Yezîd ve Kerbelâ Vak‘ası Üzerine İlmi Bir Değerlendirme
Giriş
Kerbelâ Vak‘ası, İslâm tarihinin en acı hadiselerinden biridir. Hz. Peygamber’in sevgili torunu Hz. Hüseyin’in ve beraberindeki birçok aile ferdinin Hicrî 61 yılında Kerbelâ’da katledilmesi, sadece siyasî bir kırılma değil, aynı zamanda ümmet vicdanında derin bir yara olarak kalmıştır. Bu olayın sorumluluğu üzerine tartışmalar asırlardır sürmekte; bilhassa Yezîd’in konumu hakkında farklı yaklaşımlar ortaya konulmaktadır. Bu yazıda Kerbelâ hadisesiyle Yezîd’in doğrudan ilişkisi, muteber tarihî kaynaklar ışığında ele alınacak; rivayetlerin güvenilirlik durumu tahlil edilerek ilmî ve objektif bir değerlendirme yapılacaktır.
1. Yezîd’in Hilâfeti ve Kerbelâ Süreci
Hz. Muâviye (r.a.), Hicretin 60. yılında vefat ettiğinde yerine oğlu Yezîd halife olarak tayin edilmiştir.[^1] Hz. Hüseyin (r.a.), Yezîd’e biat etmeyenlerden biri olmuş; bu durum Hicaz’da siyasî gerilim doğurmuştur. Kûfeliler, Hz. Hüseyin’e mektuplar göndererek onu davet etmişler, Hz. Hüseyin de bu davet üzerine yola çıkmıştır. Ancak Kerbelâ’da bir ordu tarafından kuşatılmış ve 10 Muharrem 61 (Milâdî 10 Ekim 680) günü şehit edilmiştir.[^2]
[^1]: İbn Sa’d, Tabakât, c.5, s.66.
[^2]: Taberî, Târîhu’l-Umem ve’l-Mülûk, c.5, s.342-343; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi’t-Tarih, c.4, s.45.
2. Yezîd’in Şehâdetteki Rolü: Deliller ve Değerlendirme
Yezîd’in Hz. Hüseyin’in şehâdetine doğrudan emir verdiğine dair sahih ve kat‘î bir delil bulunmamaktadır. Bu konuda gelen rivayetler ya sened açısından zayıf, ya da siyasî yorumlara dayalıdır. Bazı kaynaklarda Yezîd’in bu olaydan üzüntü duyduğu, ailesini hürmetle Medine’ye gönderdiği ve Hz. Hüseyin’in katlinden bizzat sorumlu olmadığını beyan ettiği nakledilmiştir.[^3]
[^3]: Zehebî, Siyerü A‘lâmi’n-Nübelâ, c.4, s.37; İbn Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, c.8, s.222; İbn Teymiyye, Minhâcü’s-Sünne, c.2, s.249.
3. Yezîd’in Siyasi Sorumluluğu ve Ahlâkî Meseleler
Elbette Yezîd, devletin başında olduğundan dolayı siyasi sorumluluktan muaf değildir. Ancak bu sorumluluk doğrudan cinayet emrini vermek anlamında değil, adaletin sağlanamaması ve kontrolsüz güçlerin ortaya çıkmasına göz yumması yönündendir. Bazı âlimler, Yezîd’in suistimal edilen bir liderlik sergilediğini, ama Hz. Hüseyin’in katli gibi bir suçu doğrudan işlediğine dair şer‘î hüccet olmadığını ifade etmişlerdir.[^4]
[^4]: İbn Hacer el-Heytemî, es-Savâiku’l-Muhrika, s.198; M. Ebu Zehra, Târîhu’l-Medâhibi’l-İslâmiyye, s.175.
4. Ehli Sünnet Yaklaşımı ve İtidal
Ehli Sünnet’e mensup âlimler, Kerbelâ gibi hadiselerde ifrat ve tefrite sapmadan hareket etmeyi esas almışlardır. Hz. Hüseyin’e hürmet ve muhabbet, Yezîd’e ise kesin delil olmadan lanet etmemek prensibi, mutedil yaklaşımın bir gereğidir. İmam Ahmed b. Hanbel, Yezîd hakkında “ne severiz ne de lanet ederiz” demiştir.[^5]
[^5]: İbn Teymiyye, Minhâcü’s-Sünne, c.2, s.250; Zehebî, Târîhu’l-İslâm, s.241.
Sonuç
Hz. Hüseyin’in Kerbelâ’da şehit edilmesi İslâm tarihinin en trajik hadiselerinden biridir. Ancak bu olay üzerinden, tarihî gerçeklikten kopuk biçimde Yezîd’i mutlak fail ilan etmek ilmî açıdan sağlıklı değildir. Yezîd’in sorumluluğu siyasî zeminde ele alınmalı, şer‘î ve kesin deliller olmadan ithamda bulunmaktan kaçınılmalıdır. Bu yaklaşım hem adaletin, hem de ilmî emanetin gereğidir.
Hazırlayan: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
28.06.2025 OF
تقييم علمي لقضية يزيد وواقعة كربلاء
المقدمة
تُعدّ واقعة كربلاء من أعظم الأحداث المأساوية في التاريخ الإسلامي. حيث استُشهد الحسين بن علي رضي الله عنهما وأهله في العاشر من محرم عام 61 هـ (10 أكتوبر 680 م)، مما أحدث صدعًا عميقًا في وجدان الأمة. تواجه قضية مسؤولية يزيد بن معاوية في هذه المأساة خلافات تاريخية مستمرة. تهدف هذه الدراسة إلى فحص علاقة يزيد بواقعة كربلاء وفق المصادر التاريخية المعتبرة، وتحليل موثوقية الروايات وتحقيق تقييم علمي موضوعي.
١. خلافة يزيد وسياق واقعة كربلاء
تولى يزيد بن معاوية (رضي الله عنه) خلافة والده عند وفاته عام 60 هـ.[^1] رفض الحسين بن علي (رضي الله عنه) البيعة ليزيد، ودعا أهل الكوفة، الذين ارسلوه رسائل دعوة. تقلّصت الأمور حتى تحوّل إلى معركة في كربلاء في 10 محرم 61 هـ.[^2]
[^1]: ابن سعد، الطبقات الكبرى، جـ5، صـ66.
[^2]: الطبري، تاريخ الأمم والملوك، جـ5، صـ342–343؛ ابن الأثير، الكامل في التاريخ، جـ4، صـ45.
٢. مدى ارتباط يزيد بعملية القتل
لا توجد دلائل قطعية أو تصريحية في المصادر السنية تفيد بأن يزيد أصدر أمر القتل شخصياً. بل على العكس، تسجل بعض المصادر أنه عبر عن حزنٍ عميق، وأحسن استقبال أهل بيت الحسين، وعاد بهم إلى المدينة مع هدايا.[^3]
[^3]: الذهبي، سير أعلام النبلاء، جـ4، صـ37؛ ابن كثير، البداية والنهاية، جـ8، صـ222؛ ابن تيمية، منهاج السنة، جـ2، صـ249.
٣. المسؤولية السياسية والأخلاقية ليزيد
يظل يزيد مسؤولاً سياسيًّا وقانونياً بحكم موقعه الخلافة، لكنه لم يصدر أمرًا مباشرًا بقتل الحسين، وفق ما دلت عليه مصادر السنيّة. تُعد مواقفه من حيث الانحراف الأخلاقي، وليس إصدار فتوى شرعية بالقتل.[^4]
[^4]: ابن حجر الهيتمي، السواكب المحرقة، صـ198؛ أبو زهرة، تاريخ المذاهب الإسلامية، صـ175.
٤. المنهج الوسطي لأهل السنة
حرص علماء أهل السنة، مثل الإمام أحمد وابن تيمية، على التحفّظ عند الحديث عن قضايا كربلاء. يقول الإمام أحمد: “لا نحب يزيد ولا نلعنه بدون دليل.”[5]
[^5]: ابن تيمية، منهاج السنة، جـ2، صـ250؛ الذهبي، تاريخ الإسلام، صـ241.
الخاتمة
تُعدّ واقعة كربلاء حدثًا تاريخيًّا مأساويًّا يستوجب الوقوف عنده تضرّعًا للأسى ومحاسبًة عادلة. لكن تقييم يزيد يجب أن يعتمد على مصادر موثوقة، بعيدًا عن المغالاة والطعن الجائر. واجب الباحثين أن يقاربوا هذه القضية بعقلانية، ووفق معايير علمية ومنهجية يُجسّدها أهل السنة في العمل
إعداد: أحمد ضياء إبراهيم أوغلو
٢٨ / ٠٦ / ٢٠٢٥ م أوف