Suriye’de Müslüman Kardeşler
Suriyeli Uyanış Projesinde Bir Fikir ve Terbiye Hareketi
Suriye ufkunun onlarca yıl süren çatışma, istibdat ve yıkımın ardından yeni bir siyasî döneme açılmasıyla birlikte, Suriye insanının yeniden inşasına katkı sunabilecek toplumsal ve siyasî güçler hakkında pek çok soru gündeme gelmektedir. Harabeye dönen savaşın, mezhepçiliğin ve ayrışmaların altında ezilen müşterek değerlerin ihyasına kimlerin yardımcı olabileceği merak edilmektedir. Bu bağlamda, Suriye’deki Müslüman Kardeşler cemaatinin konumu tekrar gündeme gelmektedir. Zira bu cemaat, yalnızca bir siyasî yapı değil, köklü bir medeniyet projesi olan fikrî ve terbiyevî bir harekettir.
Asil ve Köklü Bir Fikrî-Terbiyevî Miras
Suriye’deki Müslüman Kardeşler Cemiyeti, kuruluşundan itibaren sadece bir siyasî örgüt olmanın ötesinde, insan ve toplum inşasına dair berrak bir vizyona sahip fikrî ve terbiyevî bir cereyan olmuştur. Cemiyetin benimsediği vasat (orta yolu tutan) düşünce çizgisi, arınma (tezkiye) ve terbiyeyi esas alan İslamî yöntemin özüdür. Bu yaklaşım; ruh ile akıl, fert ile toplum arasında bir denge kurmayı hedefler.
Bu medeniyetçi yaklaşımın en dikkat çekici örneklerinden biri de cemiyetin Şam Üniversitesi’nde Şeriat Fakültesi’ni kuran ilk yapı olmasıdır. Bu hamle, dinî ilmi çağdaş devlet kurumlarıyla buluşturan, ne tecritçi ne de aşırılığa sapmış bir vizyonun neticesiydi. Öyle ki bu proje, mutedil ve dengeli karakteri sebebiyle, farklı mezhep mensuplarından bazı kesimlerce dahi memnuniyetle karşılanmıştır.
Tahakkümsüz Siyasî Varlık
20. yüzyılın 1950’li yıllarında Suriye’de Müslüman Kardeşler Cemiyeti, parlamento ve siyasî hayata etkin biçimde katılmış; ancak bu süreçte iktidar kavgalarına girmemiş, hükümranlık sevdasına kapılmamıştır. Parlamentodaki mevcudiyetleri fikrî ve hizmet odaklı olmuş, çatışmacı ya da fırsatçı bir çizgi izlememişlerdir. Bu duruşları, kendileriyle fikir bakımından uyuşmayan bazı millî çevrelerin dahi onlara saygı duymasına yol açmıştır.
Nurlu Şahsiyetler ve Fikrî İnşa Zinciri
Suriye’nin Millî Mütefekkirlerinden Uzun Bir Silsile
Suriye’deki Müslüman Kardeşler hareketi, çağdaş İslam düşüncesinde iz bırakmış pek çok ilim ve fikir adamını bağrından çıkarmıştır. Bunların bazıları şunlardır:
• Dr. Mustafa es-Sibâî: Şeriat Fakültesi’nin ilk dekanıdır. “İslam’ın Sosyalizmi” projesiyle tanınır. İslamî değerler ile sosyal adalet ilkeleri arasında bir sentez kurmaya çalışmıştır.
• Dr. Muhammed el-Mubârak: Derinlikli bir filozof ve mütefekkirdir. Eserleri, köklülükle çağdaşlığı mezceder ve Batı düşünce akımlarıyla nitelikli diyaloglar kurar.
• Şeyh Said Havvâ: Manevî terbiye ve İslamî şahsiyet inşasına yoğunlaşmış; içeriden inşa ettiği bu anlayışla etkili, mü’min bir neslin oluşmasına katkı sağlamıştır.
• Şeyh Abdülfettâh Ebû Gudde: Hadis ve usûl âlimidir. İlim ehlinin mirasını neşretmiş, onlarca nadir yazma eseri tahkik ederek yayına kazandırmıştır.
• Dr. Munîr Gadbân: Ansiklopedik nitelikteki “Sîret-i Nebî’de Hareket Metodu” adlı eserin sahibidir. Bu kitapta Hz. Peygamber’in hayatı üzerinden derin bir terbiyevî inşa modeli sunmuştur.
İnsan İnşasına Dayalı Yeni Bir Projeye İhtiyaç Var
Suriye İnsanının Değerlerini Yeniden Şekillendirme Meselesi, Elliden Fazla Yıllık Kuraklıktan Sonra Gelen Bir Zorunluluk İstibdat düzeninin çökmesiyle, savaşların ve toplumun değerlerini yıkan uzun yılların ardından, Müslüman Kardeşler Cemiyeti’nin sahiplendiği terbiyevî ve medeniyetçi projenin yeniden itibar kazanma zamanı gelmiştir. Zira bireyin ve ailenin yeniden inşası, ahlâkî değerlerin topluma tekrar aşılanması, her hakiki kalkınma hamlesinin temelidir.
Yeni bir Suriye’nin, vatandaşlık, adalet ve çoğulculuk esasları üzerine kurulması yönündeki tartışmalar çerçevesinde, halkın içinde taşıdığı her olumlu ve diriltici birikimden faydalanması hakkıdır. Hiç şüphe yok ki; Müslüman Kardeşler -eğer geçmiş tecrübelerini dürüstlük ve gerçekçilikle gözden geçirirlerse- orta yolcu, açık ufuklu İslam anlayışıyla, ahlâkî temele dayalı sivil bir devletin inşasında kapsayıcı bir millî kimliğin şekillenmesine katkı sunabilecek kabiliyettedirler.
Geleceğin Sorusu: Müslüman Kardeşler Yeni Suriye’de Ne Rol Oynayabilir?
Bugün en önemli soru, yalnızca cemiyetin geçmişiyle değil, geleceğiyle ilgilidir:
Acaba Müslüman Kardeşler Cemiyeti, bozulan millî birliği yeniden kurma, sağlıklı bir Suriye insanı inşa etme konusunda etkili bir rol üstlenebilir mi?
Acaba bu cemiyet, yeni bir fikrî, terbiyevî ve medeniyetçi projede yer alarak, mesela Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şer’ gibi yeni liderlerin önderliğinde millî siyasî süreci destekleyebilir mi? Suriye Millî Ordusu’nun egemenliği yeniden kazanmaya ve devleti kurmaya dönük hamlelerine halk desteği ve ahlâkî güç olarak eşlik edebilir mi?
Kanaatimce, cemiyetin siyasî liderlik hırsıyla tekrar sahneye dönmek gibi bir hedefi olmamalıdır. Aksine, daha önce olduğu gibi, ümmetin fikrî ve terbiyevî zeminini inşa etmeye katkı sunmalıdır. Bu da iktidar mücadelesinden uzak, halka hizmet ve insan yetiştirme işine yakın bir yoldur. Gerçek uyanışlar işte böyle başlar: Yukarıdan değil, aşağıdan; sloganlarla değil, değerlerle…
Dr. Sâdıku Emîn
Tercüme: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
16.07.2025 OF
الإخوان المسلمون في سورية
جماعة فكر وتربية في مشروع النهضة السورية
مع انفتاح الأفق السوري على مرحلة سياسية جديدة بعد عقود من الصراع والاستبداد والدمار، تطرح الكثير من التساؤلات حول القوى الاجتماعية والسياسية القادرة على المساهمة في إعادة بناء الإنسان السوري، واستعادة القيم الجامعة التي سُحقت تحت أنقاض الحرب والطائفية والانقسامات. وفي هذا السياق، تُثار من جديد مكانة جماعة الإخوان المسلمين في سورية، بصفتها جماعة فكر وتربية ومشروع حضاري عميق الجذور.
إرثٌ فكري وتربوي أصيل
لقد امتازت جماعة الإخوان المسلمين في سورية منذ نشأتها بأنها ليست مجرد تنظيم سياسي، بل تيار فكري وتربوي يملك رؤية واضحة لبناء الإنسان والمجتمع. فالفكر الوسطي الذي اعتمدته الجماعة، والذي يقوم على التزكية والتربية، هو من صلب المنهج الإسلامي الذي يسعى إلى التوازن بين الروح والعقل، وبين الفرد والمجتمع.
ومن أبرز الشواهد على هذا النهج الحضاري، أن الجماعة كانت من أوائل من أسسوا كلية الشريعة في جامعة دمشق، وكان ذلك تتويجاً لرؤية تسعى إلى إدماج العلم الشرعي في مؤسسات الدولة الحديثة دون انعزال أو تطرف. وقد كان هذا المشروع محل ترحيب حتى من قِبل بعض أبناء الطوائف الأخرى، لما فيه من وسطية واعتدال.
حضور سياسي بلا استحواذ
شهدت سورية في خمسينيات القرن الماضي مشاركة نشطة للإخوان المسلمين في الحياة البرلمانية والسياسية، دون أن يتورطوا في صراعات السلطة أو ينزلقوا نحو مشاريع السيطرة على الحكم. لقد كان حضورهم في البرلمان حضوراً فكرياً وخدمياً، لا صدامياً ولا انتهازياً، وهذا ما أكسبهم احتراماً في بعض الأوساط الوطنية حتى من غير المتفقين معهم فكرياً.
رموز تنوير وتزكية
وسلسلة طويلة من المفكرين السوريين الوطنيين
لا يمكن الحديث عن جماعة الإخوان في سورية دون التوقف عند قائمة من العلماء والمفكرين الذين تركوا بصماتهم في الفكر الإسلامي المعاصر:
• الدكتور مصطفى السباعي: أول عميد لكلية الشريعة، وصاحب مشروع “اشتراكية الإسلام”، ومن دعاة التوفيق بين القيم الإسلامية ومتطلبات العدالة الاجتماعية.
• الدكتور محمد المبارك: الفيلسوف والمفكر العميق الذي جمعت كتاباته بين الأصالة والمعاصرة، وأسهم في حوارات فكرية مع التيارات الغربية.
• الشيخ سعيد حوى: الذي ركّز على التربية الروحية وبناء الشخصية الإسلامية من الداخل، وأسهم في تكوين جيل مؤمن فاعل.
• الشيخ عبد الفتاح أبو غدة: عالم الحديث والأصولي المعروف، الذي نشر تراث العلماء وحقق عشرات المخطوطات النادرة.
• الدكتور منير غضبان: صاحب الكتاب الموسوعي “المنهج الحركي في السيرة النبوية”، والذي قدم تصوراً تربوياً عميقاً لبناء الفرد المسلم من خلال قراءة سيرة النبي صلى الله عليه وسلم.
لا بد من مشروع متجدد لبناء الإنسان
إنه مشروع إعادة صياغة قيم الانسان السوري
بعد تصحير أكثر من خمسين سنة.
ومع تهاوي منظومة الاستبداد، وبعد انقضاء عقود عجاف من الحرب وتخريب القيم وتفتيت المجتمع، يبدو أن الوقت قد حان لإعادة الاعتبار للمشروع التربوي الحضاري الذي تتبناه الجماعة. فبناء الفرد والأسرة وإعادة زرع القيم الأخلاقية في النسيج السوري هو مقدمة لأي نهضة حقيقية.
وفي ظل الحديث عن صياغة سورية جديدة تقوم على أسس المواطنة والعدالة والتنوع، فإن من حق السوريين أن يستفيدوا من أي رصيد إيجابي يحمل بذور النهوض. ولا شك-أن جماعة الإخوان -إن راجعت تجربتها بصدق وواقعية– قادرة على أن تساهم في تشكيل هوية وطنية جامعة، تقوم على الإسلام الوسطي المنفتح، وتدعم قيام دولة مدنية ذات مرجعية أخلاقية.
سؤال المستقبل: أي دور للإخوان في سورية القادمة؟
إن السؤال الأهم اليوم لا يتعلق فقط بماضي الجماعة، بل بمستقبلها:
هل يمكن لجماعة الإخوان أن تؤدي دوراً فاعلاً في إعادة اللحمة الوطنية، وصياغة الإنسان السوري السوي؟
وهل يمكن لها أن تكون جزءاً من مشروع فكري وتربوي وحضاري، يدعم المسار السياسي الوطني بقيادة رموز جديدة من أمثال الرئيس أحمد الشرع، ويكون رديفاً شعبياً وأخلاقياً للجيش الوطني السوري في استكمال مشروع استعادة السيادة وبناء الدولة؟
لا اعتقد أن سياسة الجماعة في سورية في أن تعود إلى الصدارة أو تتصدر المشهد، بل أن تُسهم -كما كانت- في بناء قاعدة فكرية وتربوية للأمة، بعيداً عن الصراع على السلطة، وقريباً من خدمة الناس وبناء الإنسان. فهكذا تبدأ النهضات الحقيقية: من تحت لا من فوق، ومن القيم لا من الشعارات.
د. صادق أمين