Zeyneb Gazâli’den Müslüman hanımlara!
Hanım Kardeşlerim!
Bilin ki, bir toplumun bütünüyle düzelmesi, ancak kadının düzelmesiyle mümkün olur. Çünkü kadın düzelirse ne çocuklar, ne mallar ne de dünyanın herhangi bir tutkusu, sahibi için bir fitne olur. Çünkü saliha kadın, İslam toplumunu ayakta tutan evin ve ailenin temel direğidir. Nesilleri İslam’a göre yetiştiren odur. Yetişen nesillerimiz toplumun yıkıcı unsurları olarak değil, yapıcı unsurları olarak yetiştirildikten sonra bir topluma fitne asla galip gelemez.
Aile reisliğinin erkekte olduğu hakikati, asla Müslüman bir hanımın evini çekip çevirmesi ve nesilleri yetiştirme konusundaki aktifliğine ve rolüne aykırı bir durum değildir. Çünkü Müslüman kadın, aile yuvasının huzuru ve nesillerin selameti için aile içerisinde söz sahibi kılınmıştır.
Kur’an’da ifade edilen “Kavvam” kavramı ile erkek, ailesinin ve çocuklarının geçimi konusunda sorumlu tutulmuştur. Allah bu görevi erkeğe, yuvasının kurtuluşunu gerçekleştirme, evde huzuru tesis etme ve İslam toplumunun ilerlemesine katkıda bulunması için vermiştir.
Aynı şekilde erkek, bu göreviyle tüm ev işlerinde de eşinin yardımcısı olmakla yükümlüdür. Erkeğe verilen bu yetki, hanımının şeref ve haysiyetini koruma konusundaki hizmette güzel ve insaflı bir şekilde davranması şartıyla verilmiştir. Çünkü erkek, ailedeki bu vazifeyi, yani “Kavvamlığı” kabul ettiği andan itibaren kadını da Allah tarafından kendisine emanet edilmiş müstesna bir emanet olarak kabul eder. Ve her emanet eden gibi vakti geldiğinde Allah da muhakkak emanetinin hesabını soracaktır.
İşte Müslüman kadının büyük bir teslimiyetle kocasının yetkinliğini, “Kavvamlığını” kabul etmesi ancak bu emanet bilincini kavramasıyla mümkündür. Bu durum, kadının kocasına gönül huzuruyla bağlanmasını ve güvenmesini sağlar. Aile hayatı ancak bu şekilde güven, teslimiyet ve huzura kavuşur. Bu güven ve huzur ortamına kadın kendisini asli vazifesi olan toplumu ayakta tutacak ailenin kurulması ve nesillerin yetiştirilmesi vazifesine adar.
Bu muhteşem iş bölümüyle İslam, karı koca arasında renkleri ve kokuları birbiriyle uyumlu çiçeklerden oluşan bir aile ağacının yetişmesini hedefler. Bu ağaç, hoş kokulu, gölgesinde birlikte dinlenilen ve meyveleri bol bir bahçedeki ağaç gibidir.
HANIM KARDEŞLERİM!
Mutlu bir evliliğin ilk yasası şudur; şüphesiz kadınların birtakım hakları ve görevleri vardır. Erkeklerin de birtakım hakları ve görevleri vardır. Bu haklar ve görevler asla birtakım dayatmalar ve zorlamalar olmadan yerine getirilmelidir. Müslüman kadın, ailenin ve eşinin huzuru konusunda Allah önünde mesuldür.
Müslüman kadın, güzel koku saçan Rabbani ruhu önce kendi evine hâkim kılmalıdır. Çünkü evlerimiz ve ailelerimiz toplumlarımızın ilkokullarıdır ve her şey oradan başlayacaktır. Müslüman kadın, evdeki eşyaları bile hayrı ilham edecek şekilde düzenlemeli, evin koordinesini, temizliğini, basitliğini ise gönlü ferahlatacak bir biçimde tanzim etmesi gerekir. Evini daima bir Müslüman hanıma yaraşır bir şekilde her an bir misafir gelecekmiş gibi temiz, düzenli ve tertipli tutması lazımdır.
Ev, kadının sahip olduğu asıl mekânıdır. Esasen kadın, doğası icabı da evine aittir. Kadın, kalbini ve aklını eviyle meşgul edip evini diğer bütün işlere tercih ettiğinde kadınlık görevini hakkıyla yerine getirecektir. Bu görev anneliktir.
MUHTEREM BACIM!
Sadece annelik konusunda etraflıca düşündüğünde onu şerefli, yüce ve bütün vaktini ve ilgini verebileceğin bir iş olarak bulursun.
Gerçekten de anneliğin ötesinde daha mesuliyetli ve önemli bir iş var mı ki?
Dr. Abdülaziz Kıranşal
ترجمةًمن التركية إلى العربية: 👇
من زينب الغزالي إلى النساء المسلمات
أخواتي الكريمات!
اعلمن أن صلاحَ المجتمع بأسره لا يكون إلا بصلاح المرأة، فإن صلحتِ المرأة لم تعد الأولادُ ولا الأموالُ ولا شهواتُ الدنيا فتنةً لأصحابها. لأن المرأةَ الصالحة هي الركنُ الأساسي في البيتِ والأسرة، وهي الدعامة التي يقوم عليها المجتمع الإسلامي. فهي التي تُنشئ الأجيالَ على ضوء الإسلام، وإذا تربّت الأجيال على هذا النحو، لن تستطيع الفتنُ أن تتغلب على مجتمعٍ كهذا، لأنهم سيكونون عناصر بناء لا عناصر هدم.
وحقيقةُ أن رئاسة الأسرة في يد الرجل لا تتنافى مع الدورِ الفعّال الذي تقوم به المرأة المسلمة في إدارة بيتها وتربية أجيالها، بل إن الإسلام قد جعل لها قولًا وسلطانًا داخل الأسرة لأجل سعادة البيت وصلاح النشء.
وقد حمّل اللهُ الرجلَ مسؤوليةَ الإنفاق على أهله وأولاده، كما ورد في القرآن في وصفه بالقوّام، وأوكل إليه مهمةَ حفظ كيان الأسرة، وتحقيق السكينة في البيت، والمساهمة في رقي المجتمع الإسلامي.
وبالمثل، فإن الرجل بموجب هذه المسؤولية مكلّفٌ أيضًا بمساعدة زوجته في شؤون البيت. وهذه السلطة التي أوتيَها الرجلُ ليست مطلقة، بل مشروطةٌ بأن يكون عادلًا ورفيقًا في صيانته لكرامة زوجته وعِرضها. فبمجرد أن يَقبل الرجلُ القِوامة، يَجب عليه أن يعترف بأن المرأة أمانةٌ عظمى في عنقه أودعها اللهُ عنده، وكما أن كل صاحب أمانةٍ مسؤولٌ عنها، فكذلك هو مسؤول بين يدي الله عن هذه الأمانة.
ومن ثم فإن قبول المرأة المسلمة لقِوامة زوجها بتسليمٍ ورضًا لا يتحقّق إلا إذا أدركت هذه الحقيقة العميقة، فتطمئنّ له وتثقَ به قلبًا وروحًا، وبهذا وحده تنشأُ حياة أسرية قوامها الطمأنينة والتسليم والسكينة. وفي ظل هذه الأجواء الزكية، تُكرّس المرأةُ نفسها لمهمتها الأصيلة، وهي إنشاءُ الأسرة التي تحفظُ كيان المجتمع وتربيةُ الأجيال.
ومن خلال هذا التقسيم البديع للوظائف بين الزوجين، يسعى الإسلامُ إلى إنبات شجرة أسرية، تتألف من ألوانٍ وروائح منسجمة، تنمو وتثمر وتزدهر. هذه الشجرة كأنها شجرةٌ وارفةٌ في بستان، طيبةُ الرائحة، كثيرةُ الثمر، يستظلّ بها الزوجان ويهنأان فيها.
أخواتي العزيزات!
إن أول قانونٍ للسعادة الزوجية هو أن لكلٍّ من المرأة والرجل حقوقًا وواجباتٍ متبادلة، وينبغي أن تُؤدى هذه الحقوق والواجبات طوعًا لا كرهًا، وبلا إكراه ولا إجبار. والمرأة المسلمة مسؤولةٌ أمام الله عن راحة أسرتها وسكينة بيتها.
وعلى المرأة المسلمة أن تُشيع أولًا الروح الربانية العَطِرة داخل بيتها، لأن بيوتنا وأُسرَنا هي المدارسُ الابتدائية لمجتمعاتنا، وكلّ شيء يبدأ منها. ويجب عليها أن تُنسّق أثاثَ بيتها بطريقةٍ تُوحي بالخير، وأن تُنظم بيتها وتُحافظ على نظافته وبساطته بشكلٍ يُدخل السرور والطمأنينة على القلب. ويجب عليها أن تُبقي بيتها دائمًا على هيئةٍ تليق بامرأةٍ مسلمة، وكأن ضيفًا على وشك أن يدخله في كل لحظة.
فالبيتُ هو المكانُ الأصلي الذي تملكه المرأة. بل إن المرأةَ بفطرتها تنتمي إلى بيتها. فإذا شغلت قلبَها وعقلَها ببيتها، وفضّلت الاهتمام به على كل شأنٍ آخر، فقد أدّت وظيفةَ الأنوثة على أكمل وجه. وهذه الوظيفة هي الأمومة.
أختي الفاضلة!
إذا تأملتِ الأمومة وحدها، فستجدينها عملًا شريفًا عظيمًا يستحق أن تكرّسي له كل وقتكِ وعنايتكِ.
وبحق، هل يوجد عملٌ أشرف وأعظمُ مسؤوليةً من الأمومة؟
✍️ الدكتور عبد العزيز قرنشل
المترجم: أحمد ضياء إبراهيم أوغلو
١٦ / ٠٧ / ٢٠٢٥ م أوف