Hamas, Neden Halid b. Velid Gibi Geri Çekilmiyor?

🔴 Neden Halid b. Velid gibi çekilmiyoruz?

Bazı kişiler, “akıllıca geri çekilme” kisvesi altında teslimiyet çağrıları yapıyor ve Halid bin Velid’in (r.a.) bazı savaşlarındaki davranışlarına atıfta bulunarak, “Bu, savaşın bir çatışma safhasıdır, savaşın sonu değil” diyorlar. Ancak gelin, işleri yerli yerine koyalım ve tarihi duygusallıkla değil, akılla okuyalım:
1. Halid bir savaştan çekildi, vatanından değil
Halid bin Velid (r.a.), düşman topraklarında bir orduyu yöneten bir komutandı, yıkılmış evler ve sivillerin arasında değil. Onun geri çekilmesi, bir yeniden konumlanma taktiğiydi; toprağı terk etmek ya da vatanı boşaltmak değildi.
2. Uhud: Gençler karşılaşmayı seçti ve Peygamber (s.a.v.) onlara cevap verdi
Uhud Savaşı’nda, Kureyş Medine’yi tehdit ettiğinde, Peygamber (s.a.v.) ashabıyla istişare etti. Yaşlılar, “Medine’de kalarak onu savunmalıyız” dediler. Gençler ise coşkulu bir şekilde, “Bize gelmeden önce onlara karşı çıkalım” dediler. Peygamber (s.a.v.), onlara cevap verdi ve savaşa katıldı. O savaşta büyük acılar yaşandı, sevdiklerimiz şehit oldu, hatta Peygamber (s.a.v.) kendisi de yaralandı. Ancak gençlere hiçbir şekilde öfkelenmedi, aksine şu unutulmaz sözünü söyledi:
Gençlerle destek buldum, yaşlılarla yalnız kaldım.
3. Hendek: Zihnin direnişe hizmet ettiği, teslimiyete değil
Hendek Savaşı’nda, düşman gruplarının birleşip Medine’yi kuşatacağı bir durumda, Salman el-Farisi hendek kazma fikrini ortaya attı. Hiç kimsenin aklına Medine’yi teslim etmek gelmedi, kuşatma ne kadar şiddetli olursa olsun. Zeka, kaçmakta değil, direnişteydi.
4. Endülüs: Çekildiğimizde bir daha geri dönemedik
Endülüs’te geri çekilme başladığında, halka bu durumun geçici ve taktiksel bir aşama olduğu, geri dönecekleri söylendi. Ama bu, sadece bir çöküşün başlangıcıydı. Toprak teslim edildiği an, geri dönüş kapıları kapanmıştı.
5. 1948 Filistin’in Düşüşü: “Sakinlik” ve geçici çekilme taktiğiyle mağlup olduk
Birçok köy, “Birkaç gün içinde geri döneceğiz” vaadiyle boşaltıldı. Ama geri dönemediler. Çünkü düşman, aldığı toprakları bırakmaz ve çekilmek bir çözüm değil, yavaş bir zehirlemeden başka bir şey değildir.
6. Hitler ve Stalin: Direniş, hayatta kalmanın sırrıydı
II. Dünya Savaşı’nda, Hitler Sovyetler Birliği’ni işgal ettiğinde, Stalin, Moskova’dan çekilmedi, bombalar ve açlık içinde bile. Ünlü sözünü söyledi: “Vatanını savunmayan ordu, vatanını hak etmez.” Direndiler, sonra kazandılar.
7. Bugünkü Gazze: Halkın cephe olduğu yer
Biz, iki ordu arasında bir savaş yürütmüyoruz, biz halkız. Cephe, bir kışla değil, ev, okul ve fırın. Geri çekilen, çocuklarını, ailesini ve anılarını ateşe bırakır.

Çekilmek bir çözüm değildir… O, mantıkla sarılmış yavaş bir ölümdür.

İslam tarihinden, Avrupa tarihine, modern felaketlerimize kadar, teslimiyetle zafer kazanan bir model yoktur. Direnenler, ne kadar mağlup görünseler de, sonunda toprağa geri döndüler ve büyük zaferlerini yazdılar.

Bize “akıllıca geri çekilme” adına hayali bir çözüm satmayın, çünkü Nebi Muhammed (s.a.v.)’in, Halid’in, Ömer’in, Ali’nin ve hatta insanlık tarihinin en karanlık sayfalarında bile, toprağını düşmanına teslim edip zafer kazanan birine rastlanmamıştır.

Tercüme: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
12.04.2025 Üsküdar

🔴 لماذا لا ننسحب كما فعل خالد؟
يردد البعض دعوات الاستسلام تحت غطاء “الانسحاب الحكيم” مستشهدين بما فعله خالد بن الوليد رضي الله عنه في بعض معاركه، ويطالبون بأن “تكون هذه معركة من المعارك، لا نهاية الحرب“. ولكن دعونا نضع الأمور في نصابها ونقرأ التاريخ بعقل لا بعاطفة:

  1. خالد انسحب من معركة، لا من وطن
    خالد بن الوليد رضي الله عنه كان يقود جيشًا نظاميًا في أرض معادية، لا بين بيوت مدمرة ومدنيين، انسحابه كان تكتيكيًا لإعادة التمركز، لا إخلاءً للأرض ولا تفريغًا للوطن.
  2. أُحد: عندما قرر الشباب المواجهة والنبي استجاب
    في غزوة أُحد، حين هددت قريش المدينة، استشار النبي صلى الله عليه وسلم أصحابه. كبار السن قالوا: نبقى في المدينة وندافع عنها. أما الشباب، فتوقّدوا حماسة وقالوا: نخرج إليهم قبل أن يأتوا إلينا.
    استجاب النبي لهم، وخاض المعركة، رغم ما ناله فيها من ألم واستشهاد الأحبة، بل سقط هو نفسه جريحًا. ومع هذا، لم يُعنّف الشباب، بل قال قولته الخالدة:
    نُصرت بالشباب وخذلني الشيوخ“.
  3. الخندق: عندما كان العقل في خدمة الثبات، لا الاستسلام
    في غزوة الخندق، حين اجتمعت الأحزاب وغاب الأمن حتى عن قضاء الحاجة، جاء سلمان الفارسي بفكرة الخندق. لم يخطر ببال أحد أن نُسلّم المدينة، رغم شدة الحصار. كانت العبقرية في الثبات، لا في الهروب.
  4. الأندلس: حين انسحبنا، لم نعد أبدًا
    حين بدأ التراجع في الأندلس، قيل للناس إنها مرحلة انتقالية، تكتيكية، وسيكون لنا عودة. لكنها لم تكن إلا بداية الهاوية. ما إن تُسلم الأرض، حتى تُغلق أبواب العودة.
  5. سقوط فلسطين 1948: حين غُلِبنا بتكتيك “التهدئة” والانسحاب المؤقت
    معظم القرى أُفرغت من سكانها بناءً على وعود “نعود بعد أيام“. لكنهم لم يعودوا. لأن العدو لا يترك ما يأخذه، والانسحاب ليس دواءً بل تسميم بطيء.
  6. هتلر وستالين: الثبات كان سرّ البقاء
    في الحرب العالمية الثانية، حين اجتاح هتلر الاتحاد السوفييتي، لم ينسحب ستالين من موسكو رغم القصف والجوع. قال عبارته الشهيرة: “الجيش الذي لا يُدافع عن وطنه، لا يستحقه“. وصمدوا، ثم انتصروا.
  7. غزة اليوم: حيث الشعب هو الجبهة
    نحن لا نُدير معركة بين جيشين، بل نحن الشعب. الجبهة ليست ثكنة، بل بيت ومدرسة ومخبز. فمن ينسحب، يترك أطفاله وأهله وذكرياته للمحرقة.

الانسحاب ليس حلاً.. بل موت بطيء مغلّف بالمنطق.

من التاريخ الإسلامي، إلى الأوروبي، إلى نكباتنا المعاصرة، لم يُعرف نموذج واحد انتصر بالاستسلام. بل كل من صمد، حتى لو بدا منهزمًا حينًا، عاد إلى الأرض وكتب فصله المجيد.

فلا تبيعونا الوهم باسم “الانسحاب الحكيم“، فلن تجدوا في سيرة سيد الأنبياء محمد، ولا صحابته خالد، ولا عمر، ولا علي، ولا حتى في أحلك صفحات البشرية، من سلّم أرضه لعدوه وانتصر..