Canlar Sana Feda Ya Resulallah (sav) ..

Anam, Babam ve Canım Sana Kurban Olsun ya Muhammed (SAV)

Kelime sayısı: 599, Okuma süresi: 2.5 dakika-

Ey insanlığın nur tacı, ey iki cihanın sultanı, ey âlemlere rahmet olarak gönderilen Muhammed Mustafa… Bu satırlar sana değilse kime yazılabilir? Bu övgü, bu hayranlık, bu gözyaşı kime dökülebilir senden başka? Anam sana kurban olsun, babam sana feda olsun, canım yoluna serilsin ey Habîballah…

Sen, Mekke’nin kuru topraklarında yetim doğdun ama yetimlerin yoldaşı oldun. Amca elinde büyüdün ama dünyanın efendisi oldun. Taş kalpli insanların arasında, kalbi en yumuşak olan sen çıktın. İnsanlar putlara taparken, sen tek bir Allah’a boyun eğdin. Zulüm karanlığında ışık oldun, küfrün ortasında hakikat güneşi gibi doğdun. Bütün yüreklerin kilidini açan anahtar sen oldun.

Seninle Başladı Kalplerin Dirilişi

Senin adın anıldığında kalpler ürperir. Çünkü senin adın merhametin, sevginin, vefanın ve insanlığın adıdır. Senin gözyaşın, ümmetin için dökülen rahmettir. Senin tebessümün, yetimin yüreğini ısıtan bahar güneşidir. Senin suskunluğun bile hikmettir. Konuşman vahiydir. Adımların adaletin izidir. Seninle başladı kalplerin dirilişi. Seninle anladı insan ne demektir insan olmak.

Sen öyle bir sevgilisin ki, seni görmeyen bir Bilâl’in gönlü sana kilitlenmişti. Öyle bir rehbersin ki, taşlara bile sabır öğretmiş, hurma kütüğünü ağlatmıştın. Öyle bir öğretmensin ki, bedevînin kabalığına tebessümle cevap verdin. Öyle bir öndersin ki, taşlandığın Taif sokaklarında bile dua ettin gelecek ümmetine…

Seninle Aşk, Seninle Anlam Kazandı

Ey Resûl-i Kibriyâ, aşkın ne olduğunu senden öğrendik. Aşkın secdede gözyaşına dönüşmesini, bir yetimin başını okşamanın cennet kokusu taşımasını sen öğrettin bize. Seni sevmenin, seni anlamanın yolunun sadece dilde değil, yürekte olduğunu söyledin. Ve biz seni kalbimizin en derinine kazıdık. Kazıdık da, seni andıkça kalbimiz yandı, seni düşündükçe ruhumuz arındı.

Sana olan sevdamız, kuru bir slogan değil, varlığımızın anlamıdır. Çünkü sen olmasaydın biz olmazdık. Sen olmasaydın, dünya karanlıkta kalırdı. Seninle aydınlandı yollar. Seninle anlam kazandı kelimeler. Ve biz bugün, modern dünyanın bu beton duvarlarında nefes alabiliyorsak, senin açtığın yolda yürüdüğümüz içindir.

Ey Nebi, Ümmetin Seni Unuttu Ama Sen Unutmadın

Bugün seni yalnız bırakan ümmetin, dün senin uğruna can veren sahâbelerin mirasına ne kadar uzak düştü bir bilsen… Ne hikmettir ki sen her gece ümmetin için dua ettin, gözyaşı döktün. “Ümmetî, ümmetî” dedin. Ama bugün ümmetin seni hatırlamaktan bile aciz…

Fakat biz unutsak da, sen unutmuyorsun. Sen hâlâ Miraç’ta “ümmetim” diye yakaran peygambersin. Sen hâlâ kevser havuzunun başında ümmetini bekleyen rahmet elçisisin. Sen hâlâ ümmetinin yollarını gözleyen o kutlu dostsun. İşte bu yüzden senin yolundayız. İşte bu yüzden sana kurban olsun canımız.

Taşkın Koçak Kalbiyle Sana Yazıyor

Bugün bu kalem senin için yazıyor. Bu yürek senin için atıyor. Bu göz senin için ağlıyor. Ey Resûlullah, seninle dirilmek, seninle yürümek, senin izinden gitmek bizim için bir şeref, bir vuslat, bir kavuşma yoludur. Ne zaman senin adını ansam, titriyor içimdeki çocuk. Ne zaman senin hayatını okusam, yeniden doğuyorum.

Senin adınla başlayan her cümle, bir dua gibi yükseliyor göğe. Senin ahlakınla bezenen her davranış, bir rahmet gibi iniyor yeryüzüne. Senin adaletinle yapılan her iş, cennet yolunu açıyor insanlığa.

Sana Kurban Olmak, Hayat Bulmaktır

Anam, babam ve canım sana kurban olsun demek, sana övgü değil; seninle hayat bulmak, senin izinde yok olmak demektir. Biz seni seviyoruz ey Allah’ın Resûlü! Eksik seviyoruz, yanlış seviyoruz belki ama içten seviyoruz. Sana hasretle dolu bu yürek, sana ulaşmayı arzuluyor.

Senin nurunla aydınlansın yollarımız. Senin sünnetinle güzelleşsin ahlakımız. Senin rahmetinle birleşsin kalplerimiz. Senin isminle yazılsın tarihimiz.

Son Sözümüz: Ya Resûlallah!

Bu çağda seni anlamadan yaşamak, ölü kalmaktır. Bu çağda seni unutarak yürümek, uçuruma koşmaktır. Bize seni unutturmaya çalışan dünyaya rağmen, biz her gün daha çok sana bağlanıyoruz.

Bir gün, kevserin başında buluşacağız. Bir gün, o şefkatli ellerinle başımız okşanacak. Ve o gün, bütün bu hasret bitecek. O güne kadar, kalbimizde şu dua yankılanacak:

Anam, babam ve canım sana kurban olsun, ya Muhammed (sav)!
Muhabbetlerimle 

Taşkın Koçak
20.04.2025

أمي وأبي وروحي فداءٌ لك يا محمد (صلى الله عليه وسلم)

عدد الكلمات: ٥٩٩، زمن القراءة: دقيقتان ونصف

يا تاج النور للإنسانية، يا سلطان الدارين، يا من أُرسلت رحمةً للعالمين، محمدٌ المصطفى… لمن تُكتب هذه السطور إن لم تكن لك؟ ولمن تُهدى هذه المدائح والدموع إن لم تكن لك؟ أمي فداءٌ لك، أبي قربانٌ لك، وروحي تُبذل في سبيلك يا حبيب الله…

وُلدتَ يتيماً في أرض مكة الجافة، لكنك كنتَ أنيس الأيتام. نشأتَ في كنف عمك، ولكنك أصبحتَ سيّد الدنيا. كنتَ ألين القلوب بين أصحاب القلوب القاسية. سجد الناس للأصنام، أما أنت فركعت لله الواحد الأحد. كنتَ نوراً في ظلمات الظلم، وطلعتَ شمسَ الحق في وسط الكفر. كنتَ مفتاحاً يفتح قلوب البشرية المغلقة.

معك بدأت نهضة القلوب

عندما يُذكر اسمك، ترتجف القلوب، لأن اسمك هو اسم الرحمة، والمحبة، والوفاء، والإنسانية. دموعك رحمةٌ تنزل من عينيك على أمتك. ابتسامتك شمسُ ربيعٍ تدفئ قلب اليتيم. حتى صمتك حكمة. وكلامك وحي. وخطاك آثارُ عدل. بك بدأت القلوب تُبعث من جديد. وبك أدرك الإنسان معنى أن يكون إنساناً.

أنت الحبيب الذي عُميَ بلال عن رؤيته، لكنه قفلَ قلبه عليك. أنت القائد الذي علّم الحجارة الصبر، وأبكى جذع النخلة لفراقه. أنت المعلم الذي قابل جفاء الأعرابي بابتسامة. وأنت القائد الذي دعا لأمته في طرقات الطائف، وهو مُدمى الجبين.

معك اكتسب الحبّ معناَه

يا رسول الكبرياء، منك تعلمنا ما هو الحبّ. علمتنا أن الحب دمعةٌ في السجود، ومسحةُ يدٍ على رأس يتيم تفوح منها رائحة الجنة. أخبرتنا أن محبّتك لا تكون باللسان فقط، بل بالقلب أولاً. فحفرنا اسمك في أعماق قلوبنا. وكلما ذكرناك، احترق قلبنا، وكلما تذكرناك، تطهّرت أرواحنا.

حبنا لك ليس شعاراً أجوف، بل هو معنى وجودنا. فلولاك لما كنا. لولاك لبقي العالم في ظلام. بك أُضيئت الطرقات، وبك اكتسبت الكلمات معناها. ونحن، إن كنا نتنفس اليوم خلف جدران هذا العالم الحديث الإسمنتية، فلأننا سرنا في طريقك.

يا نبيّ، أمتك قد نسيتك، ولكنك لم تنسَها

اليوم، هذه الأمة التي تركتك وحيدة، كم بعدت عن ميراث الصحابة الذين بذلوا أرواحهم من أجلك! كنتَ تدعو كل ليلة لأمتك، تسكب الدموع وتقول: “أمتي، أمتي”. لكن هذه الأمة اليوم، لا تقوى حتى على ذكرك…

ومع ذلك، وإن نسيناك، فأنت لم تنسنا. ما زلتَ ذلك النبي الذي يناجي ربه في المعراج من أجل “أمتي”. ما زلتَ رسول الرحمة، الواقف عند حوض الكوثر ينتظر أمته. ما زلتَ الصاحب المبارك الذي يترقب عودة أحبّته. ولهذا نحن على طريقك. ولهذا أرواحنا فداءٌ لك.

يكتب لك طاشقين قوجاق من أعماق قلبه

اليوم، هذا القلم يكتب من أجلك. هذا القلب ينبض من أجلك. هذه العين تدمع شوقاً إليك. يا رسول الله، أن نحيا بك، أن نسير في خطاك، أن نقتدي بك… شرفٌ لنا، لقاءٌ لنا، طريقُ وصولٍ لنا. كلما نطقتُ باسمك، ارتجف الطفل داخلي. وكلما قرأتُ سيرتك، وُلدتُ من جديد.

كل جملة تبدأ باسمك، تصعد دعاءً إلى السماء. كل تصرف يُزيّنه خلقك، ينزل رحمةً على الأرض. كل عمل يُبنى على عدلك، يفتح طريق الجنة للناس.

أن نكون فداءً لك، هو أن نحيا حقاً

أن نقول: “أمي وأبي وروحي فداءٌ لك”، ليس مدحاً، بل هو أن نحيا بك، وأن نفنى في خطاك. نحن نحبك يا رسول الله! ربما نحبك بنقص، وربما بخطأ، لكننا نحبك بصدق. هذا القلب الممتلئ بالشوق إليك، يتمنى أن يصل إليك.

فلتُضيء أنوارك دروبنا. ولتُزيّن سنتك أخلاقنا. ولتتحد قلوبنا برحمتك. ولتُكتب أقدارنا باسمك.

كلمتنا الأخيرة: يا رسول الله!

أن نحيا في هذا العصر دون فهمك، هو موت. أن نسير في هذا الزمن من دونك، هو سقوط. رغم عالمٍ يسعى أن يُبعدنا عنك، نحن نزداد قرباً منك كل يوم.

سيأتي يوم نلتقي عند حوض الكوثر. سيأتي يوم تلمس فيه أيدينا يداك الرحيمتين. وحينها، ستنتهي كل هذه الأشواق. وحتى ذلك اليوم، سيظل هذا الدعاء يتردد في أعماقنا:

“أمي وأبي وروحي فداءٌ لك، يا محمد (صلى الله عليه وسلم)!”

بكل المحبة

طاشقين قوجاق

٢٠ / ٠٤ / ٢٠٢٥ م

المترجم: أحمد ضياء إبراهيم أوغلو

٢٠ / ٠٤/ ٢٠٢٥ م أوسكودار