Husi Füzeleri Hakkında Farklı Bir Bakış Açısı ..
Bir Bakış Açısı
Amerika ile İsrail arasında ve Husîlerle yaşanan gülünç ve bayağı tiyatroların hedefleri şunlardır:
1. Husîleri büyük bir güç gibi göstermenin ardında yatan maksat, Körfez ülkelerinden yüksek meblağlar koparmaktır; onları koruma bahanesiyle bu ülkeleri maddî bakımdan sömürmektir.
2. Kuşatma altındaki Yemen halkını cezalandırmak maksadıyla, ülkede ayakta kalmış olan kurumların ve altyapının yok edilmesine bahane uydurmak.
3. Siyonist varlığı, birtakım Arap ülkeleri tarafından saldırıya uğrayan mazlum bir yapı gibi göstererek Batılı halkların ve hükûmetlerin duygularını sömürmek, onlardan destek ve dayanışma kazanmak.
4. Medya ve kamuoyunun dikkatini Gazze ve Batı Şeria’da yürütülen yıkım, katliam ve imha siyasetinden uzaklaştırmak.
5. Yemen’in adaları ve limanları dâhil olmak üzere, Amerika’nın Ortadoğu üzerindeki nüfuzunu daha da artırmak.
6. Şiîleri, Arap ve İslâm ümmetinin mukaddesâtını savunan birer kahraman gibi takdim ederek Arap ve Müslüman halklar arasında onları sevdirmek, mezhep değişimine zemin hazırlamak.
İşte Amerika’nın ağzından: “Husîler artık büyük bir güçtür; on dört Amerikan İHA’sını düşürdüler, daha fazlasını da…”
Bu oyunun bir düzmece olduğunu gösteren deliller ise gün gibi ortadadır:
1. Husîlere karşı savaştığını ve “meşrû” hükûmeti desteklediğini iddia eden koalisyon, bizzat bu meşrû yönetimi zayıflatmış, çözmüş, halkın seçtiği cumhurbaşkanını görevden almış, yardımcısını da devirmiştir.
2. Meşrû hükûmeti kuşatma altına almış, petrol ve gaz ihracatını yasaklamış, orduya silah teminini engellemiştir.
3. Yemen ordusunun Sana’ya ve Hudeyde’ye ilerlemesine müsaade etmemiş, aksine hava saldırılarıyla bizzat bu orduyu hedef almıştır.
4. Koalisyon güçleri, Yemen ordusunun askerî komutanlarını “yanlışlıkla” hedef alarak bilerek öldürmüştür.
5. Husîler on yıldır askerî ve ekonomik açıdan hedef alınmasına rağmen, hâlen kontrol ettikleri bölgelerdeki eski para birimi Amerikan doları karşısında değerini korumaktadır. Buna karşılık, meşrû yönetimin bastığı yeni para birimi günden güne değer kaybetmektedir.
6. Amerika, İngiltere ve diğer Batılı ülkeler, meşrû hükûmete adeta parmak sallamakta ve Sana ile Hudeyde’yi “kırmızı çizgi” ilan etmektedir.
7. Husî hareketinin büyük liderlerinden hiçbirinin öldürüldüğü görülmemiştir; bilâkis bazı Arap başkentlerinde serbestçe dolaşmaktadırlar.
8. Husîlerin ve İran’ın Tel Aviv’e fırlattığı hiçbir füze bir tek Yahudiyi dahi öldürmemiştir.
9. Trump’ın kendi ağzından duyduk: “Süveyş Kanalı Amerika sayesinde var. Savaş ve ticaret gemilerimiz için hiçbir ücret ödemeyeceğiz.”
10. Balistik füzeler ve insansız hava araçları Husîlere ulaşıyorken, meşrû hükûmete nasıl olmuyor da ulaşamıyor?
11. Birleşmiş Milletler, Husîlere zarar verecek en küçük karara dahi karşı durmakta; hatta para birimlerinin birleştirilmesine bile engel olmaktadır.
12. İran’ın Tel Aviv’e iki yüz füze fırlattığı ve bunların tamamına hava savunma sistemlerinin karşı koyduğu söyleniyor. O hâlde, Husîlerin binlerce kilometre öteden fırlattığı tek bir füze, nasıl olur da Kızıldeniz ve Akabe Körfezi kıyılarındaki askeri üsleri aşar, siyonist hava savunma sistemlerini geçer ve hedefi olan havaalanına ulaşır, üstelik yirmi beş metre derinliğinde bir çukur açar?
13. Şiîlerin Yahudilerle ve Hristiyanlarla tarihî bir ittifakı vardır. Bin dört yüz yıllık tarih buna şahittir: Şiîler, ne Yahudilere ne de Hristiyanlara karşı gerçek bir savaş vermemiştir. Bu iddiaya dair ispat bekliyorum! İşte gözler önünde: İsrail’in, Suriye’deki Şiî-Bâtınî bir kol olan Dürzîleri korumak için nasıl devreye girdiğini görüyorsunuz.
14. Şiîler yalan söylerken nefes alır gibi rahat davranırlar. Zira yalan, onlar için bir inanç ve mezheptir. Peygamber Efendimiz’e (sallallahu aleyhi ve sellem) üç yüz bin hadis uyduran bir topluluğun ümmete yalan söylemeyeceğini mi düşünüyorsunuz?
15. Husîler, kendilerine göre “paralı askerler” diye aşağıladıkları güçlerden on yıldır Marib’i alamamışken, nasıl olur da Amerika ve İsrail’le savaşır, Tel Aviv’e füze yollar?
16. Şöyle denilecektir: “Ebu Ubeyde ve Filistin direnişinin önderleri Husîleri övüyor.” Biz de deriz ki: Filistin direnişi, ümmetin tamamını karşısına almış düşmana karşı mücadele ettiğinden, kimseyi düşman etmek istememektedir. Bu yüzden, kendisine destek vermeyenleri dahi diplomatik nezaketle takdir eder. Sisi’ye ve Mısır’a teşekkür ettikleri gibi -hâlbuki çok iyi bilirler ki Sisi onlara düşmandır ve yardım etmemektedir- Gazze’yi desteklediğini iddia eden herkese, “çok teşekkür ederiz” demektedirler.
Tercüme: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
07.05.2025 OF
Bu konuda şu notu da okumakta fayda var: 👇
Husî Füzeleri Meselesi Üzerinden İran-İsrail İlişkilerine Dair Bir Tahlil: Hakikî Düşmanlık mı, Kurgulanmış Gerilim mi?
İslâm dünyasında yaşanan mezhebî ve siyasî ihtilaflar, yüzyıllardır ümmetin ortak geleceğini tehdit eden birer gedik olarak varlığını sürdürmüştür. Bu ihtilafların en müessiri ise, hiç şüphesiz Şiîlik ve Sünnîlik arasındaki kırılmadır. Tarih boyunca Şiî unsurların Sünnî yönetimlere karşı zaman zaman gayrimüslimlerle ittifak etmesi, yalnızca iç siyasetin değil, küresel menfaat ağlarının da şekillenmesine yol açmıştır. Bu bağlamda, günümüzde İran ve onun bölgedeki uzantısı olan Husî hareketinin İsrail ile olan fiilî durumu, derin bir sorgulamayı hak etmektedir.
İran-İsrail Gerilimi: Görünürde Düşmanlık, Gerçekte Ne?
İran, 1979’daki İslâmî Devrim’den bu yana İsrail’i resmen tanımamakta ve onu “Şeytanî bir varlık” olarak nitelemektedir. Ancak bu sert söylemlere rağmen, İsrail’in İran’a yönelik doğrudan bir askerî müdahalesi ya da İran’ın Tel Aviv’i hedef alan yıkıcı bir saldırısı vâki olmamıştır. Daha da dikkat çekici olan husus, İran’daki Yahudi cemaatinin anayasal güvenceyle yaşamakta oluşudur. Bu durum, İsrail’in İran içindeki etkisinin yalnızca dıştan değil, içeriden de yürütüldüğüne işaret etmektedir.
Husî Füzeleri: Gazze’ye Yardım mı, Yoksa Bahane mi?
Son dönemde Husîlerin İsrail’e fırlattığını iddia ettikleri füzeler, gerek coğrafî uzaklık gerekse askerî tesir bakımından ciddi bir tehdit oluşturmuş değildir. Bu füzelerin Tel Aviv’e ulaşmasına rağmen herhangi bir Yahudi kaybına yol açmaması, hatta bazı hedeflerin teknik olarak kolayca önlenemeyecek şekilde (!) başarıya ulaşması, şüphe uyandırmaktadır. Bu durum, söz konusu hamlelerin gerçekten bir destekten mi, yoksa bölgesel ve küresel planlara zemin hazırlama gayesinden mi ibaret olduğunu sorgulatmaktadır.
Kızıldeniz’in Askerîleştirilmesi ve Küresel Senaryo
Husîlerin deniz ticaret yollarını tehdit eden söylem ve eylemleri, Amerika ve müttefiklerine bölgede askerî yığınak yapma bahanesi sunmuştur. Bu durum, Gazze’ye hiçbir fayda sağlamamış; bilakis, Yemen’deki mazlum halk daha fazla bombardımanla, kuşatmayla ve açlıkla yüz yüze bırakılmıştır. Nitekim eski Amerikan Başkanı Trump’ın, Süveyş Kanalı ve Panama Kanalı üzerinden savaş gemilerinin ücretsiz geçişini talep etmesi ve bunun gerekçesi olarak “ben olmasaydım bu yollar Husîlerce kapatılırdı” demesi, meselenin arka planını açığa vurmaktadır.
Mezhebî Gerilimler ve Tarihî Tecrübeler
Şiî unsurların Yahudi ve Hristiyan ittifaklarına tarih boyunca kapı araladığı, bizzat tarihî kaynaklarla sabittir. Bugün İsrail’in Suriye’deki Dürzî azınlığı (bir Şiî kolu) korumaya yönelik müdahaleleri de bu bağlamda dikkatle okunmalıdır. Öte yandan İran’a bağlı güçlerin Filistin’e gerçek anlamda askerî destek sunmaktan ziyade, “gösteri niteliğinde” hamlelerde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Sonuç:
İran-İsrail-Husî hattında dönen bu karmaşık senaryoda, ne İran’ın ne İsrail’in, ne de Amerika’nın doğrudan zarar gördüğü söylenebilir. Asıl bedeli ödeyenler, Gazze’de bombardıman altındaki çocuklar, Yemen’de açlığa mahkûm edilen siviller ve ümmetin geleceği için endişe duyan şuurlu müminlerdir. Bu sebeple, yaşanan her olayın arka planında hangi menfaatin, hangi hesabın ve hangi kurgunun gizli olduğunu sormak, bugün ümmete düşen en büyük vecibedir.
Müh. Reşad el-Maktari diyor ki: 👇
Şiîler ve Kolları, Amerika’ya Paha Biçilmez Bir Hizmette Bulundu
Husîlerin Deniz Ticareti ve Seyrüseferini Tehdit Etme Filmi Üzerinden Sahneye Konan Oyunun Ardındaki Gerçek Amaç: Kızıldeniz’in Askerîleştirilmesi
Bu oyunun işaretleri daha Trump döneminde kendini göstermeye başlamıştı. Trump, Süveyş Kanalı ile Panama Kanalı üzerinden şantaj yaparak bu stratejiyi başlatmıştı. Askerî ve ticaret gemilerinin bu kanallardan hiçbir ücret ödemeden geçmesini, küstah bir edayla ve “Ben Husîlerle savaştım, İran’ın Yemen’deki kollarını durdurdum; olmasaydım bu geçitler kapanacaktı” bahanesiyle gerekçelendirmişti.
Allah, Yemen’in Şiîlerini kahretsin! Onlar Trump’a paha biçilmez bir hizmette bulundular ve bunun ağır faturasını Yemen’e ödettiler. Bu tiyatrolar sayesinde Yemen’deki tesisler bombalandı, masum insanlar korkutuldu ve sivil halk dehşete düşürüldü. Nice suçsuz insan da hayatını kaybetti.
Delil mi istiyorsunuz? Husîlerin, güya deniz yollarını tehdit ettikleri hâlde asıl liderlerinin hedef alınmasından bilinçli olarak kaçınıp, onun yerine Ras İsa gibi sembolik yerleri hedef almaları, bu işin göstermelik ve maksatlı bir senaryo olduğunu gözler önüne sermektedir.
Bu da gösteriyor ki: Şiîler, tarih boyunca Amerika ve İsrail’in eşeği, taşıyıcısı, iş birlikçisi olmuşlardır. Her dönemde ümmetin düşmanı olmuş, onlara karşı iş tutmuşlardır. Gazze’yi destekleme bahanesiyle sahneledikleri bu yalan dolu tiyatroların Filistin’e ve Gazze’ye en küçük bir faydası olmamış, olmayacaktır da.
Sonuç olarak, bu sahte oyunlardan istifade eden ne Gazze’dir, ne Filistin, ne de Kudüs… Asıl kazançlı çıkan Trump olmuştur.
✍️ Mühendis Reşâd el-Maktarî
Tercüme: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
07.05.2025 OF
وجهة نظر
أهداف المسرحيات الهزيلة السخيفة بين أمريكا وإسرائيل وبين الحوثي
إظهار الحوثي كقوة عظمى لإبتزاز دول الخليج مبالغ مالية -1 كبيرة مقابل حمايتهم .
2- خلق حجة لتدمير ما تبقى من مؤسسات وبنى تحتية في اليمن كعقاب للشعب اليمني المحاصر.
3- إظهار الكيان الإسرائيلي بمظهر المظلوم المعتدى عليه من كثير من الدول العربية حتى يستعطف شعوب وحكومات الغرب لتدعمه وتقف معه .
4- صرف الأنظار والإعلام عما تقوم به إسرائيل في غزة والضفة من تدمير وإبادة .
5- مزيد من الهيمنة الأمريكية على الشرق الأوسط والجزر والموانئ اليمنية .
6- تلميع الشيعة أمام الشعوب العربية والإسلامية بأنهم هم من يدافعون عن مقدسات الأمة العربية والإسلامية حتى تتشيع الشعوب. وهاهي أمريكا تقول أن الحوثي أصبح قوة وأنه أسقط أكثر من أربعة عشر مسيرة أمريكية ووو.
والأدلة على ذلك واضحة وضوح الشمس وهي كما يلي:-
1- أن التحالف الذي يدعي حرب الحوثي ودعم الشرعية قام بتفكيك الشرعية وإضعافها وإسقاط رئيسها الشرعي المنتخب من قبل الشعب وإسقاط نائبه
2- محاصرة الشرعية ومنعها من تصدير النفط والغاز و تسليح الجيش
3- منع الجيش من التقدم نحو صنعاء والحديدة بل وضربه بالطيران
4- إغتيال القادة العسكريين في الجيش من قبل التحالف عن طريق الخطأ عمدا
5- حرب عسكرية وإقتصادية على الحوثي منذ عشر سنوات ولم تهبط العملة القديمة أمام الدولار ، بل تهبط العملة الجديدة حق الشرعية يوما بعد يوم
6- أمريكا وبريطانيا وووو يقولون للشرعية صنعاء خط أحمر والحديدة خط أحمر ممنوع
7- لم يقتل واحد من قيادة الحوثي الكبار بل ويتجولون في بعض العواصم العربية
8- كل الصواريخ الحوثية والإيرانية على تل أبيب لم تقتل يهودا واحدا
9- وقد سمعتم ترامب يقول قناة السويس بفضل أمريكا ولن ندفع رسوم على السفن الحربية والتجارية .
10- كيف تصل الصواريخ الباليستية والطيران المسير إلى الحوثي ولا يصل إلى الشرعية .
11- الأمم المتحدة تقف ضد أي قرار يضر بالحوثي حتى مجرد قرار توحيد العملة.
12- كيف أطلقت إيران مائتين صاروخ على تل أبيب وتصدت لهم الدفاعات الجوية والقبة الحديدية ولم ترتبك لكثرتهم
ويطلق الحوثي صاروخ واحد على بعد آلاف الكيلومترات فلا تصده القواعد العسكرية المنتشرة على طول سواحل البحر الاحمر وخليج العقبة وتفشل الدفاعات الجوية والقبة الحديدية الصهيونية في صده ويصيب المطار رغم بعد المسافات بل ينزل حفرة بعمق خمسة وعشرين متر
13- التحالف الشيعي مع اليهود والنصارى تأريخي
ألف وأربعمائة سنة شاهدة أن الشيعة لم يقاتلوا يهودا ولا نصارى وأتحداهم يثبتوا ذلك
وها أنتم تشاهدون كيف تتدخل إسرائيل لحماية الدروز في سوريا إحدى الفرق الشيعية الباطنية
14- الشيعة يكذبون كما يتنفسون والكذب عندهم دين وعقيدة
فقد كذبوا على رسول الله صلى الله عليه وسلم بثلاثمائة ألف حديث فكيف لا يكذبون على الأمة .
15- عشر سنوات والحوثي أضعف وأعجز من أن يحرر مأرب من المرتزقة كما يسميهم فكيف يستطيع أن يحارب أمريكا وإسرائيل
ويطلق صواريخه على تل أبيب
16- ستقولون أن أبا عبيدة وقادة المقاومة يشكرون الحوثيين
نقول لكم المقاومة الفلسطينية لا تريد أن تستعدي أحد لأنها تواجه عدو الأمة كلها فهي تشكر حتى السيسي والموقف المصري رغم علمها بأن السيسي يحاربها ولا يناصرها
فمن يكذب أنه يناصر غزة يقولون له شكرا جزيلا.
ُنصَح من قرأ المقالة أعلاه أن يطالع الملاحظة التالية أيضاً:👇
قضية صواريخ الحوثي في ضوء العلاقات الإيرانية-الإسرائيلية: عداوة حقيقية أم توتر مصطنع؟
إنّ الخلافات المذهبية والسياسية التي تعصف بالعالم الإسلامي منذ قرون، ما زالت تمثّل ثغرة كبيرة تهدد مستقبل الأمة. ويُعدّ الخلاف بين الشيعة والسنة من أكثرها تأثيرًا وامتدادًا، إذ أدى في كثير من المراحل إلى تحالف عناصر شيعية مع قوى غير إسلامية ضد أهل السنة. وفي هذا السياق، بات من الضروري النظر في واقع العلاقة بين إيران وذراعها في المنطقة، حركة الحوثيين، من جهة، وبين الكيان الصهيوني من جهة أخرى.
التوتر الإيراني-الإسرائيلي: عداوة ظاهرة، وواقع مختلف؟
تُظهر إيران منذ ثورتها عام 1979 عداءً صارخًا تجاه الكيان الصهيوني، وتصفه بأنه “كيان شيطاني”. غير أن هذا الخطاب المتشدد لم يُترجم إلى ضربات عسكرية مدمّرة، لا من جانب إيران تجاه تل أبيب، ولا من إسرائيل تجاه طهران. بل إنّ وجود الطائفة اليهودية في إيران تحت حماية دستورية يفتح بابًا للتأثير الصهيوني من داخل البلاد، ويشكّل علامة فارقة لا يمكن تجاهلها.
صواريخ الحوثيين: دعم لغزة أم ذرائع خفية؟
في الآونة الأخيرة، أُعلن عن إطلاق الحوثيين صواريخ تجاه إسرائيل. غير أن هذه الصواريخ، من حيث المسافة والقدرة العسكرية، لم تشكّل تهديدًا حقيقيًا. بل إنّ كونها لم تُسفر عن أي خسائر بشرية، رغم الحديث عن دقّتها، يثير تساؤلات عديدة حول أهدافها الحقيقية. ويبدو أنّ الهدف ليس نصرة غزة، بل تمهيد الأرضية لمشاريع أخرى في المنطقة.
عسكرة البحر الأحمر والسيناريوهات الدولية
لقد وفّرت تهديدات الحوثيين للملاحة الدولية مبرّرًا قويًا للولايات المتحدة وحلفائها لنشر قواتهم العسكرية في البحر الأحمر ومحيطه. وهذا لم يفد غزة بأي شكل، بل زاد من معاناة اليمنيين من قصف وتجويع وحصار خانق. ويؤكد هذا ما صرّح به الرئيس الأمريكي السابق دونالد ترامب حين قال إنّ مرور السفن الحربية عبر قناة السويس وبنما يجب أن يكون مجّانًا، لأنه – حسب زعمه – حمى تلك الممرات من الحوثيين.
الخلاف المذهبي في ضوء التجربة التاريخية
التاريخ مليء بالشواهد التي تُثبت تحالفات شيعية مع قوى صليبية أو صهيونية ضد قوى إسلامية سنية. وما نشاهده اليوم من تدخل إسرائيلي لحماية الدروز في سوريا (وهم من الطوائف الشيعية الباطنية) ما هو إلا استمرار لذلك المسار. أما عن دعم إيران العسكري الحقيقي للمقاومة الفلسطينية، فلا دلائل عملية حقيقية عليه، سوى بعض العروض الرمزية.
الخاتمة:
في هذا المشهد المركّب بين إيران وإسرائيل والحوثيين، نلحظ أنّ الضرر الحقيقي لا يلحق بأي من هذه الأطراف الثلاثة. بل إنّ الخاسر الأكبر هو الشعب الفلسطيني المحاصر في غزة، والشعب اليمني الجائع تحت القصف، وكلّ مَن يحمل همّ الأمة ويشعر بمسؤولية تجاهها. ومن ثم، فإنّ واجب الوقت هو النظر العميق في خلفيات كل حدث، والسؤال عن حقيقة المصالح والمخططات التي تُدار خلف الستار.
المهندس رشاد المقطري يقول:👇
الشيعة.وأذرعها خدموا أمريكا.. خدمة كبيرة..لاتقدر بثمن بفلم تهديد الملاحة البحرية.من قبل البوتي والهدف من تلك المسرحيات هو عسكرة البحر الأحمر..ظهرت ملامح هذه اللعبة أن ترمب بداء بإبتزاز واستغلال قناة السويس وقناة بنما. بعنجهية عبر تصرياته بمرور السفن العسكرية والتجارية مجانا.بحجة انه حارب الحوثي اذرع طهران باليمن ولولاه لأغقلت تلك الممرات.قبح الله شيعة اليمن التي خدمت ترامب لمضاعفة هذه الفاتورة المكلفة على حساب ضرب المنشأت اليمنية وهلع وتخويف الأمنين.وقتل الأبرياء باليمن بدليل انهم تعمدوا عجزهم إستهداف رأس البوتي وذهبوا لإستهداف راس عيسى وهذا يثبت ان الشيعة هم حمير أمريكا وإسرائيل. وأعداء الأمة على مر التاريخ لتحقيق اهدافهم معا تحت مبرارات كاذبة بنصرة غزة التي لم ولن تستفد شيئا من تلك المسرحيات وفي نهاية المطاف ظهر المستفيد هو ترامب وليست غزة وفلسطين والقدس…واليمن.
✍️المهندس رشاد المقطري🎯