve Mühim Haberler New York – Yabancı Ajanslar ..

Thomas Barak, Washington’da bir basın toplantısı düzenleyerek İsrail ile Suriye arasında bir “gerilimi düşürme anlaşması”nın imzalanmasının yakın olduğunu ilan etti. Bu açıklamanın ardından, çoğunluğu Suriye’ye İsrail’den daha ziyade müzahir tavır sergileyen sol-liberal gazetecilerin hazır bulunduğu bir basın toplantısı tertiplendi.

İlk soru, Democracy Right Now (yani Demokrasi Şimdi ve Doğrudan) adlı haber ağından muhabir Catherine Johnson tarafından yöneltildi:

Sayın Barak, Suriye ile İsrail arasında ‘gerilimi düşürme anlaşması’nın imzalanmak üzere olduğunu söylüyorsunuz. Biz gazeteciler, gerilimi tırmandıranın Suriye değil İsrail olduğunu görüyoruz. Suriye kendi sepetini üzümle doldurmak peşinde değil; zira devrimin başarıya ulaşmasından bu yana İsrail’e tek kurşun sıkmamış, onu tehdit etmemiştir. Aksine, İsrail 1974’te Suriye ile yapılmış olan ateşkes anlaşmasını ihlâl etmiş, iki ülke arasında görev yapan barış gücü kuvvetlerini kovmuştur. İsrail, Suriye’deki bütün askerî mevzilere karşı topyekûn bir saldırı başlatmış; ülkenin dört bir yanındaki üsleri bütünüyle tahrip etmiş, geriye ne uçak, ne tank, ne füze, ne de bir piyade tüfeği veya askerî bisiklet bırakmıştır. Böyle iken, hiç yükseltmediği bir gerilimi düşürmesi için Suriye’ye nasıl talepte bulunuyorsunuz? Gerçekte saldırgan ve istilâcı olan İsrail’dir; her gün köylere baskın yapmakta, toprak işgal etmekte ve Kuneytra ile Dera’nın sınır bölgelerinden Suriyelileri tutuklamaktadır.”

Thomas Barak şu cevabı verdi:

“İsrail kendisini savunmaktadır. Zira Suriye’deki yeni yönetim İslâmcı-cihadî bir yönetimdir; fikrî bakımdan Hamas adlı terör örgütüne yakındır. İsrail’in kaygısı da budur. Bu sebeple, gelecekte Suriye rejimi ile Hamas arasında herhangi bir ittifakın doğmasını engellemek ve kendi güvenliği ile halkının selâmetini muhafaza etmek için önleyici mahiyette tedbirler almaktadır.”

İkinci soru, Progressive Movement (İlerici Hareket) adlı haber ağından Robert Wallace tarafından yöneltildi:

Sayın Barak, bizler yıllardır, Suriye’nin önceki Cumhurbaşkanı Hafız Esed’in 1967’de Golan’ı İsrail’e sattığını işitenlerdeniz. Bu haber dünyanın dört bir yanındaki medya organlarında yer aldı. Esed otuz yıl iktidarda kaldı. Madem Golan’ı sattı, neden İsrail bu otuz yıllık iktidarı boyunca ondan resmen feragatini istemedi? Hepimiz biliriz ki Esed, Suriye’de mutlak hâkimiyet sahibi bir diktatördü. Öyle iken, İzak Rabin ona, yalnızca Tiberias Gölü’nün İsrail’in denetiminde kalmasını sağlayacak birkaç metre karelik bir kıyı şeridi hariç olmak üzere, Golan’ın tamamını geri vermeyi teklif ettiği hâlde, Esed bunu şiddetle reddetmiş ve ‘Tiberias Gölü Suriye toprağıdır; gençliğimde orada yüzerdim’ demiştir. Eğer gerçekten Golan’ı satmış olsaydı, İsrail bunu açıklayıp elindeki feragat belgesini ortaya koyarak onu hem halkı hem de dünya nazarında küçük düşürmez miydi? Yoksa İsrail utangaç ve güçsüz bir devlettir de, akşam yemeğini kediler mi yer?”

Thomas Barak şöyle karşılık verdi:

“Açık konuşmak gerekirse, bana göre Hafız Esed Golan’ı, haber ajanslarının naklettiği gibi, satmış değildir. Gerçekten satmış olsaydı, İsrail onu hukuken, ebediyen bu haktan vazgeçmeye mecbur bırakırdı…”

Bu sırada yanına yaklaşan bir görevli kulağına bir şeyler fısıldadı ve uzaklaştı. Barak bir an sustu, mahcup göründü ve şu sözleri ekledi:

“Doğrusu, ben ömrüm boyunca emlâk ofisi işletmiş bir adamdım; o günlerde siyasetle uğraşmadım. Dolayısıyla bu mesele hakkında fazlaca bilgim yok.”

Üçüncü soru, One World (Yekpare Dünya) televizyonunun muhabiri John Barrow-White tarafından yöneltildi:

Sayın Barak, evvela şunu sorayım: Kendinizi bir emlâk komisyoncusu mu, yoksa bir siyaset adamı mı görüyorsunuz? İkincisi: Siz Amerika adına mı, yoksa İsrail adına mı aracılık yapıyorsunuz? Yoksa, bütün azameti, kudreti ve heybetiyle Amerika’nın dahi İsrail’in menfaati için çalıştığını ve Amerikan vergi mükelleflerinin sağladığı para, silâh ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki himaye olmasa İsrail’in bir saat bile ayakta kalamayacağını mı düşünüyorsunuz?”

Barak bu sözler üzerine öfkelendi ve dedi ki:

“Yeter artık, hayvanlık etmeyin! Size hayvanlar gibi soru sorma hakkı tanımıyorum.”

Bunun üzerine, Freedom Now (Şimdi Hürriyet) kuruluşunun baş muhabiri söz aldı:

“Biz burada ne Arap ne de Lübnanlı gazetecileriz ki bize ‘hayvan’ diyerek tepeden bakabilesiniz. Biz Amerikan vatandaşlarıyız; yasalarımız ve sendikalarımız var, onlar bizi korur. Böyle bir söz söylemek utanç vericidir. Sizin gibiler hayvandan da aşağıdır. Siz, siyaset ve diplomasiden hiç anlamayan, varlığı yokluğu belli olmayan bir nâdan kişisiniz; tıpkı efendiniz ve hâmîniz Trump gibisiniz. Eğer narsisizminizi ve gururunuzu sergilemek isterseniz, bunu Lübnan’da, Suriye’de yahut Türkiye’de yapabilirsiniz; fakat burada bunu yapamazsınız.”

Bunun üzerine Barak, büyük bir öfke ve mahcubiyet içinde, basın toplantısını yarıda bırakarak salonu terk etti.

Tercüme: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
27.09.2025 – OF

أخبار عاجلة وهامة:

نيويورك، وكالات أجنبية

عقد توماس باراك مؤتمرا صحفيا في واشنطن أعلن فيه عن قرب التوصل إلى توقيع اتفاق “خفض التصعيد” ما بين إسرائيل وسورية.. وقد أعقب ذلك الإعلان عقد مؤتمر صحفي شارك فيه غالبية من الصحفيين اليساريين الليبراليين المتعاطفين مع مع سورية أكثر مما هم مع إسرائيل.

السؤال الأول كان من صحفية تدعى كاثرين جونسون من شبكة Democracy Right Now أي الديمقراطية الآن مباشرة.
سيد باراك:
تتحدثون عن قرب التوقيع على اتفاق خفض التصعيد” ما بين سورية وإسرائيل.. نحن كصحفيين نرى أن إسرائيل هي التي تقوم بالتصعيد مع سورية، بينما سورية تريد سلتها بلا عنب. فمنذ نجاح الثورة فيها لم تطلق رصاصة واحدة على إسرائيل ولم تهددها، بل إن إسرائيل هي التي خرقت اتفاق الهدنة لعام 1974 مع سورية وطردت قوات حفظ السلام العاملة ما بين الدولتين. كما قامت إسرائيل بهجوم عام وكاسح على جميع المواقع العسكرية السورية ودمرتها تدميرا كاملا على طول مساحة سورية وعرضها، ولم تبق على طائرة أو دبابة أو صاروخ ولا حتى بارودة أو دراجة عسكرية. فكيف تطالبون سورية بخفض التصعيد مع أنها لم تصعد أبدا، وإسرائيل هي المعتدية والغازية، ولا يمر يوم إلا وتهاجم فيه قرى وتحتل أراض وتعتقل سوريين من المناطق الحدودية الجنوبية في القنيطرة ودرعا؟
توماس باراك: إسرائيل تدافع عن نفسها، وهي تخشى من المستقبل لأن النظام الجديد في سورية هو نظام إسلامي جهادي وهو أقرب فكريا إلى حركة حماس الإرهابية، وهذا ما تخشاه إسرائيل. لذلك، هي تقوم بأعمال استباقية الغاية منها الحفاظ على أمنها وسلامة شعبها ومنع قيام أي تحالف مستقبلي ما بين النظام السوري وحماس.

السؤال الثاني: من الصحفي روبرت واليس من شبكة Progressive Movement
سيد باراك، سمعنا كثيرا عن قيام الرئيس السوري الأسبق حافظ الأسد ببيع الجولان لإسرائيل عام 1967 ، وهذا ما تناقلته الكثير من المواقع الإخبارية حول العالم. وقد بقي حافظ الأسد في السلطة ثلاثين عاما، لماذا لم تلزمه إسرائيل بالتنازل عن الجولان خلال فترة حكمه؟ وكلنا يعلم بأن الأسد كان دكتاتورا وحاكما فعليا في سورية ومع ذلك، هو لم يرض أن يتنازل عن بضعة أمتار من الجولان حينما عرض إسحق رابين عليه إعادة كامل الجولان باستثناء بضعة أمتار منه تضمن لإسرائيل استمرار احتلال بحيرة طبرية، فرفض الأسد رفضا قاطعا وقال بأن بحيرة طبرية سورية، وأنه كان يسبح فيها في شبابه. لو كان فعلا باع الجولان، لماذا لم تفضحه إسرائيل وتبرز صك التنازل منه عن الجولان لإسرائيل وتحرجه أمام شعبه والعالم؟ أم أن إسرائيل دولة خجولة وضعيفة و”القط” يأكل عشاءها؟
الجواب: بصراحة، أعتقد بأن حافظ الأسد لم يبع الجولان كما تناقلت وكالات الأنباء، لأنه فعلا لو باعها لألزمته إسرائيل قانونيا بعدم المطالبة بها نهائيا …
هنا اقترب منه أحد المرافقين وهمس في أذنه ومضى … صمت باراك قليلا وشعر بالإحراج وقال: بصراحة، أنا طول عمري صاحب مكتب عقاري، ولم أكن منخرطا في السياسة في تلك الأيام لذلك، ليس لدي أي معلومات حول هذه القضية.

السؤال الثالث من جون باريوايت مراسل محطة One World أي عالم واحد :
سيد باراك هل تعتبر نفسك أنك وسيط عقاري أم رجل سياسي؟ هذا أولا. ثانيا: هل تعتبر نفسك وسيطا لأمريكا أم لإسرائيل؟ أم أنك تعتبر أن أمريكا بجلالة قدرها وكل قوتها وجبروتها تعمل لمصلحة إسرائيل ولولا أمريكا ودافعي الضرائب الأمريكيين الذين يغدقون عليها المال والسلاح والحماية الدولية في مجلس الأمن لما استمرت إسرائيل ولا ساعة واحدة.

هنا امتعض باراك وقال لهم: كفوا عن الحيونة ولا أسمح لكم أن تسألوا أسئلة كالحيوانات….
فرد عليه كبير صحفيي مؤسسة Freedom Now
نحن هنا لسنا صحفيين لبنانيين أو عرب لتقول لنا حيوانات وتتغطرس علينا، نحن هنا مواطنون أمريكيون لنا قانون ونقابات تحمينا، عار عليك أن تقول ذلك، ومن مثلك هو أقل من حيوان، أنت عبارة عن شخص نكرة لم يكن لك وجود لأنك لا تفهم بالسياسة ولا بالدبلوماسية مثل معلمك وولي نعمتك ترامب. وإذا أردت أن تمارس نرجسيتك وغرورك فيمكنك أن تفعل ذلك في لبنان أو سورية أو تركيا.. أما عندنا فلا تستطيع..
هنا انسحب باراك من المؤتمر الصحفي وخرج من القاعة.