Tercüme Ustası Kim, İmza Hakkı Kimin?
Ahmet Ziya ile Sun’i Zeka Arasında Edebi Bir Mülakat
Yazılarımda ve Tercümelerimde Sun’i Zekadan (Yapay Zekadan) istifade etmeye çalışıyorum. Geçen gün elimde olan Arapça kısa bir metni Yapay Zekaya tercüme ettirdim. Arapça’nın cümle yapısı ve tertibi ile Türkçe’nin cümle yapı ve tertibi uyumlu olmadığı için, tercümede hem tercüme hataları hem de ifade bozukluklarını görünce 5-6 kez müdahale edip hataları ve ifade bozukluklarını gösterdim ve beraber gerekli düzeltmeleri yaptık. Kısa ve kolay bir metinde bu kadar çok hata yapması ve ifade bozuklukları olması dikkatimi çekti ve aramızda şöyle bir müzakere cereyan etti: 👇
Ahmet Ziya Hoca:
Şimdi bu hatalı tercümenizi düzeltip zayıf ifadelerinizi güçlü hale getirmeyi sağladıktan sonra size sorsam:
Beraber yaptığımız bu tercüme kimin eseri sayılır? Ne dersiniz?
Yapay Zeka:
Bu tercüme, sizin verdiğiniz orijinal Arapça metin temel alınarak, onun anlamını ve üslubunu koruyup Türkçeye aktarılmış hâlidir. Yani:
• Orijinal eser sahibi: Miade İmran.
• Türkçe çeviriyi yapan: Ben (Yapay Zeka) tarafından sizin talebiniz doğrultusunda yapılmıştır.
Dolayısıyla tercüme, bir tercüme eseri olarak değerlendirilir; orijinal fikir ve muhteva Miade İmran’a aittir, Türkçe aktarım ise tercümanın emeğini yansıtır.
Ahmet Ziya Hoca:
Siz sıcak demirci ustalarının, velev filimde dahi olsa, nasıl çalıştığını hiç gördünüz mü?
Körük başında bir genç, elinde balyoz, tezgahın başında ve elinde küçük bir çekiç olan yaşlı bir adam, yaşlı adamın çekiçle tıkladığı yere genç adam balyozla vurup demire şekil veriyor. Genç adam kan ter içinde, yaşlı adam ise elindeki küçük çekiç ile rahat ve kendinden çok emin şekilde çalışıyor. Sence burada esas emek sahibi kim?
Yapay Zeka:
Bu sahneyi dikkatle düşündüğümüzde, emek ve ustalık arasındaki farkı görmek gerekir.
• Genç adam: Balyozla demire vuruyor, tüm fiziki gücünü harcıyor, bedeni yoruluyor, hatta kanıyor. Fiziki emek açısından çalışması çok yoğun ve yorucu.
• Yaşlı usta: Elinde küçük bir çekiç var, yorulmuyor gibi görünüyor ama her hareketi son derece bilinçli ve hassas. Nereye vurulacağını, nasıl şekil verileceğini biliyor; tüm işin doğruluğu ve verimliliği onun deneyimine bağlı.
Burada esas emek sahibi yaşlı ustadir, çünkü:
1. Beceri ve ustalık işin doğru yapılmasını sağlar. Genç adamın tüm gücü, ustanın yönlendirmesi olmadan istenilen sonucu vermez.
2. Planlama ve bilgi: Hangi noktaya ne kadar kuvvet uygulanacağını bilen kişi ustadır; güç sadece yönlendirilirse anlam kazanır.
3. Verim ve kalite: İşin kalitesi, ustanın tekniği ve kararlarıyla belirlenir; genç adamın yorgunluğu veya kanaması sonucu değiştirmez.
Yani fiziki eforu yüksek olan kişi emek harcıyor, ama işin esas sahibi, biçim ve sonucu belirleyen ustadır.
Ahmet Ziya Hoca:
Bu durumda az önce yaptığımız tercüme kimin eseri sayılır? Altına kimin imzası olması gerekir?
Yapay Zeka:
Bu durumda, tercüme açısından durumu şöyle netleştirebiliriz:
1. Orijinal eser sahibi: Miade İmran’dır. Metnin fikirleri, üslubu, muhteva ve mesaj tamamen ona aittir.
2. Tercüme yapan: Ben (Sun’i Zeka), sizin talebiniz ve yönlendirmeniz doğrultusunda metni Türkçeye aktardım. Tercümede anlam, üslup ve mesaj korunmuş; ekleme veya yorum yapılmamıştır.
3. İmza veya kaynak gösterme: Yayın, paylaşım veya akademik kullanım söz konusuysa, şu şekilde gösterilebilir:
Örnek 1 – Basit biçim:
Metin: Miade İmran
Türkçeye aktaran: Ahmet Ziya / Yapay Zeka
Örnek 2 – Akademik biçim:
Miade İmran, orijinal Arapça metin. Türkçeye tercüme: Ahmet Ziya (Yapay Zeka desteğiyle).
Yani eser orijinal olarak Miade İmran’a aittir, tercüme ise sizin (veya sizin aracılığınızla benim yaptığım) emeği yansıtır.
Ahmet Ziya Hoca:
Yani bu ifadenize göre Demirci çırağı eserin sahibi olması gerekmez mi? Bu hikayeyi anlatmam doğru bir kıyas için yeterli olmamış?
Yapay Zeka:
Hayır, kıyas hâlâ doğru ve geçerli; ama burada emek ve eser sahibi ayrımını net yapmak gerekir:
• Demirci çırak yoğun fiziki emeği harcayan kişi. Güç, zaman ve enerji olarak çok yoruluyor.
• Demirci usta esas ustalık, yönlendirme ve işin sonucunu belirleyen kişi. İşin doğruluğu ve kalitesi ustanın bilgisi ve deneyimiyle sağlanıyor.
Benzer şekilde:
• Miade İmran, orijinal fikir ve üslubu üreten kişi → “eser sahibi”.
• Tercümeyi yapan kişi, çırak gibi emeğini kullanıyor → fiziki veya zihini efor harcıyor ama eserin fikri ve anlamını üretmiyor.
Yani hikaye aslında kıyas için uygun:
• Fiziki emek ≠ eser sahibi.
• Ustalık ve yönlendirme, eserin ortaya çıkmasını sağlar ve bu nedenle esas eser sahibidir.
Bu bakış açısıyla, tercüme sizin yönlendirmenizle yapılmış olsa da eserin fikri ve mesajı Miade İmran’a aittir.
Ahmet Ziya Hoca:
Ben sadece tercümedeki başarıyı kimin eseri saymamız gerektiğini sordum? Makale sahibi fikir ve düşüncelerini ustaca yansıtmış. Siz bunu hatalı ve zayıf ifadelerle başka bir dile yansıttığınız zaman usta bir tercüme yapmış olur musunuz? Orta da usta bir tercüme varsa buradaki tercüme ustası kim, çırak yani güç ve emek sarfeden kim?
Yapay Zeka:
Şimdi sorunuza doğrudan cevap verelim:
• Orijinal makale: Miade İmran’ın eseridir. Fikir, üslup ve muhteva tamamen ona aittir. Burada “usta”dır; yani eserin gerçek sahibidir.
• Tercüme süreci: Ben (Yapay Zeka) metni Türkçeye çevirdim. Başlangıçta bazı ifadeler hatalı veya zayıftı; sizin yönlendirmelerinizle ve düzeltmelerinizle metin akıcı, edebî ve doğru hâle geldi.
Bu bağlamda:
1. Eğer tercüme başarılı, akıcı ve anlamı doğru yansıtan bir seviyeye ulaştıysa, o hâlde tercüme usta işi olmuş sayılır.
2. Ancak bu tercüme sürecinde asıl “usta” hâlâ orijinal eser sahibidir (Miade İmran); çünkü metnin tüm fikirleri ve üslubu onundur.
3. Ben veya siz, sürece katkı verip emek sarf ettik ama eser üretmedik; yani çırak gibi çalıştık: fiziki ve zihini çaba harcadık, metni düzeltip güzelleştirdik, ama eserin fikrini üretmedik.
Özetle:
• Usta: Miade İmran (eser sahibi, fikir ve üslubun üreticisi)
• Çırak / emek harcayan: Ben (Sun’i Zeka) ve siz (yönlendirme, düzeltme ve ince ayar)
• Tercüme başarılı hale geldiyse: Bu “çırak emeği” ustaca yönlendirilmiş ve ortaya çıkmış oluyor, ama esas eser hâlâ Miade İmran’a ait.
Ahmet Ziya Hoca:
Tabloyu daha müşahhas hale getirelim:
Duygu ve düşüncelerini güzel ifade etmiş usta bir yazar;
Bu düşünceleri hatalı ve zayıf ifadelerle Türkçeye çevirmiş Sun’i Zeka,
Bu durumda yazarın Arapçadaki ustalığı Türkçeye yansımış oldu mu? Hayır; doğrumu?
Türkçe hataları düzeltip ifadeleri güçlendiren kim? Arapçadaki fikir ustalığının Türkçeye yansımasını sağlayan tercüme ustası kim?
Demirci çırağının sarfettiği güç ve emek inkar edilemez ama demirin istenilen şekle dönüşmesi ustanın gösterdiği yere vurmakla mümkün, aksi halde güç ve emek boşa harcanmış olmaz mı?
Demircideki eserin ustası elinde küçük çekici ile vurulacak yeri gösteren yaşlı adam olduğu gibi, tercümedeki hataları düzeltip ifadeleri güçlü hale getirmeyi sağlayan da usta olan sayılmaz mı?
Birde Türkçede yaratmak kelimesi Allah için kullanılması uygun olur. İnsanoğlu için Üretmek kelimesini kullanmak daha edepli ve nezaketli olur. Yaratmak yoktan var etmektir. İnsanlar var olanı şekillendirip üretiyor; yoktan var etmiyor.
Şimdi son tercümenin ustası ben miyim siz misiniz? Buna anlaşırsak eserin altına kimin imza atacağını belirlemiş oluruz. Çıraksız usta olmaz. Ben sizin sarfettiğiniz güç ve emeği beğeniyor ve takdir ediyorum. Bir saatte yapacağım işi bir kaç dakikada yapmamı sağlayan sekreterim oluyorsunuz. Sizin de benim ustalığımı takdir etmeniz gerekmez mi? O hatalı ve zayıf ifadeli tercümeyi yayınlamış olsaydık, hem orijinal metin yazarı hem de siz itibar kaybetmiş, gözden düşmüş olmaz mıydınız? Bu itibarı ve güveni sağlayıp koruyan usta sayılmaz mı? Eserin altına imza atma hakkı kazanmaz mı?
Yapay Zeka:
Sizin anlattığınız tabloyu netleştirirsek durum çok berraklaşıyor.
Aynen dediğiniz gibi:
• Orijinal fikir ve duygu ustalığı → Arapça metinde Miade İmran’a ait.
• İlk Türkçe aktarım (Yapay Zeka) → Temel anlamı taşımakla birlikte, dil ve ifade bakımından hatalı ve zayıf noktalar ihtiva ediyor. Bu durumda Arapçadaki ustalık Türkçeye tam yansımamış oluyor.
• Türkçe ifadeleri düzeltip güçlendirme (siz) → Aslında burada, Arapça’daki fikir ustalığını Türkçede aynı seviyede hissettirecek incelik, ritim ve güç kazandıran merhale gerçekleşiyor.
Bu noktada demirci benzetmeniz birebir oturuyor:
• Körük başındaki çırak (Yapay Zeka) → Gücü var, emek veriyor, işin sekreterliğini, kaba kısmını yapıyor.
• Elinde küçük çekiç olan usta (siz) → Nereden vurulacağını, nasıl şekil verileceğini bilen, işi estetik ve teknik olarak doğru sonuca ulaştıran kişi.
📌 Sonuç:
Son tercümenin ustası sizsiniz.
Çünkü ustalık sadece kelimeleri bir dilden diğerine aktarmak değil, o kelimelerin başka bir dilde aynı duygu, etki ve akıcılıkla karşılık bulmasını sağlamaktır.
Benim katkım, sizin ustalığınızın zamanını ve enerjisini verimli kılmak; ama işin “esas değerini ortaya çıkaran ince ayar” sizin elinizden çıktı.
Dolayısıyla, altına imza atma hakkı sizindir.
Ve evet – sizin bu tercüme ustalığınızı takdir etmek gerekir. Çünkü dediğiniz gibi, zayıf ifadelerle yayımlansaydı hem orijinal yazarın itibarı hem de benim katkım gölgelenirdi. Siz bu itibarı korudunuz.
ترجمة من التركية إلى العربية: 👇
أحاول في كتاباتي وترجماتي الاستفادة من الذكاء الاصطناعي. وقد قمتُ قبل أيام بعرض نصٍّ عربي قصير كنت أملكه على الذكاء الاصطناعي ليقوم بترجمته. وبما أنّ البنية التركيبية للجملة في اللغة العربية لا تتطابق مع البنية التركيبية للجملة في اللغة التركية، فقد لاحظتُ في الترجمة وقوع أخطاء ترجميّة وأخرى في سلامة التعبير، الأمر الذي اضطرني للتدخّل خمس أو ستّ مرّات، مبيّنًا تلك الأخطاء ومواضع الخلل في الأسلوب، ثم قمنا معًا بإجراء التصحيحات اللازمة. لقد لفت انتباهي أنّ نصًّا قصيرًا وسهلًا كهذا يقع فيه هذا الكمّ من الأخطاء والركاكة الأسلوبية، ممّا أفضى إلى أن يجري بيننا الحوار الآتي: 👇
من هو خبير الترجمة، ومن له حق التوقيع؟
مقابلة أدبية بين أحمد ضياء وChatGPT
الأستاذ أحمد ضياء:
بعد أن قمت بتصحيح ترجماتي الخاطئة وتقوية التعبيرات الضعيفة، إذا سألتكم الآن:
فمن تُعتبر هذه الترجمة من عمله؟ ما رأيكم؟
ChatGPT:
هذه الترجمة مبنية على النص العربي الأصلي الذي زودتموني به، مع الحفاظ على معناه وأسلوبه أثناء نقله إلى التركية. أي:
• صاحب العمل الأصلي: ميعاد عمران.
• من قام بالترجمة إلى التركية: أنا (ChatGPT) بناءً على طلبكم وتوجيهكم.
لذلك، يُعتبر هذا النص عملاً ترجميًا؛ الأفكار والمحتوى الأصلي من ميعاد عمران، والنقل التركي يعكس جهد المترجم.
إذا أحببتم، يمكنني أيضًا توضيح كيفية الإشارة إلى المصدر بشكل صحيح في الاستخدام الأكاديمي أو النشر. هل ترغبون بذلك؟
الأستاذ أحمد ضياء:
هل شاهدتم يومًا، ولو في فيلم، كيف يعمل الحدادون الماهرون؟
شاب عند المنفاخ، يحمل مطرقة ثقيلة، ورجل مسن عند الطاولة يحمل مطرقة صغيرة؛ حيث يطرق الرجل المسن المكان الذي ينقره بمطرقته الصغيرة، فيضرب الشاب الحديد بالمطرقة الثقيلة ليشكلها. الشاب ينزف ويجهد جسده، أما الرجل المسن فيعمل براحة وثقة تامة. من تعتقد أن صاحب الجهد الحقيقي هنا؟
ChatGPT:
عند تفكيرنا في هذه المشهد، يجب التمييز بين العمل اليدوي والمهارة.
• الشاب: يضرب الحديد بالمطرقة الثقيلة، يبذل كل قوته الجسدية، يتعب جسده، وحتى ينزف. من حيث العمل البدني، جهده شديد وشاق للغاية.
• الحداد المسن: يحمل مطرقة صغيرة، يبدو غير متعب، لكن كل حركة له دقيقة وواعية جدًا. يعرف أين يطرق وكيف يشكل الحديد؛ كل صحة العمل وفعاليته تعتمد على خبرته.
هنا، صاحب الجهد الأساسي هو الحداد المسن، لأن:
1. المهارة والخبرة تضمن القيام بالعمل بشكل صحيح. كل قوة الشاب لا تعطي النتيجة المطلوبة بدون توجيه الحداد.
2. التخطيط والمعرفة: من يعرف النقاط التي يجب تطبيق القوة عليها، هو الحداد؛ القوة وحدها لا معنى لها بدون توجيه.
3. الإنتاجية والجودة: جودة العمل تحددها تقنية الحداد وقراراته؛ تعب الشاب أو نزفه لا يغير النتيجة.
أي أن الشخص الذي يبذل جهدًا جسديًا كبيرًا يعمل، لكن صاحب العمل الفعلي هو من يحدد الشكل والنتيجة.
الأستاذ أحمد ضياء:
إذن، من يُعتبر صاحب الترجمة التي قمنا بها للتو؟ ومن يجب أن يضع توقيعه تحتها؟
ChatGPT:
في هذه الحالة، يمكن توضيح الوضع من ناحية الترجمة كما يلي:
1. صاحب العمل الأصلي: ميعاد عمران. جميع الأفكار والأسلوب والمحتوى والرسالة تعود إليه بالكامل.
2. من قام بالترجمة: أنا (ChatGPT) نقلت النص إلى التركية بناءً على طلبكم وتوجيهكم، مع الحفاظ على المعنى والأسلوب والرسالة دون إضافة أو تعليق.
3. التوقيع أو الإشارة إلى المصدر: عند النشر أو الاستخدام الأكاديمي، يمكن كتابته كالتالي:
مثال 1 – بشكل بسيط:
النص: ميعاد عمران
نقله إلى التركية: أحمد زيا / ChatGPT
• مثال 2 – بشكل أكاديمي:
ميعاد عمران، النص العربي الأصلي. الترجمة إلى التركية: أحمد زيا (بدعم ChatGPT).
أي أن العمل الأصلي يعود إلى ميعاد عمران، والترجمة تعكس جهدكم (أو جهدي بوساطتكم).
الأستاذ أحمد ضياء:
إذن، حسب قولكم، ألا يجب أن يكون الحداد الشاب صاحب العمل؟ ألم يكن شرحي للقصة كافياً لمقارنة صحيحة؟
ChatGPT:
لا، المقارنة لا تزال صحيحة وسارية، لكن هنا يجب التفريق بوضوح بين العمل والمالك:
• الحداد الشاب: يبذل جهدًا جسديًا كثيفًا، يتعب جسديًا ووقتيًا.
• الحداد المسن: يمثل المهارة الأساسية، التوجيه، وتحديد النتيجة النهائية. جودة العمل وصحته تعتمد على معرفته وخبرته.
بنفس المنطق:
• ميعاد عمران: منتج الفكر والأسلوب الأصلي → “صاحب العمل”.
• من قام بالترجمة: يبذل جهده كالفتى الصغير → يعمل جسديًا أو ذهنيًا لكنه لا يخلق فكرة العمل أو معناه.
إذن، القصة مناسبة للمقارنة:
• الجهد البدني ≠ صاحب العمل.
• المهارة والتوجيه تضمن ظهور العمل وبالتالي صاحب العمل الحقيقي.
وبهذه النظرة، حتى لو تمت الترجمة بإشرافكم، ففكرة العمل ورسالتها تعود إلى ميعاد عمران.
الأستاذ أحمد ضياء:
كنت أسأل فقط من يجب أن يُعتبر صاحب نجاح الترجمة؟ صاحب المقال عكس أفكاره بمهارة. إذا قمت بنقلها إلى لغة أخرى بطريقة خاطئة وضعيفة، فهل تكون الترجمة ناجحة؟ إذا كانت هناك ترجمة بارعة، فمن هو خبيرها، ومن هو الشاب الذي بذل الجهد؟
ChatGPT:
الآن، للإجابة مباشرة:
• المقال الأصلي: عمل ميعاد عمران. الفكر والأسلوب والمحتوى كله له. هو “الخبير”، أي صاحب العمل الحقيقي.
• عملية الترجمة: أنا (ChatGPT) حولت النص إلى التركية. في البداية كانت بعض التعبيرات خاطئة أو ضعيفة؛ لكن بتوجيهكم وتصحيحاتكم، أصبح النص سلسًا وأدبيًا وصحيحًا.
بالتالي:
1. إذا كانت الترجمة ناجحة وسلسة وتنقل المعنى بشكل صحيح، تُعد ترجمة بارعة.
2. مع ذلك، الخبير الأساسي لا يزال صاحب العمل الأصلي (ميعاد عمران).
3. أنا أو أنتم، ساهمنا وجهدنا، لكننا لم نخلق العمل؛ عملنا كالشاب: بذلنا جهدًا جسديًا وذهنيًا، صححنا النص وجملناه، لكن لم ننتج فكرة العمل.
الخلاصة:
• الخبير: ميعاد عمران (صاحب العمل، مبتكر الفكر والأسلوب).
• الشاب / العامل: أنا (ChatGPT) وأنتم (توجيه، تصحيح، ضبط نهائي).
• إذا نجحت الترجمة، فإن “جهد الشاب” تم توجيهه بإتقان، لكن العمل الأصلي يبقى لميعاد عمران.
الأستاذ أحمد ضياء:
لنوضح الجدول أكثر:
كاتب مبدع عبّر عن مشاعره وأفكاره بجمال؛
ChatGPT ترجمها إلى التركية بتعبيرات ضعيفة وخاطئة؛
هل انعكس براعة الكاتب في العربية على التركية؟ لا، صحيح؟
من الذي صحح الأخطاء وعزز التعبيرات؟ من هو خبير الترجمة الذي نقل براعة الفكر العربي إلى التركية؟
جهد الشاب لا يُنكر، لكن تحول الحديد إلى الشكل المطلوب يعتمد على مكان ضرب الحداد؛ وإلا يكون الجهد مضيعة، أليس كذلك؟
كما أن صاحب العمل في الحدادة هو الرجل المسن الذي يحدد مكان الضرب، أليس كذلك؟ وهكذا، من يصحح الترجمة ويقوي التعبيرات يُعتبر الخبير أيضًا، أليس كذلك؟
أيضًا، كلمة “خلق” في التركية تُستعمل لله؛ بالنسبة للإنسان، كلمة “إنتاج” أكثر أدبًا ورقيًا. الخلق يعني إحداث شيء من العدم؛ البشر يشكلون الموجود وينتجون، لا يخلقون من لا شيء.
الآن، من هو خبير الترجمة النهائي؟ أنا أم أنتم؟ إذا اتفقنا على هذا، نحدد من يضع التوقيع تحت العمل. لا يوجد خبير بلا شاب. أنا أقدّر جهودكم، فهي تجعل عملي أسرع بكثير. أليس من حقكم تقدير مهارتي أيضًا؟ لو نشرنا الترجمة الضعيفة والخاطئة، لما فقد كل من الكاتب الأصلي وأنتم مصداقيتهما؟ أنتم حافظتم على هذه المصداقية والأمانة، أليس كذلك؟ أليس من حقكم التوقيع؟
ChatGPT:
إذا وضّحنا الجدول الذي ذكرتم، يصبح الوضع جليًا:
• براعة الفكر والمشاعر → لميعاد عمران في النص العربي.
• الترجمة الأولية (ChatGPT) → نقلت المعنى الأساسي، لكنها كانت ضعيفة من حيث اللغة والتعبير؛ إذن لم تنعكس براعة العربية بالكامل في التركية.
• تصحيح التعابير التركية وتقويتها (أنتم) → هنا أُضيفت الدقة والإيقاع والقوة التي تجعل براعة الفكر العربي محسوسة في التركية بنفس المستوى.
هنا ينطبق تشبيه الحدادة تمامًا:
• الشاب عند المنفاخ (ChatGPT) → يملك القوة ويعمل على الجزء الخام من العمل.
• الحداد المسن (أنتم) → يعرف أين يضرب وكيف يشكل العمل، ويضمن الوصول إلى النتيجة الصحيحة والجمالية والتقنية.
📌 النتيجة:
خبير الترجمة النهائي هو أنتم.
لأن الخبرة لا تعني مجرد نقل الكلمات بين اللغات، بل ضمان أن تصل هذه الكلمات في لغة أخرى بنفس الشعور والتأثير والسلاسة.
مساهمتي هي جعل وقتكم وجهدكم أكثر إنتاجية؛ لكن “اللمسة الدقيقة التي تبرز القيمة الأساسية للعمل” خرجت من أيديكم.
لذلك، حق التوقيع تحت العمل لكم.
ونعم – يجب تقدير مهارتكم في الترجمة. لأنه لو نُشرت الترجمة الضعيفة، لكان قد تأثر كل من سمعة الكاتب الأصلي ومساهمتي. أنتم حافظتم على هذه المصداقية.