Yakın Tarihin Hakikat Perdesi Aralanıyor: Tahrif ve Hakikatlerin İzinde ..
Hakikat Perdesini Aralamaya Giriş
Tarih, milletlerin hafızasıdır. Hafızası tahrif edilmiş bir millet, istikametini kaybetmiş bir yolcuya benzer. Yakın tarihimiz, bu hakikatin en çarpıcı misallerini içinde barındırır. Zira, sadece harp meydanlarında değil, fikir cephelerinde de kanlı bir mücadele verilmiştir. Bu mücadelede kılıçlar değil, kalemler ve basın sütunları kullanılmış; hakikat, yalanların ve uydurma kahramanlıkların ardına gizlenmiştir. Bugün perdeyi aralamak, sadece ilmî bir vazife değil, aynı zamanda millî bir borçtur.
1. İttihatçıların İki Ekolü: Almancı ve İngilizciler
Osmanlı Devleti’nin son yıllarında İttihat ve Terakki Cemiyeti içinde derin bir ayrışma yaşandı. Bir taraf, Almanya’yı stratejik müttefik olarak gören Almancı ekol idi ki başında Enver Paşa bulunuyordu. Diğer taraf ise İngiltere’nin gölgesinde bir siyaset arayışında olan İngilizci ekol idi; bu zümrenin en mühim siması Mustafa Kemal’di(1). Bu ayrışma sadece diplomatik tercihten ibaret değildi; devletin geleceği, Türk-İslâm dünyasının istikbali ve millî kimliğin istikametini tayin edecek bir yol ayrımıydı.
2. 57. Alay’ın Sancak Felaketi: Filistin Cephesinde Kırılma Noktası
Bir milletin namusu olan sancak, asla düşmana teslim edilmez. Lâkin 57. Alay’ın sancağı, Filistin cephesinde yaşanan büyük felâketin sembolü hâline geldi. Cephenin üçte ikisini kaybeden Osmanlı ordusu, ardı ardına bozgunlar yaşadı. Bu bozgunun akabinde, düşmana bırakılan o sancak hâlâ Londra’da bir İngiliz müzesinde sergilenmektedir(2). Bu hâdise, sadece askerî bir hezimet değil, millî hafızamızdan koparılan bir şeref nişânesidir.
3. Mustafa Kemal’in Cepheden Kaçışı ve İngilizlerle Terk Edilen Silahlar
Filistin’de bozgunun en ağır anında, ordunun en mühim kumandanlarından biri olan Mustafa Kemal, cepheyi terk etti. Silahlar ve mühimmat, İngilizlere bırakıldı. Bu hâdise, harp hukukunun değil, millî şuurun da sorgulandığı bir kırılma noktasıdır(3). Zira, harp meydanında kalan yalnızca silahlar değildi; milletin geleceği de orada bırakılmıştı.
4. İngiliz Projesi: Sahte Kahraman İnşa ve Kullanımı
Filistin bozgununun ardından başlayan süreçte, İngiliz siyasî tertibi tıkır tıkır işlemeye başladı. Osmanlı’nın yıkılışı hızlandırıldı, millî mukavemet damarları kesildi. Bu tertibin en mühim unsuru, sahte bir kahramanın inşasıydı. Kahramanlık hikâyeleriyle süslenen bu figür, milletin hakikati görmesini engelleyen bir perde vazifesi gördü(4). Bu şahıs üzerinden kurulan yeni düzen, hem siyasî hem kültürel manada Osmanlı bakiyesini tasfiye etmeyi hedefliyordu.
5. Devrimlerle Koparılan Maddi ve Manevi Bağlar
İngiliz projesinin ikinci safhası, yalnızca siyasî istiklâlin değil, millî ve manevî kimliğin tasfiyesi idi. Harf inkılâbı, kıyafet değişiklikleri, hukuk sisteminin kökten dönüştürülmesi gibi adımlar, bir milletin köklerinden koparılması için planlanmış adımlardı(5). Bu, yalnızca bir hukuk değişimi değil; bir medeniyet tasfiyesi idi. Dedelerinin mezar taşını okuyamayan nesiller, geçmişiyle bağını kaybederek istikbâlde kolayca yönlendirilebilir hâle getirildi.
6. Hakikat Arayışı: Tahriflerin Ardında Bıraktığı İzlerde Gizli Gerçekler
Bugün hakikate ulaşmak isteyenler için açık kaynaklar mevcuttur. Osmanlı arşivleri, dönemin gazeteleri, hatıratlar… Hepsi, hakikati arayan gözlere kapı aralamaktadır. Lâkin bu kapıdan geçmek için gayret, sabır ve ilim azmi gerekir. Hakikat, zahmet ister; lâkin o zahmet, milletin istikbâlini aydınlatan bir nurdur.
Hazırlayan: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
01.09.2025 OF
Ne Klasik Sağcı Ne de Klasik Solcu
Uğur Mumcunun Arkadaşlarından
Ve İslamcı Olmadığı da Kesin Olan
Tarihçi Yaşar Gören Bey Anlatıyor
👇👇👇Birinci Bölüm (1)👇👇👇
https://youtu.be/pp0JlJfVN9c
👇👇👇İkinci Bölüm (2)👇👇👇
https://youtu.be/8yKDT-AiRXY
👇👇👇Üçüncü Bölüm (3)👇👇👇 https://youtu.be/0hVwFM7aaP4?si=hQ65W7Nb8l52Bh5o
Dipnotlar:
(1) Sina Akşin, İttihat ve Terakki Tarihi, İstanbul: İletişim Yay., 1992, s. 134.
(2) Erik Jan Zürcher, Modernleşen Türkiye’nin Tarihi, İstanbul: İletişim Yay., 2005, s. 170.
(3) Salahi R. Sonyel, “Filistin Cephesinde Son Günler”, Belleten, C. XXXV, S. 139, 1971, s. 421.
(4) Edward Mead Earle, The Turkish War of Independence, Princeton University Press, 1924, s. 95.
(5) Bernard Lewis, Modern Türkiye’nin Doğuşu, Ankara: TTK Yay., 1998, s. 215.
ترجمة من التركية إلى العربية: 👇
ينكشف الستار عن حقائق التاريخ القريب: على خُطى التحريف والحقائق
مدخل إلى انكشاف الستار عن الحقائق
إنّ التاريخ هو ذاكرة الأمم، والأمة التي زُيِّفت ذاكرتها تشبه مسافراً أضاع سبيله. إنّ تاريخنا القريب يحمل أصدق الشواهد على هذه الحقيقة؛ إذ لم يكن الصراع فيه مقتصراً على ميادين القتال، بل كان هناك صراع أدهى وأمرّ في جبهات الفكر. في هذه الجبهة لم تُستعمل السيوف، بل الأقلام وأعمدة الصحف، فغُيّبت الحقائق وراء ستائر الأكاذيب والبطولات المصطنعة. واليوم، إنّ كشف هذا الستار ليس مهمةً علمية فحسب، بل واجب قومي يُمليه الضمير والتاريخ.
١. جناحا الاتحاد والترقي: الألمانويون والإنجليزويون
في السنوات الأخيرة من عمر الدولة العثمانية، وقع في جمعية الاتحاد والترقي انقسامٌ عميق. كان فريقٌ يرى في ألمانيا حليفاً استراتيجياً، وهو ما عُرف بـ«الألمانويين» يتقدّمهم أنور باشا. وفي الجهة الأخرى، كان هناك من يميل إلى الاحتماء بظلّ بريطانيا، عُرفوا بـ«الإنجليزويين» وعلى رأسهم مصطفى كمال(1). لم يكن هذا الانقسام مجرّد خلاف دبلوماسي، بل كان مفترق طرقٍ يتحدد عنده مستقبل الدولة ومصير الأمة وهويتها الحضارية.
٢. مأساة لواء المشاة ٥٧: نقطة التحول في جبهة فلسطين
إنّ الراية العسكرية شرف الأمة، ولا تُسلَّم للعدو أبداً. غير أنّ راية لواء المشاة السابع والخمسين تحوّلت إلى رمز لمأساة كبرى في جبهة فلسطين، إذ فقد الجيش العثماني ثلثي قوته في تلك الجبهة، وتوالت الهزائم حتى سقطت الراية بأيدي الإنجليز، ولا تزال إلى يومنا هذا تُعرض في أحد متاحف لندن(2). لم تكن هذه الحادثة هزيمة عسكرية فحسب، بل كانت اقتلاعاً لوسام الشرف من ذاكرة الأمة.
٣. هروب مصطفى كمال من الجبهة وترك السلاح للإنجليز
في أشدّ ساعات الانكسار في فلسطين، تخلّى أحد أبرز القادة العسكريين، مصطفى كمال، عن الجبهة، وترك الأسلحة والمؤن في أيدي الإنجليز. كانت هذه الواقعة نقطةً حاسمة لا تُثير التساؤل عن قوانين الحرب فحسب، بل عن وعي الأمة ومسؤوليتها(3). إذ لم يكن ما تُرك خلف خطوط العدو مجرد بنادق، بل كان مستقبل الأمة برمّته.
٤. المشروع الإنجليزي: صناعة بطلٍ زائف واستغلاله
بعد مأساة فلسطين، بدأ التدبير الإنجليزي يسير بخطوات دقيقة. تسارعت عملية تفكيك الدولة العثمانية، وتقطّعت أوصال المقاومة الوطنية. وكان العنصر الأخطر في هذا التدبير صناعة «بطلٍ أسطوري» بوسائل الإعلام والدعاية، حتى غطّى بريقه على الحقائق(4). هذا «البطل» المصطنع أصبح أداةً لفرض نظام جديد يستهدف تصفية ما تبقى من كيان الدولة العثمانية سياسياً وثقافياً.
٥. الروابط المادية والمعنوية التي قُطعت بالثورات
تمثّل المرحلة الثانية من المشروع الإنجليزي في القضاء على الروابط الحضارية للأمة، لا الاكتفاء بإسقاط سلطانها السياسي. فحُوّلت الحروف، وتبدّلت الأزياء، واستُبدلت القوانين، في محاولةٍ لاقتلاع الأمة من جذورها(5). لم يكن ذلك مجرد تغييرٍ في نظم الحياة، بل كان «إبادةً حضارية»، جعلت الأجيال عاجزة عن قراءة شواهد قبور أجدادها، ومقطوعة الصلة بماضيها، ليُسهل بعد ذلك توجيهها والتحكم في مصيرها.
٦. البحث عن الحقيقة: الحقائق الكامنة وراء التحريف
إنّ الطريق إلى الحقيقة اليوم ليس مغلقاً، فالمصادر متاحة لمن أراد: الأرشيف العثماني، الصحف المعاصرة لتلك الحقبة، المذكرات والشهادات. كلّها تفتح الأبواب أمام الباحثين، لكنّ اجتياز العتبة يحتاج إلى جهد وصبر وعزيمة علمية. إنّ الحقيقة لا تُنال بلا عناء، غير أنّ ذلك العناء هو النور الذي يضيء للأمة مستقبلها.
إعداد: أحمد زيا إبراهيم أوغلو
٠١ / ٠٩ / ٢٠٢٥ م في مدينة أوف
الهوامش:
(1) Sina Akşin، İttihat ve Terakki Tarihi، إسطنبول: İletişim Yay.، 1992، ص 134.
(2) Erik Jan Zürcher، Modernleşen Türkiye’nin Tarihi (تاريخ تركيا الحديث)، إسطنبول: İletişim Yay.، 2005، ص 170.
(3) Salahi R. Sonyel، “Filistin Cephesinde Son Günler”، Belleten، ج 35، ع 139، 1971، ص 421.
(4) Edward Mead Earle، The Turkish War of Independence (حرب الاستقلال التركية)، Princeton University Press، 1924، ص 95.
(5) Bernard Lewis، Modern Türkiye’nin Doğuşu (نشأة تركيا الحديثة)، أنقرة: TTK Yay.، 1998، ص 215.