Avrupalılardan Dünyayı Kurtarmak
Hafızalara Kaydedilmeye Lâyık Mükemmel Bir Makale
✍️ Abdulalim Şeddâd
Okumanızı, derinlemesine düşünmenizi ve çevrenizle paylaşmanızı önemle tavsiye ederiz.
Avrupalılar, farklı etnik topluluklardan oluşan bir halktır. 2002 yılında Almanya’da yayımlanan bir araştırmaya göre bu etnik toplulukların sayısı yaklaşık 87’dir. Bunlardan 33’ü, yaşadıkları ülkelerde çoğunluğu oluşturan büyük topluluklardır. Başlıcaları şunlardır: Ruslar, Almanlar, Fransızlar, İngilizler, İtalyanlar, Ukraynalılar, İspanyollar ve Portekizliler.
Tüm bu toplulukları birleştiren ortak kültür, “Yahudi-Hristiyan mirası”na dayanmaktadır. Bu ifade günümüzde Batı dünyasında sıkça kullanılan bir kavramdır ve Yahudilerle Hristiyanlar arasında birleşik bir kimlik olduğu düşüncesini ifade eder.
Bu miras, Batı medeniyetinin temel taşlarından biridir. Zira Hristiyanlar, Tevrat’ı -kendi tabirleriyle “Eski Ahit”i- kutsal kabul ederler. Bu kitap, Hristiyanların kutsal kitabı olan İncil’in birinci bölümünü oluşturur. Gerçi tarih boyunca Yahudilerle Hristiyanlar arasındaki ilişki inişli çıkışlı olmuştur; fakat son asırlarda özellikle Amerika’daki Evanjelist hareketin yükselişiyle birlikte bu iki unsur arasında güçlü bir ittifak doğmuştur. Bu ittifak, Hristiyan Siyonizmi adı altında, dini saiklerle İsrail’in kurulmasını desteklemiş ve Protestanlık üzerinde Yahudi etkisi derinleşmiştir.
Avrupalıların kültürü, genel olarak iki temel üzerine bina edilmiştir:
1. Hristiyan dini,
2. Yunan-Roma medeniyeti.
Avrupalıları diğer dünya milletlerinden ayıran en bariz vasıf, öteden beri tabiatlarına sinmiş olan aşırı derecedeki katılıktır. Öyle ki, işkence ve öldürme onlar nezdinde bir tür eğlenceye dönüşmüştür.
Tarihten birkaç misal verelim:
1. Roma’daki Kolezyum, yani “ölüm arenası”, toplumun her kesimi için bir eğlence ve seyir mekanıydı. Kadın-erkek, çoluk-çocuk tüm aile fertleri oraya giderek, aç bırakılan aslanların, aralarına karıları ve çocuklarıyla birlikte atılan esirleri lime lime edişini kahkahalar eşliğinde izlerdi.
2. Esirler birbirleriyle dövüştürülür, dost dosta karşı kışkırtılır; kardeşin kardeşi, arkadaşın arkadaşını öldürmesi emredilirdi.
3. Ölüme kadar süren gladyatör dövüşleri, halkın en rağbet ettiği eğlence şekliydi.
4. İşte bu sebeple milyonların telef olduğu savaşlar Avrupalılar arasında sıradan bir vakıadır.
Tarihten bazı örnekler:
5. Otuz Yıl Savaşları’nda (1618–1648) 11 milyondan fazla insan katledilmiş, Almanya’nın nüfusu 20 milyondan 13 milyona düşmüştür. Erkek nüfustaki bu büyük azalma sebebiyle çok eşlilik mecburî hâle getirilmiştir.
6. Napolyon Savaşlarında 6 milyondan fazla insan ölmüştür.
7. İngiltere ile Fransa arasındaki Yedi Yıl Savaşı’nda (1756–1763) 14 milyondan fazla insan hayatını kaybetmiştir.
8. Rusya’daki iç savaşta 9 milyonun üzerinde insan ölmüştür.
9. Fransa’daki mezhep savaşlarında 4 milyon insan öldürülmüştür.
10. I. Dünya Savaşı, Avusturya ile Sırbistan arasında başlayıp tüm dünyaya yayıldı. Bu savaşta 20 milyondan fazla insan hayatını kaybetmiştir.
11. II. Dünya Savaşı, Almanya’nın Polonya’yı işgaliyle başladı. Bu savaşta yaklaşık 85 milyon insan ölmüştür.
Avrupa tarihindeki bu savaşlar ve katliamlar, burada zikredilemeyecek kadar çok ve dehşet vericidir. Öldürme ve işkence usulleri ise insan hayalinin alamayacağı bir vahşettedir:
• Demir taraklarla vücut parçalama,
• Testereyle beden biçme,
• Kemik ezme makineleri,
• Kor halindeki şişlerle dağlama,
• Diz ve çene sökme,
• Kadınların göğüslerini kökünden koparan “göğüs mengenesi”,
• Demir tabutlar,
• Her tarafı çivilerle kaplı Engizisyon sandalyesi…
İşte Avrupalılar bu canavarlıklarını sadece kendi topraklarında değil, dünyaya yayıldıklarında da sürdürmüşlerdir. Gittikleri her yere ölüm ve yıkım götürmüşlerdir.
1. Batıya Doğru Katliam: Amerika’nın Yerli Halklarının Yok Edilişi
Avrupalılar batıya, yani Amerika kıtasına yöneldiklerinde, akıl almaz, tarif edilemez vahşetlerle yerli halkı yer yüzünden silmişlerdir.
• Bunlardan biri de, çiçek, verem ve kolera mikroplarıyla bilerek bulaştırılmış yüzlerce battaniyeyi, “hediye” adı altında yerli halklara dağıtmalarıdır.
Böylece, neredeyse hiçbir savaş vermeden, milyonlarca insanı sadece bu mikrobiyolojik silahla yok etmişlerdir.
• Ayrıca, yerli halktan -kadın, erkek, çocuk ayrımı gözetmeksizin- başını getirene para ödülü koymuşlardır.
Bu durum, kıta genelinde baş avcılarının çoğalmasına yol açmış ve devasa sayılarda kafa toplanmasına sebep olmuştur.
Ardından, taşıması daha kolay olduğundan, bu uygulama yalnızca saç derisinin (deriyle birlikte kafa derisi) toplanması şeklinde devam etmiştir.
• Öyle ki, bazı avcılar, ayakkabılarının insan derisinden yapıldığını gururla anlatır hale gelmişlerdir.
• Hatta bu vahşet, daha da ileri götürülerek, “deri yüzme törenleri” düzenlenmeye başlamış; bu törenlere üst düzey Avrupalı yetkililer de katılmıştır.
Sonuç: Amerika’nın yerli halklarından 100 milyondan fazlası bu kıyımlar neticesinde katledilmiştir.
Böylece, Amerika’nın nüfus dokusu tümüyle değişmiş, yerli halk yok edilmiş ve yerlerine Avrupalılar yerleştirilmiştir.
Bugün:
• Kuzey ve Güney Amerika’daki tüm devletler Avrupalıların çeşitli soyları tarafından ele geçirilmiş durumdadır:
• Brezilyalılar: Portekizli ve İspanyol kökenli,
• Arjantinliler: İspanyol ve İtalyan kökenli,
• Güney Amerika’nın geneli: Ağırlıklı olarak İspanyol, bunun yanında özellikle Şili, Uruguay, Kolombiya, Venezuela gibi ülkelerde diğer Avrupa etnik unsurları da hâkimdir.
2. Afrika’nın Köleleştirilmesi ve Ticaret Metasına Dönüştürülmesi
Avrupalılar Afrika’ya yöneldiklerinde, orada da büyük bir vahşet sergileyerek, köleliği bir ticaret türüne çevirdiler; adeta sığır ticareti gibi…
• Bu ticaret bizzat Avrupa hükümetleri tarafından yürütülmekteydi.
Ticaretin kuralları onlar tarafından belirleniyor, köle ticaretine dair düzenlemeler bizzat devletler tarafından hazırlanıyor ve yürürlüğe konuyordu.
• Köle ticaretiyle uğraşan şirketlerin hisseleri, Avrupa borsalarında en yüksek kazancı sağlayan yatırım araçlarıydı.
• Bu ticaret özelleştirildikten sonra, özel şirketler devreye girdi ve Afrika’dan Avrupa’ya ve sömürgelere muazzam miktarda insan ihraç edilmeye başlandı.
Yalnızca Fransız şirketleri, her yıl 100.000’den fazla Afrikalıyı Amerika’daki Fransız kolonilerine göndermekteydi.
• Buna İspanyol, İngiliz, İtalyan, Alman ve Portekizli şirket ve tüccarları da eklendiğinde, Afrika’dan milyonlarca insan, hem Amerika kıtasına hem diğer kıtalara zorla götürüldü.
Ve bu korkunç düzen:
• Avrupa hükümetleri tarafından resmen ruhsatlandırılmış,
• Avrupalı halklar tarafından sermaye yatırımı yapılan ve
• hiçbir vicdanî kaygı duyulmadan meşru kabul edilen bir uygulamaydı.
Sonuç olarak:
Avrupalıların Amerika’da yerli halklara, Afrika’da ise milyonlarca siyahîye yaptıkları, medeniyet değil; sistematik bir soykırım ve insanlık suçu tarihidir.
3. Asya’da Yaşanan İbretlik Vahşet: Uyuşturucu Savaşları ve Çin’in Tahribi
Avrupalılar Asya’da öyle hayret verici bir cinayet irtikâp ettiler ki, tarih bu rezaleti utançla kaydetmiştir:
Avrupa hükümetleri uyuşturucu ticareti yapıyorlardı!
• İngiltere, ilk uyuşturucu sevkiyatını Çin’e 1781 yılında gönderdi.
• Bu zehirin yayılmasıyla birlikte Çin toplumunda bağımlılık belirtileri ve sosyal çöküntü baş göstermeye başladı.
• Durumu fark eden Çin İmparatoru, ilk yasağı ilan ederek uyuşturucu ithalatını yasakladı.
Ancak bu meşru müdafaa karşısında Avrupa:
• İngiltere ve Fransa, savaş gemilerini ve askerlerini Çin’e göndererek bu yasağı kırmak ve Çin’i zorla uyuşturucuya mahkûm etmek üzere saldırıya geçti.
• Çin’i mağlup ederek başkent Pekin’e girdiler ve kendilerine boyun eğdirdiler.
Böylece Çin, 1858 yılında “Tientsin Antlaşması” olarak bilinen bir antlaşmayı imzalamaya zorlandı.
Bu antlaşma ile:
• Özellikle afyon, ithalatı serbest bırakılmış mallar listesine alındı.
• Çin, ayrıca Hristiyanlığın yayılmasına izin vermekle de yükümlü kılındı.
• Bu dayatmalar neticesinde, 1850 yılında yalnızca 2 milyon olan afyon bağımlısı sayısı, 1878’e gelindiğinde 120 milyona ulaştı.
Bu zalimce antlaşma, 1911 yılına kadar yürürlükte kaldı.
Medeniyet Kılıfındaki Vahşet
Bu anlatılanlar, aslında insan doğasının en karanlık, en vahşi yönünün kısa bir özetidir.
• Öyle ki, cahillikle suçlanan ilkel toplumların dahi işlemekten çekindiği cinayetleri,
• Sözde medeniyetin zirvesindeki Avrupalılar, hiçbir tereddüt göstermeksizin işleyebilmiştir.
4. Yakın Tarihte Yaşanan Bir İnsanlık Felaketi: Bosna Soykırımı
Yakın tarihin en kanlı ve en vicdansız trajedilerinden biri, şüphesiz ki Bosna katliamıdır. Bu vahşette:
• Yaklaşık 300.000 Müslüman hunharca katledildi,
• 60.000 civarında Müslüman kadın ve kız çocuğu sistematik olarak tecavüze uğradı,
• Bir buçuk milyon Müslüman evlerinden sürüldü, yerinden yurdundan edildi.
Söz konusu mezâlim, yaklaşık dört yıl boyunca sürdü. Bu zaman zarfında:
• 800’den fazla cami, bir kısmı 16. yüzyıla kadar uzanan tarihi yapılardı, Sırplar tarafından yerle bir edildi.
• Saraybosna’nın tarihî kütüphanesi yakıldı, eşsiz yazmalar ve kültürel miras küllere karıştı.
• Binlerce Müslüman, toplama kamplarına kapatıldı; buralarda işkenceye uğradı, aç bırakıldı ve bir deri bir kemik hâline geldi.
Srebrenitsa Katliamı: Modern Dünyanın Gözleri Önünde Bir Soykırım
Bu karanlık dönemin en kan dondurucu sahnesi ise, Srebrenitsa Katliamıdır.
• Sırplar, bu şehri iki yıl boyunca kuşatma altında tuttular.
• Gıda ve temel ihtiyaçlardan mahrum kalan halk, açlıkla terbiye edilmeye çalışıldı.
• Ardından, Sırplar, şehir halkına “silahlarınızı teslim edin, can güvenliğiniz sağlanacak” vaadinde bulundular.
Ne var ki:
• Halk silahlarını teslim ettikten hemen sonra Sırplar saldırıya geçti.
• Erkekler kadınlardan ve çocuklardan ayrıldı,
• 12.000 Müslüman erkek ve erkek çocuk bir araya toplandı.
• Hepsi bıçaklarla boğazlandı,
• Cesetlere işkence yapıldı, vahşice parçalandılar.
Ve bütün bu olanlar, şehri korumakla görevli olan Hollanda birliklerinin gözleri önünde cereyan etti. Ne müdahale ettiler, ne engel oldular.
5. Avrupa’nın Irak’ta İşlediği En Vahşi Suçlardan Biri: Ebu Gureyb Hapishanesi
Avrupalıların -özellikle de İngiliz, İrlandalı ve Alman kökenli Amerikalıların- yakın tarihte sergilediği en çirkin fiillerden biri, 2004 yılında Irak’ta patlak veren Ebu Gureyb skandalıdır.
Amerikan ordusu (ki askerlerinin yaklaşık %80’i İngiliz, İrlandalı ve Alman kökenlidir), bu hapishanede:
- Kadınlara yönelik sistematik tecavüz,
- Erkek tutuklulara cinsel istismar ve ahlâksız muamele,
- Elektrik verilmesi, köpeklerle korkutma, aç bırakma ve daha birçok fizikî ve ruhî işkence yöntemini kullanarak, insanlık dışı bir vahşet sergilemiştir.
Amerikalı askerlerin Iraklı mahkûmlara uyguladığı toplam 13 çeşit işkence yöntemi belgelenmiştir. Bunlar arasında:
- Yüzlere tokat atma,
- Vücuda sistematik dayak,
- Zorla çıplak bırakma (hem erkek hem kadınlara),
- Erkek tutuklulara kadın iç çamaşırı giydirme,
- Mahkûmların eşcinsel eylemlere zorlanması,
- Bu sahnelerin video kaydıyla belgelenmesi,
- Mahkûpların çıplak halde üst üste yığılması gibi yöntemler yer almaktadır.
Bu vahşet, Avrupa menşeli modern medeniyetin en karanlık yüzlerinden biri olarak tarihe kazınmıştır.
Avrupa Savaşlarının Meyvesi: Dünyaya Hâkim Olan Bir Azınlık
Avrupalılar, gerçekleştirdikleri sömürgeci savaşlar sonucunda dünyaya hükmeden bir azınlık hâline gelmiştir. Bugün:
- Kuzey ve Güney Amerika onların elindedir; çünkü yerli halklar toplu olarak katledilmiş, yerlerine Avrupalılar yerleşmiştir.
- Avustralya, yerli Aborjin halkının yok edilmesiyle ele geçirilmiş, İngiliz kolonisinin bir uzantısı hâline gelmiştir.
- Kuzey Asyanın tamamı, yani Rusya, Doğu Avrupa’dan çıkarak Pasifik Okyanusu kıyısına kadar yayılmıştır. (Birçok kimsenin bilmediği üzere, Rusya ile Amerika arasındaki mesafe 4 kilometreden kısadır.)
Sözde Egemenlik: Görünüşte Bağımsız, Gerçekte Tâbi Ülkeler
- İngiltere, bugün 16 devleti daha kontrol etmektedir. Her ne kadar bu ülkeler egemen görünüyor olsa da, hepsi Britanya Tacı’na tâbidir. Bu ülkelere “Britanya Denizaşırı Toprakları” denir. Kanada, Avustralya ve Jamaika bunların başlıcalarıdır.
- Fransa, yine dünyanın dört bir yanına dağılmış 13 farklı bölgeye sahiptir. Bunlar da “Fransız Denizaşırı Bölgeleri” adı altında Fransız yönetimine bağlıdır.
- Danimarka gibi küçük bir ülke dahi, Grönland ve Faroe Adaları gibi Avrupa dışı topraklara sahip olarak, kendi yüzölçümünün onlarca katına ulaşmıştır.
Bu şekilde, Avrupalılar ihtiyaçlarının katbekat üstünde, dünyanın en zengin topraklarını ellerinde bulundurarak bitmek tükenmek bilmeyen servetlere sahip olmuşlardır. Bu sayede tarihin hiçbir döneminde görülmemiş bir refah ve konfor düzeyi yakalamışlardır.
Küresel Hâkimiyetin Yeni Silahı: Din Dışı Küresel Teşkilatlar
Avrupalı akıl, askeri ve siyasi egemenliğin ötesine geçerek, fikrî ve siyasî küresel bir hâkimiyet inşa etmeye yönelmiştir.
Bu bağlamda, tarih boyunca kurulan en büyük ve yaygın din dışı siyasi teşkilatlardan biri olan Hür Masonlar Örgütü (Freemasonry), küresel hâkimiyet projesinin ana yapı taşı hâline gelmiştir.
- Bu örgüte, pek çok ülkenin liderleri,
- Küresel sermayeyi elinde tutan iş adamları,
- Uluslararası medya ağlarını yöneten kişiler
dâhil edilmiştir.
Zihinlerin Teslim Alınışı: Taklit ile Başlayan Esaret
Bu yaygın ve sinsî yayılım, zihinlerimizi tam anlamıyla esir almıştır. Bugün bir kimse:
- Avrupa’da,
- Amerika’da,
- Asya’da
- ya da Avustralya’da
birini görüp onun: - Aynı tarzda giyindiğini,
- Aynı yemekleri yediğini,
- Aynı oyunları oynadığını görünce,
“Demek ki dünya böyle” zannına kapılır ve onları taklit etmeye başlar.
Oysa farkında olmadan, aynı kültürü taşıyan, tek merkezden yönlendirilen bir azınlığın etkisi altına girer. Aynı giyimi, yemeği, müziği, eğlenceyi dayatan bu sistem, bizi bize yabancılaştırır.
Sığınak Sanılan Tuzaklar: Birbirlerine Karşı Kullanılan Mazlum Halklar
Bizler, hem onları takip ediyor hem de onlardan bir diğerine karşı korunma umuyoruz.
- Onlar ise, kendi aralarındaki anlaşmazlıklarda,
- Bizi bir koz olarak kullanıyor,
- Bizim coğrafyamızı pazarlık masasına yatırıyorlar.
Gerçek Kurtuluş: Zihnin Tahakkümden Azad Olmasıdır
Bugün bize düşen, kendi aklımızı, kendi kararımızı, kendi kültürümüzü yeniden keşfetmek ve inşa etmektir.
Bizim kastettiğimiz “özgürlük”, Avrupalının özgürlük tanımı değildir:
- Onların “özgürlük” anlayışı; toplu imha,
- Kültürel asimilasyon,
- Düşmanı yok etmek, ezmek ve silmek üzerine kuruludur.
Bizim özgürlüğümüz, fıtrata uygun, ahlâkî ve insanî bir hürriyettir.
Bir Soru: Aklımızı Kurtarmanın Vakti Gelmedi mi?
Avrupalıların hâkimiyeti karşısında:
“Aklımızı ve düşüncemizi onların tahakkümünden kurtarmanın vakti gelmedi mi?”
“Nerede kaldı; yaşlıları, çocukları ve kadınları öldürmeyin, esirlere iyi davranın gibi bizlere miras bırakılan savaş ahlâkı?”
“Hani bizim vicdanımız, bizim insafımız, bizim ahlâkımız?”
Bu yazıyı yalnız kendinize saklamayın. Paylaşın, çünkü hakikati yaymak ve şuuru artırmak, her vicdanlı insanın borcudur.
📚 Arap Yazarlar Buluşması
Tercüme: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
10.07.2025 OF
تحرير العالم من الأوربيين مقال رائع يستاهل الإطلاع والحفظ في مذكراتكم
نوصي بقراءته بتمعن شديد ونشره وحفظه في مذكراتكم عن الكاتب
📝 عبدالعليم شداد
-الأوربيون شعب يتكون من عدد من الإثنيات العرقية المختلفة، ووفقا لدراسة ألمانية نشرت في العام 2002 يبلغ مجموع هذه الإثنيات نحو 87 إثنية أو شعب, منها عدد 33 هي إثنيات كبيرة وتشكل الغالبية في بلدانها ومن أهمها: (الروس, الألمان, الفرنسيين, الإنجليز, الإيطاليين, الأوكرانيين, الأسبان والبرتغال).
-وجميعهم تجمعهم ثقافة واحدة تقوم على (التراث المسيحي اليهودي).
-وهذا المصطلح شائع جدا حاليا في العالم الغربي وهو يشير الي الرابطة المشتركة بين اليهود والمسيحيين، وأنهما يكوِّنان شيئا واحداً.
-فالتراث اليهودي المسيحي من المكونات الرئيسية للحضارة الغربية، فالمسيحيون يقدسون التوراة، والتي يطلقون عليها اسم العهد القديم الذي يشكل القسم الأول من الكتاب المقدس لدى المسيحيين في حين يعتبر العهد الجديد القسم الثاني منه, وفيما مضي اتسمت العلاقة بين اليهود والمسيحيين بالتقلب، ولكنها في القرون الاخيرة تحولت للتحالف بعد نشوء الصهيونية المسيحية في الولايات المتحدة الأمريكية التي تدعم قيام إسرائيل لأسباب دينية، حيث تأثرت البروتستانتية باليهودية كثيرا.
🇪🇺🇪🇺🇪🇺🇪🇺🇪🇺🇪🇺🇪🇺
-وعموما فان ثقافة الأوربيين تقوم على (الديانة المسيحية) والحضارة ( الرومانية – اليونانية).
-للأوربيين صفة مميزة اتصفوا بها منذ قديم الزمان وتميزوا بها عن بقية شعوب العالم وهي:
(القسوة الشديدة) لدرجة جعلت التعذيب والقتل عندهم نوعا من التسلية:
١-فحلبة الموت الرومانية (الكولسيوم) في وسط روما كانت هي مصدر التسلية والترفيه لكل المجتمع رجالا ونساء وأطفالا، فالأسرة بكاملها كانت تحضر إليها لمشاهدة الأسود المفترسة التي يتم تجويعها ثم إطلاقها على الأسرى الذين يتم إدخالهم إلى الحلبة مع زوجاتهم وأطفالهم فتلتهمهم الأسود الجائعة وتقطعهم إربا وسط ضحكات واستمتاع الحضور.
٢-كما كانوا يجبرون أسراهم على أن يتقاتلوا فيما بينهم فيجبر الصديق على قتل صديقه.
٣-وكانت مسابقات المبارزة التي تنتهي بالموت هي اللعبة الأكثر شعبية لدى الجماهير الأوروبية الرومانية القديمة.
٤-ولهذا نجد أن الحروب التي يقتل فيها الملايين كانت أمرا متكرر الحدوث بينهم.
٥-مثال تلك الحروب الأوربية حرب الثلاثين عاما التي قتل فيها ما يزيد عن الأحد عشر مليون شخص ونقص فيها سكان ألمانيا من عشرين مليونا إلى ثلاثة عشر مليون، ونتج عن ذلك نقص كبير في عدد الرجال فجعلوا تعدد الزوجات إجباريا.
٦-وفي حروب نابليون قتل أكثر من ستة ملايين إنسان.
٧-وفي حرب السنوات السبع بين بريطانيا وفرنسا قتل ما يزيد عن الأربعة عشر مليون إنسان.
٨-وفي الحرب الأهلية الروسية قتل ما يزيد عن التسعة ملايين.
٩-وفي حروب فرنسا الدينية قتل نحو أربعة ملايين.
١٠-وفي الحرب العالمية الأولى التي بدأت بين النمسا وصربيا قتل ما يزيد عن العشرين مليون إنسان.
١١-وفي الحرب العالمية الثانية التي بدأت باجتياح ألمانيا لبولندا قتل نحو خمسة وثمانين مليون إنسان.
-والحروب والمجازر الأوربية أكبر من أن تحصى في هذه المقالة، وكلها حروب ومجازر دموية مروعة يتم القتل والتعذيب فيها بوسائل رهيبة لا تخطر على بال، مثال ذلك:
- التمشيط بأمشاط الحديد, واستخدام النشر بالمنشار, وسحق العظام بآلات ضاغطة، واستخدام الأسياخ المحمية على النار، وتمزيق الأرجل، وفسخ الفك، كما استخدموا مقلاع الثدي لخلع أثداء النساء من جذورها، والتابوت الحديدي، وكرسي محاكم التفتيش الذي يحتوي على مسامير في كل نقطة منه.
-وعندما خرج الأوربيون بقسوتهم هذه إلى العالم أحدثوا دمارا وخرابا هائلا للبشرية.
١-فعندما اتجهوا غربا إلى أمريكا مسحوا سكانها من على وجه الأرض مستخدمين أبشع الوسائل التي لا تخطر على عقل بشر.
-ومن ذلك أنهم كانوا يقدمون مئات البطاطين الملوثة بجراثيم الجدري والسل والكوليرا كهدايا للسكان الأصليين لتحصدهم دون أدني جهد وقد قتلوا بذلك الملايين من السكان الأصليين خلال عقود قليلة.
-كما عملوا جوائز مالية لمن يأتي برأس أحد السكان الأصليين من الرجال أو النساء أو الأطفال مما جعل الصيادين ينتشرون في أرجاء القارة الأمريكية يجلبون الرؤوس بأعداد هائلة، ثم اقتصر الأمر على فروة الرأس ليسهل عليهم الحمل.
- وقد اصبح الكثير من الصيادين يفتخرون بأن أحذيتهم مصنوعة من جلود البشر.
- وقد تطور الأمر وأصبحت هناك حفلات للسلخ والتمثيل يحضرها كبار المسؤولين الأوربيين.
- فأبادوا أكثر من مئة مليون من السكان الأصليين في أمريكا, والنتيجة تغيير كامل لسكان أمريكا ليحل محلهم الأوربيون.
- فكل دول أمريكا الشمالية والجنوبية اليوم يملكها الأوربيون بإثنياتهم المختلفة:
-فالبرازيليون هم برتغال وأسبان.
-والأرجنتينيون هم أسبان وإيطاليون.
- ونجد أن معظم سكان أمريكا الجنوبية هم أسبان إضافة للإثنيات الأوربية الأخرى خاصة في تشيلي, الأورغواي, كولومبيا, فنزويلا، وغيرها.
٢-وعندما اتجه الأوربيون نحو أفريقيا حولوا (الرق) إلى تجارة مثل (تجارة الماشية)، فقد كانت الحكومات الأوروبية هي التي تحتكر تجارته، وتضع القواعد المنظمة لهذه التجارة، وكانت أسهم شركات تجارة العبيد هي الأعلى ربحا, وبعد تحرير تلك التجارة والسماح للشركات الخاصة بالعمل في هذا المجال أصبحت تلك الشركات تصدر كميات مهولة من الأفارقة إلى الدول الأوربية ومستعمراتها في كل أنحاء العالم.
-فالشركات الفرنسية لوحدها كانت ترسل ما لا يقل عن المئة ألف أفريقي سنويا إلى المناطق التابعة لفرنسا في أمريكا.
- أضف إلى ذلك الشركات الأسبانية والإنجليزية والتجار الإيطاليين والألمان والبرتغال وغيرهم, ويقدر عدد الأفارقة الذين تم إرسالهم إلى الأميركتين بالملايين, وكل ذلك كان عملا مقبولا تصدر له الحكومات الأوربية التصاريح اللازمة ويستثمر فيه الشعب أمواله من خلال شرائه لأسهم هذه الشركات.
ما سبق هو ما فعله الأوربيون في أمريكا وأفريقيا.
٣-أما في آسيا فقد فعلوا شيئا عجيبا فقد كانت الحكومات الأوربية تتاجر في المخدرات !! فقد صدرت بريطانيا أول شحنة من المخدرات إلى الصين في العام 1781 وبعد أن بدأت مشاكل الإدمان تظهر على الشعب الصيني أصدر إمبراطور الصين أول مرسوم بتحريم استيراد المخدرات فأرسلت بريطانيا وفرنسا سفنهما وجنودهما إلى الصين لإجبارها على فتح أبوابها لتجارة المخدرات بالقوة,
و استطاعوا أن يهزموا الصين ودخلوا بكين ومن ثم أجبروها على توقيع اتفاقية (تيان جين) في عام1858 بين الصين والأوربيين ممثلين في كل من (بريطانيا وفرنسا والولايات المتحدة وروسيا) وفي هذه الاتفاقية تم تحديد الأفيون بصفة خاصة من بين البضائع المسموح باستيرادها, كما تم إلزامها في هذه الاتفاقية بالسماح بنشر المسيحية في الصين, وكان من ثمار هذه الاتفاقية أن ارتفع عدد المدمنين في الصين من مليوني مدمن عام 1850م ليصل إلى 120 مليوناً سنة 1878م, واستمر العمل بهذه الاتفاقية حتى العام 1911.
-إن ما سبق ذكره يمثل عرضا موجزا لطبيعة بشرية تأصلت فيها القسوة بأبشع صورها لم تنجح في تغييرها المدنية والتحضر، فالذي يعف أن يفعله الإنسان الجاهل المتخلف يفعله الأوربي المتحضر,
٤-ففي التاريخ المعاصر شهدنا مجازر البوسنة التي قتل فيها نحو 300 ألف مسلم واغتصبت فيها نحو 60 ألف امرأة وطفلة مسلمة، وهجّر نحو مليون ونصف مسلم, و استمرت المجازر لنحو 4 سنوات هدم الصرب فيها أكثر من 800 مسجد بعضها يعود بناؤه إلى القرن السادس عشر، وأحرقوا مكتبة سراييفو التاريخية, و وضع الصرب آلاف المسلمين في معسكرات اعتقال، وعذبوهم وجوعوهم حتى أصبحوا هياكل عظمية,
ولعل أبشع ما حدث كان هو مجزرة (سربرنتيشا) الشهيرة التي حاصرها الصرب لمدة سنتين ولما لم يستطيعوا أن يدخلوها بالرغم من تجويعها طلبوا من أهلها تسليم أسلحتهم مقابل الأمان، وبعد أن سلموا أسلحتهم انقضوا عليهم وعزلوا الذكور عن الإناث، وجمعوا 12,000 من الذكور( صبياناً ورجالاً) فذبحوهم جميعاً طعنا بالسكاكين، ومثلوا بهم أبشع تمثيل، وذلك في مرأى من القوات الهولندية المسؤولة من حماية المدينة.
٥-ومن أبشع ما قام به الأوربيون قبل سنوات ما حدث في العراق من تعذيب بشع قامت به القوات الأمريكية (80% من الأمريكان في الأصل هم إنجليز وإيرلنديين وألمان) فقد تفجرت الفضيحة في العام 2004 فقد قاموا بعمليات قتل واغتصاب وانتهاكات رهيبة في سجن أبوغريب، حيث تمت عمليات اغتصاب منظمة للنساء، وهتك لأعراض الرجال، إضافة إلى استخدام الكهرباء والكلاب وكافة وسائل التعذيب، فقد مارس الجنود الأميركيون 13 طريقة في تعذيب السجناء العراقيين تبدأ من الصفع على الوجه والضرب، وتنتهي بالاعتداء الجنسي، واللواط، وترك السجناء والسجينات عرايا لعدة أيام، وإجبار المعتقلين العرايا الرجال على ارتداء ملابس داخلية نسائية، والضغط على السجناء لإجبارهم على ممارسة أفعال جنسية شاذة وتصويرها بالفيديو، كما كانوا يجبرون السجناء العرايا على التكدس فوق بعضهم البعض.
-لقد كانت ثمرة الحروب الأوربية خارج أوروبا أن أصبحوا (هم العالم), وذلك بامتلاكهم لمعظم الأراضي اليابسة في العالم, فهم اليوم يملكون أمريكا الشمالية والجنوبية بعدما أبادوا سكانها الأصليين, ويملكون أستراليا بعد إبادة سكانها كذلك, ويملكون شمال قارة آسيا بكامله، حيث تمتد روسيا من شرق أوروبا لتلتقي مع أمريكا (ما لا يعرفه الناس أن المسافة بين أمريكا وروسيا أقل من أربع كيلومترات),
-فالإنجليز الذين يحكمون بريطانيا يملكون 16 دولة أخرى، بالرغم من أنها مسجلة كدول ذات سيادة، ولكنها مع ذلك تقع تحت سيادة التاج البريطاني، وتسمى أقاليم ما وراء البحار البريطانية، أشهرها كندا وأستراليا وجامايكا.
-كما أن للفرنسيين أراضي شاسعة حول العالم تشكل ١٣ اقليما موزعة في قارات العالم المختلفة، وتسمى أقاليم ما وراء البحار الفرنسية.
-ولك أن تعلم أن دولة صغيرة، وشعب صغير مثل الدنمارك أصبح يمتلك مناطق خارج أوروبا أكبر من دولته بعشرات المرات، مثل غرينلاند، وجزر الفاو.
-وبذلك أصبح الأوربيون يملكون مساحات هائلة تفوق حاجتهم بأضعاف كثيرة, معظمها من أغنى المناطق في العالم، وبذلك فهم يمتلكون كميات مهولة من الثروات التي لا تنضب, وحققوا مقدارا من الرفاهية غير مسبوق على مدار التاريخ؛ بسيطرتهم على العالم.
-وما زالوا يعملون على إكمال سيطرتهم على العالم، من خلال إنشائهم لأكبر حزب سياسي لا ديني في العالم: (منظمة البناؤون الأحرار) التي ينتمي إليها الكثير من قادة دول العالم، وكبار رجال المال والأعمال، والإعلام فيه.
-كل هذا الانتشار الرهيب نتج عنه استلاب كامل لعقولنا, فعندما ينظر أحدنا للناس في أوروبا أو أمريكا أو آسيا أو أستراليا، ويجدهم يلبسون نفس اللبس، ويأكلون نفس الأكل، ويلعبون نفس اللعبة: يظن أن عليه أن يفعل مثلهم؛ باعتبار أن هذا ما يفعله كل العالم، ولا يعلم أنهم (نفس الناس) الذين يحملون نفس الثقافة في كل هذه القارات.
-فأصبحت عقولنا أسيرة لهم, نجري خلفهم، ونحتمي بهم من بعضهم, هم يستغلوننا عندما يتنافسون فيما بينهم، أو تختلف وجهات نظرهم في قضايا تخصهم، فيضغطون على بعضهم بدعم هذا أو ذاك.
-فنحن في أمس الحاجة لأن نحرر عقولنا التي أصبحت لا تسمع ولا تبصر إلا ما يرونه, وهذا هو التحرير الذي نعنيه في هذه المقالة, تحريرا لا يشبه تحريرهم .. الذي يقوم على الإباددة الجماعية…وسحق الآخر
وإستئصاله..!!؟؟.
فهلا حررنا عقولنا وأفكارنا من سيطرة الأوربيين!!؟..
وأين هذه الممارسات.،من وصاياموروثة خلال الحروب.. نشأنا وتربينا عليها كمثل: لا تقتلو ا شيخا فانيا.. ولا طفلا صغيرا. ولا إمرأة..وإستوصوا بالأسارى خيراً…
هذا المقال شاركه مع غيرك ولا تدعه يقف عندك .. فنشر الوعي واجب.
📚 ملتقى كُتّاب العرب