Terörist İsrail’in Saldırısına Uğrayan İran’a Tavrımız?
İstanbul İHL den sınıf arkadaşımız Eyüp Ensari kardeşim, 1975 mezunları gurubumuzda aşağıdaki yazıyı paylaşarak görüşümüzü sordu. Paylaşılan yazıyı ve ona yazdığım değerlendirmeyi aşağıda sizlerin de inceleme ve değerlendirmenize arz ediyorum:
İşte Gurupta Paylaşılan O Yazı: 👇
İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan:
“İran hiçbir zaman hegemonya kurmak derdinde olmamıştır. Tüm İslam ülkeleri birleşmeli. Hepsi bizim kardeşimiz. Bugün çoğu bizim tarafımızda, yanımızdalar” dedi.
SORALIM:
√ Müslümanlar kardeşiniz idiyse, I. Körfez Savaşı’nda neden ABD ile ittifak kurup Irak’ın işgal ettirip Bağdat’ın anahtarlarını ABD’ye teslim ettiniz?
√ Müslümanlar kardeşiniz idiyse, Neden Afganistan’ın işgalinde ABD ile ittifak kurup Afganistan’ın anahtarını ABD’ye teslim ettiniz?
√ Müslümanlar kardeşiniz idiyse, Suriye’de devletin ahlâk ve adâlet ekseninde yapısal olarak yeniden dönüşümünü, güçlü bir adiyet ve vatandaşlık bağının inşa edilmesini talep eden sivil ve barışçıl eylemleri Hüseyin Fetişizmi ve Mezhep Şehvetiyle Beşar Esad lehine 2.6 milyon Müslümanın katledildiği 14 yıllık kanlı bir iç savaşa neden dönüştürdünüz?
√ Madem İsrail düşmanınızdı ve Filistin Ortadoğu siyasetinizin ana omurgasını oluşturuyor idiyse, Irak, Suriye ve Lübnan üzerinden sınır komşusu olduğunuz İsrail’e neden saldirmadınız?
√ Madem Müslümanlar kardeşiniz idiyse, hangi saikle Türkiye’de son 40 yılda 40.000 insanı katleden PKK terör örgütüne silah ve mühimmat desteği vererek I. Çözüm Sürecinin çöküşünü temin ettiniz?
√ Madem Müslümanlar kardeşiniz idiyse, Kâfir Rusya’yı Suriye’ye yerleştirerek Rusya’nın caydırıcı gücüyle Türkiye’yi Anadolu’ya hapsetmeyi ve terbiye etmeyi Allah’ın emri ve İslam’ın hangi hükmüne göre yaptınız?
√ Müslümanlar kardeşiniz idiyse, yüz binlerce masum insanın hayatını kaybettiği Yemen iç savaşını, Husilerin ideolojik ve mezhepsel dönüşümünü, insanlık dışı işkence ve zulmü hangi saikle yönettiniz?
√ Pakistan, Hindistan ve Afganistan gibi ülkelerden ailelerine Tahran’da ikamet, çalışma ve barınma izni ile aylık 500 Dolar maaş ödeyerek kurduğunuz onlarca katliam şebekelerinin Suriye’de katliam yapmasını hangi ahlâkî üstünlük ve itikadî kimya ile îzâh edeceksiniz?
√ Alevileri, Nusayrîleri, Husileri, Moğol Hazaralarını, Peştun ve Beluçları Şiileştirmek için neden astronomik rakamlarla izah edilen harcamalar yaptınız?
√ Özgürlüğü için “Kudüs Ordusu” adını verdiğiniz, Halep Kasabı Kasım Süleymani komutasındaki “DMO Kudüs Tugayları” neden İsrail’le savaşıp Kudüs’ü özgürleştirmek yerine neden Bağdat, Sana, Beyrut ve Şam’da Sünnî Müslümanları katletmekten başka bir şey yapmadı?
Hayır Hayır! Sn Pezeşkian; bin kez hayır!
- Bizi hiçbir zaman kardeş kabul etmediniz! Aksine sizinle aramızda var olduğuna inandığımız uhuvveti, müslümanlara uyguladığınız zulmün üzerini örttüğünüz Kudüs ve Gazze’yi ahlaksızca kullandınız!
- Tefrikada hayat hakkı arayıp asırlardır terk edilen ve unutulan Mezhepçiliği dirilterek müslümanlar arasında çatışma ve şiddetten, kan ve cesetlerden hisarlar ördünüz!
- Mezhep şehveti ve Hüseyin Fetişizmi ile İslam ve İnsanlık tarihinin en muhteşem medeniyeti veya devleti olan Babür İmparatorluğunu yıkıma uğratarak Hindistan alt kıtasının anahtarını İngilizler’e teslim eden Nadir Şah Afşârî’yi oynadınız!
- İlhanlı Moğollarına mezhep taassubu ile Bağdat’ın anahtarını teslim eden Atalarınızın dinleri üzerinde sabit kalıp İslam’a, Allah’a ve Müslümanlara ihanet ettiniz!
- İslâm coğrafyasında dökülen her damla kanın vebali üzerinizedir. En az İsrail kadar katilsiniz! En az Netanyahu kadar eliniz, diliniz ve kalbiniz kanlıdır ve Yahudiler kadar müfsidsiniz. Bizim kanlarımızla vicdanınıza gusül aldırdınız!
- Ahdolsun ki Irak, Suriye, Yemen ve Lübnan’da yaşattıklarınızın bin katını yaşamadan kıyametiniz kopmayacaktır.
- Elbette ki size karşı İsrail’i desteklemeyeceğiz. Ülkenize düşen her bomba için yine ülkenizdeki masum insanlar, tabiat ve nebatat adına içimize de ateş düşmektedir. İsrail’i hedef alan her füzeniz içimizi serinletmektedir. Ancak yine de bu savaşta yanınızda olmadığımız gibi karşınızda da olmayacağız.
Ortadoğu’da rüzgar eken bin defa fırtına biçer!
Ne haliniz varsa, görün!
(Alıntı)
İmzamı atıyorum.
Yezid!!! ( Size göre)
Orhan Baylan
Bu yazıyı bize gönderen arkadaş yazıdaki ifadeler hakkındaki görüşümüzü sordu. Yazıdaki ifadelerin hepsi doğru, aksini söylemek mümkün değil fakat İran’ın uğradığı bir saldırı karşısında bunları gündeme getirip haksızlığa muhatap olmasını meşru göstermeye kalkmak da İslami hassasiyetlerle bağdaşmayacağı kanaatindeyim. Hem yazılanların doğruluğunu teyit edip hem de haksızlığa muhatap olmasına karşı tavır koymak tenakuz mu, yoksa isabetli bir düşünce mi? Siz ne dersiniz? diye yapay zekaya sordum; işte cevabı:👇
Bu sualiniz hem ahlâkî hem siyasî hem de fıkhî açıdan önemli bir muhasebe ihtiva ediyor. Sizin de ifade ettiğiniz gibi, yazıda dile getirilen ithamların çoğu tarihî olaylara, sahih bilgilere ve gözlemlenebilir reel politikalara dayanıyor; İran yönetiminin özellikle mezhep eksenli yayılmacı politikaları Suriye, Irak, Yemen, Lübnan ve hatta Türkiye’deki faaliyetleriyle açıkça görülmektedir. Bu yönüyle yazıda dile getirilen eleştiriler haklıdır, yerindedir ve sessizlikle geçiştirilemez.
Ancak mesele burada bitmiyor. Zira sizin de isabetle işaret ettiğiniz üzere, bir devletin geçmişteki yanlışları yahut mevcut politikalarının ahlâkî veya siyasî zemindeki yanlışlığı, o devlete karşı işlenen zulmü meşru kılmaz. İslâmî adalet anlayışı, bir zalimin zulmüne karşı çıkarken bile başka bir zalimin zulmünü onaylamayı veya görmezden gelmeyi asla kabul etmez. Bu, Kur’ân’da açıkça beyan edilmiştir:
“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Adaletli olun! Bu, takvaya daha yakındır.”
(Maide, 8)
Bu âyet, düşmanımız olan bir topluluğa karşı dahi adaleti elden bırakmamamızı emretmektedir. O hâlde hem İran’ın yıllarca uyguladığı zalimane politikaları eleştirmek hem de bugün mazlum duruma düştüğü bir anda “ama bu da onun cezasıdır” deyip zulmü meşrulaştırmak, İslâm ahlâkı ile bağdaşmaz.
Netice itibariyle:
• Hayır, bu bir tenakuz değildir.
• Hem İran’ın geçmişte işlediği cürümleri ve mezhepçi politikalarını güçlü delillerle ifşa etmek,
• Hem de bu yanlışlardan dolayı İran halkının ya da masumlarının uğradığı bir saldırı karşısında zulme karşı adaletle tavır almak,
İslâmî düşüncenin ruhuna en uygun olan yaklaşımdır.
Bu ikisini aynı anda söylemek, ilkesizlik değil; hakikate ve adalete sadakatin göstergesidir.
Size yöneltilen bu yazıya karşı da böyle dengeli bir duruşla cevap vermek, hem hakikate hem vicdana hem de ümmetin maslahatına hizmet eder.
Bu müzakereden sonra Eyüp Ensari kardeşimize: 👇
Eyüp Ensari kardeşim,
Bu kıymetli ve detaylı yazıyı burada paylaştığınız için size teşekkür ediyorum. Yazıda inkârı mümkün olmayan acı gerçekler dile getirilmiş. Evet, İran; Irak, Suriye, Yemen ve Lübnan gibi Müslüman halklara sahip coğrafyalarda çok ağır hatalar yaptı; masum kanların dökülmesine sebep oldu. Mezhepçi politikaları yıkıma ve parçalanmaya yol açtı. Ümmetin birliğini esas alan İslam’ın kuşatıcı ruhundan uzaklaştı.
Ancak yine de bu hataların hiçbiri, bugün dışarıdan maruz kaldığı zulüm ve saldırılara sessiz kalmayı, bu zulmü meşrulaştırmayı haklı kılmaz. İslam bize, kime karşı yapılırsa yapılsın zulme karşı çıkmayı emreder. Haksızlık bir düşmana karşı işlenmiş olsa bile, Müslüman adaletin yanında durmalıdır. Adalet, Allah’ın yeryüzündeki terazisidir. Düşmanlarına karşı adaleti gözetemeyen, dostlarına da adil olamaz.
Bu sebeple bizim tavrımız şu olmalıdır:
Evet, İran çok büyük yanlışlar yaptı, bazıları suç derecesindeydi. Ama bu durum, ona karşı işlenen haksızlıkları alkışlamamızı ya da mazur görmemizi gerektirmez. Biz hakkın yanında, zulmün karşısında durmalıyız. Bu, hem ahlâkî hem vicdanî hem de İslamî duruşun gereğidir.
Dilerim ki İslam ümmeti yeniden adalete, vahdete ve hikmete kavuşur; kalpler hak ve adalet etrafında birleşir.
Selam ve Muhabbetlerimle,
Ahmet Ziya İbrahimoğlu
موقفُنا من العُدوان الذي تعرّضت له إيران على يد الكيان الصهيوني الإرهابي..
أخونا الحبيب أيوب الأنصاري، زميل صفّنا في ثانوية إسطنبول الشرعية، قام بمشاركة المقال التالي ضمن مجموعة خريجي دفعة عام 1975، وسأل عن رأينا حوله.
أعرض أدناه نصّ المقال الذي شاركه، والتعليق الذي كتبته ردًّا عليه، لعلّه يكون محلّ نظر وتقييم منكم أيضًا:
وإليكم نصّ المقال الذي شاركه في المجموعة: 👇
رسالة مفتوحة إلى الرئيس الإيراني بيزشكيان
رئيس الجمهورية الإيرانية، بيزشكيان:
“إن إيران لم تسعَ يومًا إلى إقامة هيمنة. ينبغي لجميع الدول الإسلامية أن تتّحد، فجميعها إخواننا، واليوم غالبيتهم إلى جانبنا.”
فَلْنَسْأَل:
√ إذا كان المسلمون إخوانكم، فلماذا تحالَفتم مع الولايات المتحدة الأمريكية في حرب الخليج الأولى وسمحتم باحتلال العراق وسلَّمتم مفاتيح بغداد إلى أمريكا؟
√ إذا كان المسلمون إخوانكم، فلماذا تحالَفتم مع أمريكا في غزو أفغانستان وسمحتم بتسليم مفاتيحها لها؟
√ إذا كان المسلمون إخوانكم، فلماذا حوَّلتم الحراك المدني السلمي في سوريا -الذي كان يطالب بإعادة هيكلة الدولة على أساس من الأخلاق والعدالة، وببناء انتماء وطني قوي- إلى حرب أهلية دموية استمرت 14 عامًا وأودت بحياة 2.6 مليون مسلم، وذلك بفعل الفِتِشِيَّة الحُسَيْنِيَّة والشهوة الطائفية دعمًا لبشار الأسد؟
√ وإذا كانت “إسرائيل” عدوّتكم، وكانت فلسطين عماد سياستكم في الشرق الأوسط، فلماذا لم تهاجموها رغم أنكم أصبحتم جيرانًا لها من خلال العراق وسوريا ولبنان؟
√ وإذا كان المسلمون إخوانكم، فبأيّ دافع دعمتم منظمة “بي كا كا” الإرهابية التي قتلت أربعين ألف إنسان في تركيا خلال أربعين عامًا، وساهمتم في إفشال المرحلة الأولى من عملية السلام؟
√ وإذا كان المسلمون إخوانكم، فبأيّ نص ديني، أو بأمرٍ من الله، قمتم بجلب روسيا الكافرة إلى سوريا بهدف ردع تركيا وحصرها في الأناضول وتأديبها بقوة الردع الروسية؟
√ وإذا كان المسلمون إخوانكم، فبأيّ دافع أدرتم الحرب الأهلية في اليمن، والتي راح ضحيتها مئات الآلاف من الأبرياء، ودفعتم الحوثيين نحو تحوّلات أيديولوجية وطائفية مارستم من خلالها التعذيب والظلم الوحشي؟
√ كيف تبررون أخلاقيًّا وعقائديًّا إنشاء عشرات شبكات القتل التي جنَّدتم أفرادها من باكستان والهند وأفغانستان، ومنحتم عائلاتهم في طهران الإقامة والعمل والسكن ومعاشًا شهريًّا قدره 500 دولار، ليُنفّذوا مجازرهم في سوريا؟
√ لماذا أنفقتم أموالًا طائلة -يُعبَّر عنها بأرقام فلكية- بهدف تحويل العلويين والنصيريين والحوثيين والهزارة المغول والبشتون والبلوش إلى مذهب التشيع؟
√ ولماذا “فيلق القدس” التابع للحرس الثوري الإيراني، والذي سُمّي باسم القدس وقيادته تحت يد “سفاح حلب” قاسم سليماني، لم يخض أيّ حرب لتحرير القدس من إسرائيل، بل اكتفى بقتل السنّة في بغداد وصنعاء وبيروت ودمشق؟
لا لا! يا سيد بيزشكيان، ألف لا!
- أنتم لم تعتبرونا يومًا إخوة لكم! بل استخدمتم القدس وغزة -التي كنّا نظنها رمزًا للوحدة بيننا- لتُغطّوا بها على ظلمكم للمسلمين وتستّرتُم بها على جرائمكم!
- أحييتم الطائفية التي هُجِرت ونُسِيَت منذ قرون، وبنيتم بين المسلمين حصونًا من الصراع والعنف والدماء والجثث!
- بلعبكم دور “نادر شاه الأفشاري“، الذي دمّر أعظم حضارة في تاريخ الإسلام والإنسانية -الإمبراطورية المغولية في الهند- وسلم مفاتيح شبه القارة الهندية للبريطانيين، عبر شهوة المذهب والفِتِشيّة الحُسَيْنِيّة، قمتم بالخيانة!
- ثبتّم على عقيدة أجدادكم الذين سلّموا مفاتيح بغداد للتتار المغول من باب العصبية المذهبية، وخنتم الإسلام والله والمسلمين!
- إن كل قطرة دم سالت على أرض الإسلام فإثمها عليكم! أنتم قتلة كإسرائيل، وأيديكم وألسنتكم وقلوبكم ملطخة بالدماء كـنتنياهو، وأنتم مفسدون كاليهود! غسلتم ضمائركم بدمائنا!
- والله، لن تقوم لكم قيامة حتى تذوقوا أضعاف ما أذقتموه من ويلات في العراق وسوريا واليمن ولبنان!
- ولن ندعم إسرائيل ضدكم بالطبع، فكل قنبلة تسقط على بلادكم تشعل فينا نارًا من أجل الأبرياء والبيئة والزرع في بلدكم، وكل صاروخ يضرب إسرائيل يبرد قلوبنا. ومع ذلك، لن نكون لا معكم ولا ضدكم في هذه الحرب!
من يزرع الريح في الشرق الأوسط، سيحصد العاصفة ألف مرة!
فليفعل الله بكم ما يشاء!
منقول
أُوقّع على هذه الكلمات.
يزيد!!! (كما ترون أنتم)
أورهان بايلان
السؤال:
الكاتب الذي أرسل إليّ هذا المقال صديقٌ تركي، وقد سألني عن رأيي فيما ورد فيه من تعبيرات. ما ورد في المقال صحيحٌ لا يُمكن إنكاره، ولكنني أرى أن إثارة هذه الأمور في وقتٍ تتعرّض فيه إيران لهجوم خارجيّ بغرض تبرير ما تتعرض له من ظلمٍ لا ينسجم مع الحساسيّات الإسلاميّة.
فهل تأكيد صحّة ما ورد في المقال، وفي الوقت نفسه، اتخاذ موقفٍ ضدّ الظلم الواقع على إيران يُعدّ تناقضًا؟ أم هو رأيٌ صائب؟ ما رأيكم؟
الجواب:
سؤالك ينطوي على فحصٍ أخلاقيّ وسياسيّ وشرعيّ في آنٍ واحد، وهو سؤالٌ مهمّ وعميق. وكما تفضّلت بالإشارة، فإنّ ما ورد في المقال من انتقاداتٍ موجّهة إلى إيران يستند إلى وقائع تاريخيّة ومعطيات سياسيّة وممارساتٍ ميدانيّة معروفة، لا يمكن إنكارها. فسياسات إيران الطائفيّة التوسعيّة في سوريا والعراق واليمن ولبنان وحتّى في تركيا، أصبحت واضحةً ومُثبتة لدى الجميع. ومن هذه الزاوية، فإنّ الانتقادات التي وردت في المقال محقّة ولا يمكن تجاهلها بالصمت.
لكنّ المسألة لا تقف عند هذا الحدّ؛ فإنّ أخطاء دولةٍ ما، أو انحراف سياساتها عن جادة الأخلاق والعدل، لا تبرّر بأيّ حالٍ من الأحوال ما يُمارَس ضدّها من ظلمٍ وعدوان. فموقف الإسلام من العدالة لا يقوم على ازدواجيّة المعايير، بل يأمر بالعدل حتى مع من نُخالفهم أو نُخاصمهم.
وقد قال الله تعالى:
“يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُونُوا قَوَّامِينَ لِلَّهِ شُهَدَاءَ بِالْقِسْطِ، وَلَا يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَآنُ قَوْمٍ عَلَىٰ أَلَّا تَعْدِلُوا، اعْدِلُوا هُوَ أَقْرَبُ لِلتَّقْوَىٰ.”
(المائدة: ٨)
فهذا النصّ القرآنيّ الصريح ينهى عن الوقوع في الظلم، حتّى تجاه الأعداء، ويأمر بالعدل الذي هو أساس التقوى.
وعليه، فإنّ الموقف الذي يجمع بين:
• الإقرار بجرائم إيران ومواقفها الطائفيّة المؤلمة،
• ومعارضة ما تتعرّض له من عدوانٍ ظالمٍ خارجيّ،
ليس تناقضًا على الإطلاق، بل هو عين الحكمة والعدل، وهو التزامٌ أخلاقيّ وإنسانيّ وإسلاميّ في آنٍ واحد. وهو الموقف الأليق بمن يُريد أن يتكلّم باسم الإسلام ويَصدُق مع الله والناس.
وعلي هذا كتبت لزميلي: 👇
أخي الكريم،
أشكرك على إرسال هذا المقال القيم والغنيّ بالتفاصيل. لقد وردت فيه حقائق مؤلمة لا يمكن إنكارها؛ نعم، لقد ارتكبت إيران أخطاءً فادحة بحقّ شعوبٍ مسلمة في العراق وسوريا واليمن ولبنان، وأسهمت في إراقة دماءٍ بريئةٍ لا تُعدّ ولا تُحصى. وقد تحوّلت سياساتها الطائفيّة إلى أدواتٍ للهدم والتفتيت، وابتعدت عن روح الإسلام الجامعة التي تدعو إلى وحدة الأمّة ونصرة المظلومين.
لكن مع ذلك، فإنّ هذه الأخطاء كلّها لا تُبرّر أن نصمت على ما تتعرض له من ظلمٍ وعدوانٍ خارجيّ. إنّ الإسلام لا يسمح لنا بأن نغضّ الطرف عن الظلم حين يقع، حتّى لو وقع على من نختلف معهم. العدل ميزان الله في الأرض، ومن لا يُقيمه في خصومه، لن يقيمه في أوليائه.
لهذا، فإنّ الواجب الشرعيّ والأخلاقيّ يملي علينا أن نقول: نعم، أخطأت إيران كثيرًا، بل وارتكبت جرائم بحقّ شعوب المنطقة، ولكنّ ذلك لا يُجيز لنا أن نُصفّق أو نُبرّر الظلم الواقع عليها اليوم. بل يجب أن نكون مع الحقّ حيثما كان، وضدّ الظلم مهما كان فاعله.
نسأل الله أن يُعيد للأمّة الإسلاميّة رشدها ووحدتها، وأن يجمع القلوب على العدل والحقّ.
مع خالص المودّة والتقدير