İsrail’in Başarısı mı, İran’ın Zaafiyeti mi?
Orta Doğu bir kez daha kaotik bir gerilimin eşiğinde. Uzun zamandır İsrail’in İran’a yönelik bir saldırı için fırsat kolladığı biliniyordu. Hedef açık: İran’da rejim değişikliği. Ancak bu kez tablo daha karmaşık ve tehlikeli.
Trump döneminde ABD’nin doğrudan sıcak çatışmalardan uzak duracağını, daha çok vekil güçler üzerinden ilerlemeyi tercih ettiğini gördük. Ancak İsrail, bu mesafeli yaklaşımı değiştirmek için ABD’yi adım adım savaşın içine çekmeye çalışıyor. Netanyahu’nun “İran’ın nükleer tesislerini vuracağız” yönündeki açıklamaları da bu stratejinin bir parçası.
Trump’ın bir dönem yaptığı “Ey İran, akıllı ol. Sana el sürmem ama İsrail’i salarım” açıklaması bugünlerde daha fazla anlam kazanıyor. İsrail, İran’a karşı yürüttüğü saldırılarda sadece askeri üstünlüğünü değil, istihbarat gücünü de sergiliyor. İran’ın güvenlik açıkları, her saldırıyla daha görünür hâle geliyor.
İsrail Başarı mı Sağlıyor, Yoksa İran Zafiyet mi Gösteriyor?
Bugün İran, sadece İsrail’in saldırılarıyla değil, kendi iç zafiyetleriyle de mücadele ediyor. Hava savunma sistemlerinin yetersizliği, istihbaratın sızdırılması, hatta başkent Tahran’daki bombalı saldırılar, devrim muhafızlarının kontrolü kaybetmeye başladığını gösteriyor. Hizbullah’ın telsiz sistemlerinin çökertilmesi, Haniyye suikastı gibi gelişmeler bu zafiyetlerin örneklerindendir.
İran attığı füzelerin çok azını hedefe ulaştırabiliyor. Kendi kamuoyunu “Henüz en güçlü silahlarımızı kullanmadık” diyerek teskin etmeye çalışıyor. Ancak gerçek şu ki, İsrail İran’ın istihbaratına, güvenliğine ve stratejik kurumlarına derinlemesine sızmış durumda. Mossad adeta İran’ın damarlarında dolaşıyor.
Yeni Savaşın Anatomisi
Bugün savaşlar sadece cephede değil, ekranların, uyduların ve dijital ağların üzerinde yaşanıyor. Ukrayna-Rusya Savaşı’nda da gördüğümüz gibi, topyekûn savaşların yerini hibrit mücadeleler almış durumda. İsrail, İran’a kara harekâtı yapamıyor çünkü sınır komşusu değil. Bu yüzden savaş, sadece hava saldırıları ve içeriden kışkırtmalarla yürütülüyor.
İsrail’in nihai amacı açık: İran içinde kaos yaratmak. PJAK gibi unsurları harekete geçirerek toplumsal infial oluşturmak ve rejimi sarsmak. Bu strateji yalnızca İran’ı değil, tüm bölgeyi yangın yerine çevirebilir.
Türkiye Ne Yapmalı?
Bu çatışmanın Türkiye için önemi büyük. Mahalli yangının yayılmaması için Türkiye’nin diplomatik yollarla devreye girmesi şart. Filistinli kardeşlerimiz için elinde milyonların kanı bulunan İran, tüm siyasi ve mezhebi çelişkilere rağmen, İsrail’in bölgedeki yayılmacılığına karşı bir denge unsuru olarak kalmalıdır. İran’ın tamamen çökmesi, sadece Tahran için değil, tüm İslam coğrafyası için büyük bir felakete yol açabilir.
Bu noktada, Türkiye’nin dengeli ama kararlı bir tutumla İran’a istihbari ve teknolojik destek vermesi, aynı zamanda Filistin halkının da bir nebze olsun nefes almasını sağlayacaktır. Çünkü Netanyahu hükümeti zayıfladıkça, dünya daha çok Filistin’i konuşacak ve iki devletli çözüm süreci hız kazanacaktır.
Son Söz
Netanyahu yönetimi, İsrail’i yalnızlaştıran bir yolun eşiğinde. İran’a yapılan bu saldırı, kısa vadede stratejik gibi görünse de uzun vadede İsrail’i daha da tecrit eden bir hata olabilir. Orta Doğu’da artık herkes biliyor ki, her füze, her saldırı ve her suikast yeni bir savaşın değil, yeni bir çöküşün işaret fişeği olabilir.
Harun Uruk
Tercüme: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
18.06.2025 OF
هل هو نجاح لإسرائيل أم ضعف لإيران؟
بقلم: هارون أوروك
تقف منطقة الشرق الأوسط مرة أخرى على حافة توتر فوضوي. لقد كان معروفًا منذ زمن بعيد أن إسرائيل تتحين الفرص لتوجيه ضربة لإيران، وكان الهدف واضحًا: تغيير النظام في طهران. غير أن المشهد اليوم أكثر تعقيدًا وخطورة.
خلال عهد ترامب، رأينا أن الولايات المتحدة تفضل الابتعاد عن المواجهات المباشرة، مفضلة خوض الحروب عبر وكلاء. ولكن إسرائيل تسعى اليوم لتغيير هذا النهج، وتسحب الولايات المتحدة بخطوات محسوبة نحو أتون الحرب. وتندرج تصريحات نتنياهو المتكررة مثل: “سنقصف المنشآت النووية الإيرانية” ضمن هذه الاستراتيجية.
ويبدو أن تصريح ترامب في أحد خطاباته: “يا إيران، كوني عاقلة. أنا لن ألمسك، ولكنني سأطلق العنان لإسرائيل” يكتسب هذه الأيام مغزى أكبر. إذ لا تستعرض إسرائيل تفوقها العسكري فحسب، بل تبرهن كذلك على قوتها الاستخباراتية في الهجمات التي تشنها ضد إيران. وكل هجوم يكشف المزيد من الثغرات الأمنية لدى طهران.
هل تحقق إسرائيل نجاحًا، أم أن إيران تكشف عن مواطن ضعفها؟
اليوم، تواجه إيران ليس فقط هجمات إسرائيل، بل أيضًا نقاط الضعف الداخلية التي تنهش جسدها من الداخل. فنظام الدفاع الجوي يعاني من القصور، وتسريبات في أجهزة الاستخبارات، وهجمات تفجيرية في قلب العاصمة طهران، تشير كلها إلى أن الحرس الثوري بدأ يفقد السيطرة تدريجيًا. انهيار شبكات الاتصال الخاصة بحزب الله، واغتيال هنية، هي أمثلة إضافية على هذا التدهور.
تطلق إيران صواريخها، ولكن قليلًا منها يبلغ هدفه. وتحاول طمأنة الرأي العام المحلي بالقول: “لم نستخدم بعد أقوى أسلحتنا”. ولكن الحقيقة المرة هي أن إسرائيل قد تغلغلت بعمق في أجهزة الاستخبارات والأمن والمؤسسات الاستراتيجية الإيرانية. فالموساد بات يسري في شرايين إيران.
تشريح الحرب الجديدة
لم تعد الحروب تدار فقط في الميدان، بل أصبحت تدور رحاها فوق الشاشات، والأقمار الصناعية، وشبكات الاتصال الرقمية. وكما رأينا في حرب أوكرانيا وروسيا، فإن المواجهات الشاملة قد أفسحت المجال لصراعات هجينة متعددة الأوجه. إسرائيل لا تستطيع شن عملية برية على إيران، لأنها لا تشترك معها بحدود. ولهذا، فإن الحرب تُدار عبر ضربات جوية وتحريضات داخلية.
الهدف النهائي لإسرائيل واضح: زرع الفوضى داخل إيران. وذلك من خلال تحريك تنظيمات مثل “بيجاك” لإحداث فوضى اجتماعية، وزعزعة النظام من الداخل. وهذه الاستراتيجية لا تهدد إيران وحدها، بل تنذر بتحويل المنطقة بأسرها إلى ساحة ملتهبة.
ماذا ينبغي على تركيا أن تفعل؟
تُعدّ هذه المواجهة ذات أهمية قصوى بالنسبة لتركيا. ولكي لا تمتد ألسنة اللهب إلى المحيط الإقليمي، لا بد لتركيا من التدخل عبر القنوات الدبلوماسية. فإيران، رغم ما تحمله من تناقضات سياسية ومذهبية، تبقى عنصر توازن في وجه التمدد الإسرائيلي في المنطقة، ولها دور لا يمكن إنكاره في مقاومة الاحتلال، خاصة فيما يخص القضية الفلسطينية. وانهيار إيران تمامًا، لن يكون كارثة على طهران وحدها، بل سيكون نكبة عظيمة على عموم الأمة الإسلامية.
من هذا المنطلق، فإن تقديم تركيا دعمًا استخباراتيًا وتكنولوجيًا لإيران، وبأسلوب متوازن لكن حازم، قد يساهم في كبح هذا التدهور، ويمنح بعض الأمل لشعب فلسطين المظلوم. فكلما ضعفت حكومة نتنياهو، زاد الحديث العالمي عن فلسطين، وتعززت إمكانية الدفع نحو حل الدولتين.
الكلمة الأخيرة
تسير حكومة نتنياهو على شفا طريق يعزل إسرائيل عن العالم. وربما تبدو هذه الضربة ضد إيران ذات جدوى استراتيجية على المدى القصير، لكنها قد تتحول إلى خطأ قاتل يزيد من عزلة إسرائيل في المستقبل. الكل بات يدرك في الشرق الأوسط أن كل صاروخ، وكل عملية اغتيال، وكل هجوم، لم يعد إشارة لحرب جديدة، بل صار إيذانًا بانهيار وشيك.
İNŞALLAH ALTTAKİ CÜMLENİZ GİBİ OLUR
Netanyahu yönetimi, İsrail’i yalnızlaştıran bir yolun eşiğinde. İran’a yapılan bu saldırı, kısa vadede stratejik gibi görünse de uzun vadede İsrail’i daha da tecrit eden bir hata olabilir. Orta Doğu’da artık herkes biliyor ki, her füze, her saldırı ve her suikast yeni bir savaşın değil, yeni bir çöküşün işaret fişeği olabilir.