Hz. Ömer Kızını Canlı Olarak Defnetti mi?
Hz. Ömer’in (R.A.) Cahiliye Döneminde Kızını Diri Diri Gömdüğüne Dair Rivayet Sabit ve Doğru mudur?
Soru No: 132437
Soru:
Hz. Ömer’in (radıyallahu anh) cahiliye devrinde kızını diri diri toprağa gömdüğü rivayetinin sahih olup olmadığını öğrenmek istiyorum. Bizi tafsilatlı biçimde bilgilendirir misiniz? Allah sizleri cennetle mükâfatlandırsın, ilminizden istifade etmeyi nasip etsin.
Cevap:
Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salât ve selâm, O’nun Resûlü Muhammed’e olsun. Bundan sonra deriz ki:
Hz. Ömer’in (radıyallahu anh) cahiliye döneminde kızını diri diri gömdüğüne dair anlatılan kıssa, sabit değildir. Bu iddianın geçersizliğini gösteren bazı gerekçeleri şöyle sıralayabiliriz:
1. Bu kıssa ne hadis kitaplarında ne de siyer, tarih ve eser kitaplarında yer almaktadır. Rivayet zinciri bilinmeyen bu kıssanın kaynağı, delilsiz ve mesnetsiz iddialarda bulunan Şiî-Rafızî çevrelerin uydurmalarına dayanmaktadır.
2. Eğer kız çocuklarını gömme (ve’d) âdeti, Hz. Ömer’in (radıyallahu anh) mensubu bulunduğu Benî Adî kabilesinde yaygın olsaydı, onun kızı Hafsa (radıyallahu anhâ) neden sağ bırakılmıştır? Oysa Hafsa, hicretten beş yıl önce, yani henüz peygamberlik verilmeden evvel dünyaya gelmişti. Bu açıkça gösteriyor ki, kız çocuklarını diri diri toprağa gömmek, Hz. Ömer’in (radıyallahu anh) cahiliye dönemi âdetleri arasında yer almamaktadır.
Bkz. Hafsa bint Ömer’in biyografisi: el-İsâbe, İbn Hacer el-Askalânî (7/582)
3. Hz. Ömer’in (radıyallahu anh) kendisinin böyle bir fiili işlemediğine işaret eden bir rivayet mevcuttur. Numan bin Beşîr (radıyallahu anh) şöyle nakletmektedir:
Hz. Ömer’e (radıyallahu anh), Tekvîr sûresinin 8. âyeti olan “Diri diri toprağa gömülen kıza, hangi günah sebebiyle öldürüldüğü sorulduğunda” ayeti hakkında sual edildi. Bunun üzerine şöyle dedi:
“Kays bin Âsım, Resûlullah’a (sallallahu aleyhi ve sellem) gelerek dedi ki: ‘Ben cahiliye devrinde sekiz kızımı toprağa gömdüm.’ Resûlullah şöyle buyurdu: ‘Her biri için bir köle azat et!’ Kays, ‘Ben deve sahibiyim’ deyince Efendimiz, ‘O halde her biri için bir deve kurban et’ buyurdu.”
(Bkz. el-Bezzâr 1/60, Taberânî el-Mu’cemü’l-Kebîr 18/337)
Heysemî, bu hadisin râvileri hakkında şöyle demiştir: “Bezzâr’ın râvileri sahihtir, yalnızca Hüseyin bin Mehdi el-Eylî hakkında tartışma vardır, fakat o güvenilir bir kimsedir.” (Mecmau’z-Zevâid 7/283)
Elbânî bu hadisi Silsiletü’l-Ahâdîs es-Sahîha’da (no: 3298) sahih saymıştır.
Bu hadisin Hz. Ömer’in rivayetiyle geldiği ve Kays bin Âsım’ın işlediği günaha karşılık ne şekilde kefaret ödeneceği anlatıldığı hâlde, Hz. Ömer’in kendisi hakkında böyle bir fiilden söz etmemesi, onun böyle bir şeyi yapmadığının açık göstergesidir.
4. Faraza böyle bir hadise vaki olmuş olsa dahi, bu cahiliye dönemine ait bir olaydır. Oysa İslâm, öncesindeki günahları silip yok eder. Allah Teâlâ, şirk gibi en büyük günahları dahi affetmiş, birçok sahâbî müşrik iken İslâm’la şereflenmiştir. O hâlde, kız çocuklarını gömmek gibi bir günahın da affedilmiş olması evleviyetle mümkündür.
Dr. Abdüsselâm b. Muhsin Âl-i Îsâ şöyle demektedir:
“Hz. Ömer’in (radıyallahu anh) cahiliye devrinde bir kızını diri diri gömdüğü rivayet edilmiştir. Ancak benim ulaşabildiğim kaynaklar arasında bu rivayeti sahih senetle Hz. Ömer’den nakleden kimseye rastlamadım.
Yalnızca mütefekkir yazar Abbas Mahmûd el-Akkâd, ‘Abkariyyetü Ömer’ (s. 221) adlı eserinde bu kıssaya işaretle şöyle der:
Özetle, Hz. Ömer bir gün arkadaşlarıyla otururken önce gülmüş, sonra ağlamış. Orada bulunanlar kendisine neden böyle yaptığını sorunca şöyle demiş:
‘Cahiliye devrinde hurmadan bir put yapar, sonra ona ibadet eder, ardından da onu yer, yok ederdik. Bu hâlim aklıma geldi, güldüm.
Sonra kızımı gömmek için onu yanıma aldım. Ona bir çukur kazdım. Toprağı kazarken kızım sakalımın üzerindeki toprakları silkelemeye başladı. Ve ben onu canlı canlı toprağa gömdüm. Bu hâli hatırladım ve ağladım.’”
Ancak el-Akkâd bu rivayetin sıhhatinden şüphe duymuştur. Çünkü kız çocuklarını diri diri gömme âdeti Araplar arasında yaygın değildi. Bu davranış, Hz. Ömer’in kabilesi olan Benî Adî’de de âdet haline gelmiş değildi. Ömer ailesinde böyle bir gelenek yoktu. Kız kardeşi Fâtıma hayatta kalmış, en büyük kızı Hafsa’yı da sağ bırakmıştı. Zaten “Ebu Hafs” künyesi, bu kızının ismiyle anılır. Hafsa, peygamberliğin gelişinden beş yıl önce doğmuştu. Eğer Hz. Ömer gerçekten kız çocuklarını gömüyor olsaydı, Hafsa’yı da hayatta bırakmazdı.
O hâlde neden sadece bu küçük kız çocuğu gömüldü? Neden bu kıza dair hiçbir haber aktarılmamış, kardeşlerinden, halalarından, amcalarından hiçbiri onu anmamıştır?
Sonuç olarak:
Bu kıssanın gerek sened, gerekse metin yönünden sabit bir dayanağı yoktur.
Allah (cc) en iyiyi, mutlak doğruyu bilendir.
Tercüme: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
03.07.2025 OF
Kaynak:
https://islamqa.info/ar/answers/132437
Aynı Konuda Bir Başka Yazı Tercümesi: 👇
Soru:
Kıymetli hocam -Allah sizi aziz eylesin- Allah şahidimdir ki, size olan hürmetim ve ilmî emanete riayet edeceğinize dair güvenim son derece büyüktür. Doğru bilgi aktarımı ve isabetli yönlendirmeler hususunda ne kadar titiz olduğunuzu biliyorum. Sizin bütün kıymetli emeklerinizi yakından takip ediyorum; Rabbim hepsini amel defterinize hasene olarak yazsın.
Muhterem efendim, zihnimi meşgul eden ve bende tereddüt doğuran bir hususu arz etmek istiyorum. “Tarihimiz Mîzanda” isimli program ile “Siyer-i Nebî” dersleriniz arasında bir bilgi farklılığına rastladım. Bu farklılık, Hz. Ömer bin Hattâb (radıyallahu anh) hakkındaki bir rivayetle ilgilidir.
“Tarihimiz Mîzanda” programınızda, Hz. Ömer’in (radıyallahu anh) cahiliye döneminde kız çocuğunu diri diri gömmediğini açıkça ifade ettiniz. Bu görüşünüzü de şu delille temellendirdiniz: Hz. Hafsa annemiz, Hz. Ömer’in ilk doğan kızıdır ve hicretten önce dünyaya gelmiş olmasına rağmen kendisi tarafından gömülmemiştir.
Fakat “Siyer-i Nebî” dersinizde ise, Hz. Ömer’in kızını gömdüğüne dair şu hadise nakledildi: Kızını toprağa gömerken, o kızın Hz. Ömer’in sakalına bulaşan toprağı silkelediği esnada üzerini toprakla örtmeye devam ettiği zikredildi.
Bu iki rivayet arasında hangisinin sahih olduğuna dair bir karışıklık oluştu bende. Hangi rivayetin doğru olduğunu lütfedip açıklığa kavuşturmanızı rica ederim. Bu hususu genel bir tartışmaya açmak istemediğimden, aynı e-posta adresine yazılı bir açıklama göndermeniz benim için yeterli olacaktır.
Uzattıysam bağışlayın; ancak Rabbimden niyazım odur ki, bu meseleyi sizin tarafınızdan izah edilmiş şekilde öğreneyim.
Cevap:
Hamd, Allah’a mahsustur. Salât ve selâm, O’nun Resûlüne, âline ve ashâbına olsun.
Evvela şu hususu belirtmek gerekir: Bu kıssanın senedi hakkında söz söylemek, öncelikle bu olayın güvenilir hadis, tarih ya da siyer kitaplarında yer almasına bağlıdır. Ancak böyle bir kayıt, sahih kaynaklarda hiç yer almamaktadır. Bu sebeple, aslında hiç var olmayan bir kıssa hakkında “sıhhat araştırması” yapmaya ihtiyaç da yoktur. Bu, rivayet yönünden değerlendirmedir.
Mana ve anlam yönünden ise, bu rivayetin geçersizliği daha önce 114619 numaralı fetvada ayrıntılı olarak ortaya konmuştur.
Dr. Abdüsselâm Âl-i Îsâ, “Hz. Ömer b. Hattâb’ın Şahsiyeti ve İdare Anlayışı Hakkındaki Rivayetlerin Tenkitli Tahlili” başlıklı ilmî çalışmasında şunları kaydeder:
“Hz. Ömer’in cahiliye döneminde bir kızını toprağa gömdüğüne dair bir rivayet zikredilmiş olmakla birlikte, bu konuda sahih kaynaklarda kendisinden yapılmış herhangi bir rivayete rastlamadım. Ancak Abbas Mahmûd el-Akkâd, ‘Abkariyyetü Ömer’ (s. 221) adlı eserinde bu kıssaya değinmiştir…”
Akkâd, bu kıssanın doğruluğundan şüphe eder. Zira kız çocuklarını gömme âdeti Araplar arasında yaygın değildi. Benî Adî kabilesinde bu davranış meşhur değildi. Ayrıca Ömer ailesinden olan Fatıma (Hz. Ömer’in kız kardeşi) sağ kalmış, en büyük kızı Hafsa da hayatta bırakılmıştır. Ki Hafsa, Hz. Ömer’in “Ebu Hafs” şeklinde künyelendiği kızıdır. Hafsa, peygamberliğin gelişinden beş yıl önce doğmuştur. Eğer kız çocuklarını gömmek Hz. Ömer’in âdeti olsaydı, neden Hafsa’yı sağ bırakmıştır?
O hâlde şu sualler ortaya çıkar:
- Bu küçük kız iddiası neden sadece bu rivayette geçmekte, diğer tüm rivayetlerde yoktur?
- Neden kardeşleri, halaları, amcaları ya da diğer yakınları onun hakkında hiçbir şey nakletmemiştir?
Sonuç olarak:
Bu kıssa, sened yönünden sabit değildir. Mana ve akıl yönünden de gerçekliğini destekleyen bir delil yoktur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah’tır.
Tercüme: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
03.07.2025 OF
هل ثبت أن عمر بن الخطاب رضي الله عنه وأد ابنته في الجاهلية؟
السؤال: 132437
أردت السؤال عن صحة قصه وأد عمر بن الخطاب رضي الله عنه لابنته؟
أفيدونا تفصيلاً جزيتم الجنة، ونفع بعلمكم.
الجواب
الحمد لله والصلاة والسلام على رسول الله، وبعد:
يمكننا تأكيد عدم ثبوت القصة التي تروى حول وأد عمر بن الخطاب رضي الله عنه ابنته في الجاهلية، وذلك للأسباب الآتية:
1- عدم ورودها في كتب السنة والحديث أو كتب الآثار والتاريخ، ولا يعرف من مصادرها إلا ما يكذبه الرافضة الحاقدون من غير دليل ولا حجة.
2- إذا كان وأد البنات منتشراً في بني عدي، فكيف ولدت حفصة بنت عمر بن الخطاب رضي الله عنهما له في الجاهلية قبل البعثة بخمس سنوات ولم يئدها؟! لا شك أن ذلك دليل على أن وأد البنات لم يكن من عادة عمر بن الخطاب رضي الله عنه في الجاهلية. انظر ترجمة أم المؤمنين حفصة رضي الله عنها في “الإصابة” للحافظ ابن حجر (7/582)
3- وقد وقفنا على ما يشير إلى عدم وقوع الوأد من عمر بن الخطاب رضي الله عنه، وهو ما يرويه النعمان بن بشير رضي الله عنه يقول: سمعت عمر بن الخطاب يقول: وسئل عن قوله: (وَإِذَا الْمَوْءُودَةُ سُئِلَتْ) التكوير/8، قال: جاء قيس بن عاصم إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (إني وأدت ثماني بنات لي في الجاهلية. قال: أعتق عن كل واحدة منها رقبة. قلت: إني صاحب إبل. قال: (أهد إن شئت عن كل واحدة منهن بدنة) رواه البزار (1/60)، والطبراني في “المعجم الكبير” (18/337) وقال الهيثمي: “ورجال البزار رجال الصحيح غير حسين بن مهدي الأيلي وهو ثقة” انتهى. “مجمع الزوائد” (7/283)، وصححه الألباني في “السلسلة الصحيحة” (رقم/3298)، يشير هذا الحديث -وهو من رواية عمر بن الخطاب رضي الله عنه- إلى كفارة من وقع منه الوأد في الجاهلية، ولما لم يذكر عمر بن الخطاب عن نفسه ذلك، وإنما رواه من فعل قيس بن عاصم، دل على عدم وقوع الوأد المنسوب إليه رضي الله عنه.
4- ثم على فرض صحة ذلك فأمر الجاهلية مغفور، والإسلام يَجُبُّ ما قبله، وإذا كان الله سبحانه وتعالى يغفر الشرك وعبادة الأوثان الذي كان عليه كثير من الصحابة في الجاهلية ، فكيف بأمر وأد البنات؟
يقول الدكتور عبد السلام بن محسن آل عيسى:
” وأما عمر رضي الله عنه فقد ذكر عنه أنه وأد ابنة له في الجاهلية، ولم أجد من روى ذلك عن عمر فيما اطلعت عليه من المصادر، ولكني وجدت الأستاذ عباس محمود العقاد أشار إليها في كتابه “عبقرية عمر” (ص/221) فقال:
وخلاصتها: أنه رضي الله عنه كان جالساً مع بعض أصحابه، إذ ضحك قليلاً، ثم بكى، فسأله مَن حضر، فقال: كنا في الجاهلية نصنع صنماً من العجوة، فنعبده، ثم نأكله، وهذا سبب ضحكي، أما بكائي، فلأنه كانت لي ابنة، فأردت وأدها، فأخذتها معي، وحفرت لها حفرة، فصارت تنفض التراب عن لحيتي، فدفنتها حية.
وقد شكك العقاد في صحة هذه القصة؛ لأن الوأد لم يكن عادة شائعة بين العرب، وكذلك لم يشتهر في بني عدي، ولا أسرة الخطاب التي عاشت منها فاطمة أخت عمر، وحفصة أكبر بناته، وهي التي كني أبو حفص باسمها، وقد ولدت حفصة قبل البعثة بخمس سنوات فلم يئدها، فلماذا وأد الصغرى المزعومة..! لماذا انقطعت أخبارها فلم يذكرها أحد من إخوانها وأخواتها، ولا أحد من عمومتها وخالاتها” انتهى.
“دراسة نقدية في المرويات في شخصية عمر بن الخطاب وسياسته الإدارية” (1/111-112)
والله أعلم.
https://islamqa.info/ar/answers/132437/هل-ثبت-ان-عمر-بن-الخطاب-رضي-الله-عنه-واد-ابنته-في-الجاهلية
مقال آخر في نفس الموضوع: 👇
السؤال
أستاذي الجليل -أعزك الله- يعلم الله مدى احترامي لقدرك، ومدى ثقتي في أمانتك في نقل المعلومة، وحسن التوجيه -فأنا متابع لكل مجهوداتك العظيمة- وضعها الله في ميزان حسناتك.
سيدي الفاضل: حدث عندي تضارب في معلومة حصلت عليها -من برنامج تاريخنا في الميزان، وسلسلة السيرة النبوية- وقد تفضلتم بها، وهذه المعلومة عن سيدنا عمر بن الخطاب -في تاريخنا في الميزان- ذكرت سيادتكم، أنه ثبت، أن سيدنا عمر-رضي الله عنه- لم يقم بعملية وأد البنات -والدليل كما ذكرتم- أن أمنا السيدة حفصة، هي البنت الكبرى له، ولم يقم بالوأد في الجاهلية.
أما في شرحكم للسيرة النبوية -ذكرتم أن سيدنا عمر قام بوأد ابنته- حيث ذكرتم أنه كان يهيل عليها التراب، وهي تزيح التراب عن لحيته، فاختلط علي الأمر أيهما أصح؟
أرجو من سيادتكم التكرم بتوضيح ذلك الأمر، ولو على سبيل رسالة لنفس هذا البريد، فأنا لا أحب مناقشة الاختلاف على وجه العموم.
آسف -فقد أطلت عليكم- وكلي طمع في الله، أن أحصل على رد من سيادتكم.
الإجابــة
الحمد لله، والصلاة والسلام على رسول الله، وعلى آله وصحبه، أما بعد:
فبداية ننبه على أن الكلام على إسناد هذه القصة، إنما هو فرع لوجودها في الكتب المسندة، من كتب الآثار، والتاريخ، والسير، وغيرها، وهذا ما لم نجده أصلا؛ لذلك، فلا نرى حاجة للبحث عن صحة قصة مختلقة، ليس لها إسناد أصلا، هذا من حيث الرواية.
وأما من حيث المعنى والدراية، فقد سبق أن أبطلناها، وذلك في الفتوى رقم: 114619.
وقال الدكتور عبد السلام آل عيسى في بحثه: (دراسة نقدية في المرويات الواردة في شخصية عمر بن الخطاب،وسياسته الإدارية): أما عمر- رضي الله عنه- فقد ذكر عنه أنه وأد ابنة له في الجاهلية، ولم أجد من روى ذلك عن عمر، فيما اطلعت عليه من المصادر، ولكني وجدت الأستاذ عباس محمود العقاد أشار إليها في كتابه “عبقرية عمر” (ص/221) … وقد شكك العقاد في صحة هذه القصة؛ لأن الوأد لم يكن عادة شائعة بين العرب، وكذلك لم يشتهر في بني عدي، ولا أسرة الخطاب التي عاشت منها فاطمة أخت عمر، وحفصة أكبر بناته، وهي التي كني أبو حفص باسمها، وقد ولدت حفصة قبل البعثة بخمس سنوات، فلم يئدها، فلماذا وأد الصغرى المزعومة؟ لماذا انقطعت أخبارها، فلم يذكرها أحد من إخوانها، وأخواتها، ولا أحد من عمومتها، وخالاتها؟اهـ.
والله أعلم.