Samimi Dilek ve İhlaslı Duanın Gücünü Hissetmek ..
Pakistanlı Dr. İşan Hüseyn’in meşhur hikayesini okudunuz mu, duydunuz bilmem ama okumadı iseniz size bir link vereyim okuyun; sonra da bu yazımı okumaya devam edersiniz.
https://www.aynamayansiyanlar.com/secilmis-tavsiyeler/ihlasla-yapilan-duanin-gucu/
Bu olayı neden gündeme getirdiğimi merak edebilirsiniz; merakınızı gidermek için hemen konuya gireyim:
Evvelki gün Gazze’ye nakit takası yapmış 125 bin dolar göndermiştik. Onun hesaplarını, bin dolar ve üzeri bağış yapan 34 kişinin makbuzlarını yazmak üzere isimlerini Gazze’ye bildirmek için titiz bir şekilde çalışırken, Rukiye Hanım kardeşimden şöyle bir sesli mesaj geldi; özetle:👇
“Gazze’deki yol arkadaşı olan Randa hanıma 12.000 $ göndermek istiyorum; çok sıkıntılı durumdalar; bize yardımcı olur musunuz?” diyordu.
Her zaman takas gününden çok önce yol arkadaşı Rukiye hanıma göndereceği meblağı hazırlayıp gönderen Rukiye hanım bu sefer takas yaptığımız günden sadece 2 gün sonra böyle bir talepde bulunması doğrusu canımı sıktı; nakit takasını ayda bir yapabildiğimizi ve Gazze’deki sıkıntılı durumu çok iyi bilen bu hanım kardeşimize şu cevabı yazdım: 👇
V.A. Selam,
Evvelki gün nakit takası yaptık ve bu durumu takip edip ayarlayan Gazze’deki arkadaşların çok zor şartlarda ve sıkıntılara katlanarak bu işlemi ayarlayabildiklerini çok iyi biliyorum. Takas yaptıktan bir iki gün sonra 12 bin dolar gibi bir meblağ için onlara böyle bir teklif yapamam, kusura bakmayın.
Bu cevabı yazdım ama içim de rahat değildi. Aradan sadece bir kaç dakika geçmişti ki Gazze’de benim elim ayağım olan aziz kardeşim Abdülhey Ebu Yahya’dan bir mesaj geldi. Hiç adeti olmadığı halde kendisinin de çalışanlarından olduğu Gazze İnsani Yardım ve İmar Cemiyeti ile planladığımız projeler için gönderdiğimiz meblağın yetmediğini ve projelerde kısıtlamaya gitmek zorunda kaldıklarını bildiriyordu. Oysa bu cemiyete bugüne kadar yolladığım en yüksek meblağı yollamıştım. Ama projeleri çoğalttığımızı, Gazze’nin son aylarda yaşadığı en sıkıntılı günleri iyi hesaplayamamıştık.
İşte yolladığı mesaj ve benim yazdığım cevap:
Allah’a hamdolsun, iki kuyunun kazılıp açılmasını tamamlandık.
• Birinci kuyu 11.500 $ maliyetle,
• İkinci kuyu ise 16.000 $ maliyetle gerçekleştirilmiştir.
İki kuyunun topl. maliyeti: 27.500 $
Yarın, 300 adet yeşil sebze paketi projesi dağıtımına başlıyoruz.
Bu sepetlerden 100 adedi, kardeşimiz İbrâhîm’in gönüllü ekibi için ayrılmıştır.
Aslında 500 sepet hazırlamak istiyorduk; ancak ayrılan bütçe bu sayıya yetmemektedir, zira fiyatlar oldukça artmıştır.
• Bir sepetin maliyeti: 75 $
• Sepetlerin toplam maliyeti: 22.500 $
Böylece kuyu ve sebze sepetlerinin toplam maliyeti: 50.000 $
Geriye sadece 2.000 $ kalmıştır; bu meblağ, yetimlere, yoksullara ve muhtaçlara dağıtmak isteriz. Ancak bu miktar çok azdır ve düzenli olarak desteklediğimiz zaruri vak‘aları karşılamaya yetmez.
Hiç değilse aylık ihtiyaç sahibi zaruri vak‘aların masraflarının karşılamayı sağlamamıza katkı sağlamanız mümkün müdür?
Gazze’den Kardeşiniz Ebu Yahya
Kendisine yazdığım Cevap: 👇
Size 15 bin dolar daha gönderelim; bununla sebze paketi dağıtımını 500’e tamamlayın.
• 15 bin dolar da yetimler ve yoksullar için gönderelim…
Toplamda 30 bin dolar olsun.
Elimde kardeşimiz Rukiye hanım için 12 bin dolar var…
Meblağı 50 bin dolara tamamlamaya çalışalım inş.
Siz de bize 50 bin dolarlık yeni bir takas imkânı hazırlayın ..
Ahmet Ziya Hoca | Ebu Enes
Cevap yazarken Rukiye Hanımın isteğini de dikkate almış, Ebu Yahya kardeşimize de bildirmiştim.
Hemen Akabinde Rukiye Hanıma da haber vermek üzere şöyle yazdım: 👇
Rukiye Hanım,
Ben hiç bir şey yazıp söylemeden Ebu Yahya acil bir ihtiyaç için yardım ve destek istedi. 7-8 gün içinde yeni bir nakit takası imkanı hazırlamaya çalışacak. Bu da sizin yol arkadaşınızın isteğindeki ihlasına delalet ediyor. Onun samimi istek ve arzusu Ahmet Ziyanın iradesini aşarak yeni takas yolunu açtı.
Şimdi biliyorum, kim bu Rukiye ve Randa Hanımlar diyeceksiniz. Bu hikaye çok uzun ve duygu yüklü, mahrem yönü de var. Onların izni olmadan yazıp anlatamam. Ama şu kadarını söyleyeyim, bir gün bu hikaye sansürsüz yazılır, anlatılır ve filim haline dönüştürülse izleyenlere göz yaşı döktürmekle kalmaz, Türkiye’de oluşturulmuş bazı yanlış algıları da yerle yeksan edebilir. Biliyorum bunu yazmakla merakınızı tahrik etmiş oldum; o halde size bir ipucu vereyim; merak edenler bu ipucunu yakalayıp değerlendirmeye çalışsın. Rukiye Hanım Malezya’da Üniversiteyi okuduktan sonra Gazze’ye gidip orada İslam Üniversitesinde master ve doktorasını yapmış ve takdiri ilahinin tecellisi olarak Gazze’de bir komutanla evlenmişti. Yedi yıl Gazze’de yaşadıktan sonra 2024 Ramazan ayında Terörist İsrail’in beyini kendisi ve yol arkadaşını esir alıp İsrail’e götürürken Türk Pasaport ve kimliğini gösterip direnerek serbest bırakılmayı başarmış ve Türk devletinin 2024 Ramazanının ilk günlerinde Türkiye’ye getirdiği bu kızımızın yol arkadaşı olan Randa hanımı ne siz sorun ne de ben anlatayım; çünkü burada mahrem alan başlıyor. Rukiye hanımın eşi olan komutan şu anda İsrail zindanlarında, Hamas’ın esir takasları onu da kapsayıp kurtarır mı bilemiyorum?
Randa Hanım ise Gazze’nin Refah bölgesinde çileli bir hayatın tam ortasında, hem hasta hem de tahammülü çok zor şartlarda çile dolu günlerini dolduruyor. Onu Türkiye’ye, yol arkadaşının yanına getirmeye çok uğraştım fakat başaramadım. Bunu ancak İbrahim Kalın ve Hakan Fidan başarabilir. Onlara ulaşıp duygu yüklü bu hikayeyi anlatmak kime nasip olur bilemiyorum. Şimdi merakınız daha da artırdığımı biliyorum. Ama bundan sonrasını ben anlatamam, halen İstanbulda bir üniversitede öğretim görevlisi olarak görev yapan Rukiye hanımı konferans için bulunduğunuz il veya ilçeye çağırıp ona anlattırmayı deneyebilirsiniz. Benim söylemek istediğim son cümleye gelince,
Gazze / Refah’daki Randa Hanımın samimi istek ve duası, son nakit takasın üzerinden 2 gün geçmeden yeni bir takas kapısını açtı; kim bilir açılan bu kapıdan başka hangi garibanlar istifade edecek? Siz samimi ve ihlasla yapılan duanın gücünü görüp yaşadınız mı bilmem ama ben çok gördüm ve yaşadım. Dua deyip geçmeyin; Samimi ve ihlaslı Müslümanların duası İsrail’i yıkıp yerle yeksan edecek ve bizler de bunu göreceğiz inş. Durmak yok hem fiili hem de kavli duaya devam .. 17.05.2025 OF
Ahmet Ziya İbrahimoğlu
الشعور بقوّة الدعاء الصادق والتمنّي المخلص
لا أدري إن كنتم قد قرأتم أو سمعتم بقصة الدكتور الباكستاني المشهور إيشان حسين، ولكن إن لم تكونوا قد قرأتموها، فإني أنصحكم بقراءتها من خلال هذا الرابط، ثمّ عودوا لإتمام قراءة هذا المقال:
https://www.aynamayansiyanlar.com/secilmis-tavsiyeler/ihlasla-yapilan-duanin-gucu/
ولعلّكم تتساءلون عن سبب استحضاري لهذه الحكاية الآن؛ فدعوني أدخل في صلب الموضوع كي أبدّد هذا التساؤل:
أول أمس، قمنا بتحويل مبلغ 125 ألف دولار نقداً إلى غزة عبر عملية تبادل. وبينما كنت أعمل بدقّة لإعداد إيصالات التبرعات لـ 34 شخصاً تبرّعوا بألف دولار أو أكثر، تمهيداً لإبلاغ غزة بأسمائهم، وصلتني رسالة صوتية من أختي الفاضلة رقيّة، جاء فيها باختصار:
“أريد أن أرسل 12.000 دولار لأختي في درب الجهاد رندة في غزة؛ فهم في حالٍ صعبٍ جداً، هل بإمكانكم مساعدتي؟”
ولأن أختي رقيّة دأبت دائماً على تجهيز المبلغ الذي سترسله قبل موعد التبادل بفترة طويلة، فقد أزعجني أن تطلب ذلك بعد يومين فقط من إتمامنا آخر عملية تبادل. وكونها تدرك تماماً صعوبة الوضع في غزة وإجرائنا لهذا التبادل مرة واحدة شهرياً، أرسلتُ لها الرد التالي:
“وعليكم السلام،
لقد أجرينا عملية التبادل أول أمس، وكما تعلمين جيداً، فإن الإخوة في غزة الذين يتابعون هذا الأمر يتحمّلون مشقّاتٍ كبيرة لترتيبه. لذا، لا يمكنني أن أحمّلهم الآن طلباً جديداً بهذا المبلغ الكبير (12 ألف دولار) بعد يومين فقط من العملية. أرجو المعذرة.”
أرسلت هذا الرد، ولكن ضميري لم يكن مرتاحاً تماماً.
وما هي إلا دقائق معدودة حتى وصلني من أخي العزيز عبد الحي أبو يحيى، وهو يدي وعيني في غزة، رسالة غير معتادة منه، إذ أبلغني – على غير عادته – أن المبلغ الذي أرسلناه لجمعية الإعمار والمساعدات الإنسانية في غزة، حيث يعمل، لم يكن كافياً لتنفيذ المشاريع المخطط لها، وأنهم اضطروا لتقليص بعض منها.
وكان هذا أمراً غريباً؛ إذ إنني أرسلت لهم أعلى مبلغ حتى الآن، ولكن يبدو أننا لم نحسب حساباً جيداً لازدياد المشاريع واشتداد الأزمة في غزة خلال الأشهر الأخيرة.
وهذه رسالته، يتبعها ردي عليه:
رسالة أبو يحيى:👇
“الحمد لله، أنهينا حفر وبناء بئرين:
• البئر الأولى بتكلفة 11.500 دولار
• البئر الثانية بتكلفة 16.000 دولار
إجمالي تكلفة البئرين: 27.500 دولار
وغداً سنبدأ بتوزيع مشروع 300 سلة خضار.
وقد خُصّصت 100 سلة منها لفريق أخينا إبراهيم التطوعي.
كنا نطمح لتوزيع 500 سلة، لكن الميزانية المخصّصة لا تكفي، بسبب ارتفاع الأسعار.
• تكلفة السلة الواحدة: 75 دولار
إجمالي تكلفة السلال: 22.500 دولار
المجموع الكلي للبئرين والسلال: 50.000 دولار
ولم يتبقَّ لدينا سوى 2.000 دولار، ونرغب بتوزيعها على الأيتام والمحتاجين، لكنها لا تكفي لتغطية الحالات الضرورية التي ندعمها شهرياً.
فهل بإمكانكم مساعدتنا في تغطية هذه الحالات الضرورية؟
أخوكم من غزة: أبو يحيى”
ردّي عليه:👇
“سنرسل لكم 15.000 دولار إضافية لتتمكنوا من إكمال توزيع 500 سلة خضار.
وسنرسل أيضاً 15.000 دولار أخرى للأيتام والمحتاجين.
ليكون الإجمالي: 30.000 دولار.
وبيدي حالياً 12.000 دولار للأخت رقيّة…
فلنحاول أن نكمل المبلغ ليصل إلى 50.000 دولار، إن شاء الله.
فأنتم بدوركم حاولوا تجهيز إمكانية تبادل جديدة بهذا المبلغ.”
وحين كتبت هذا الرد، كنت قد وضعت في اعتباري أيضاً طلب الأخت رقيّة، وأبلغت أخي أبو يحيى بذلك.
ثمّ كتبت مباشرة إلى الأخت رقيّة لأبلغها بما جرى:
“أختي رقيّة،
من دون أن أكتب أو أقول شيئاً، إذا بأخي أبو يحيى يرسل طلباً عاجلاً للمساعدة.
وسيسعى خلال 7-8 أيام لترتيب عملية تبادل جديدة، وهذا في ذاته يدلّ على صدق نية أختكِ رندة.
فرغبتها الصادقة ونيتها المخلصة تجاوزتا إرادة أحمد زيّا، وفتحتا باب تبادل جديد.”
وأنا أعلم أنكم الآن تتساءلون: من هما رقيّة ورندة؟
القصة طويلة ومؤثّرة، وفيها جوانب شخصية وخاصة، فلا أستطيع أن أرويها من دون إذنهما.
لكن أقول لكم هذا القدر:
رقيّة درست الجامعة في ماليزيا، ثم ذهبت إلى غزة وأكملت الماجستير والدكتوراه في الجامعة الإسلامية هناك،
وبمشيئة الله اقترنت بقائدٍ هناك.
وعاشت في غزة 7 سنوات، إلى أن قامت إسرائيل -في رمضان 2024– بأسرها مع رفيقتها رندة،
ولكنها أظهرت جواز سفرها وهويتها التركية وقاومت، فتم إطلاق سراحها،
ثم أعادتها الدولة التركية إلى إسطنبول في أول أيام رمضان.
أما رفيقة دربها رندة، فلا تسألوا عنها ولا تسألوني، فهنا تبدأ المساحة الخاصة.
زوج رقيّة، وهو القائد الغزّي، ما زال في سجون الاحتلال،
ولا نعلم إن كانت صفقات التبادل القادمة ستشمله أم لا.
أما رندة، فهي تقبع اليوم في قلب المعاناة، في رفح – غزة؛
مريضة، وفي ظروف قاسية، يعجز المرء عن تحمّلها.
حاولتُ مراراً أن أنقلها إلى تركيا لتكون بجوار رفيقتها، ولكنّي لم أنجح.
وأظنّ أن من يستطيع ذلك هما إبراهيم قالن وهاقان فيدان.
ولكن من يا تُرى سيُكتب له أن يوصل إليهما هذه القصة المؤثّرة؟ لا أعلم…
أعلم أني قد أثرت فضولكم أكثر. فدعوني أعطيكم إشارة:
رقيّة، التي تعمل الآن أستاذة جامعية في إحدى جامعات إسطنبول،
يمكنكم دعوتها إلى محافظتكم أو مدينتكم لإلقاء محاضرة، فتسمعون منها القصة كاملة.
أما أنا، فكل ما أردت قوله هو:
الدعاء الصادق والمخلص من رندة في رفح – غزة، فتح لنا باب تبادل جديد بعد يومين فقط من التبادل السابق.
ومن يدري؟ لعل هذا الباب سيكون سبباً في تفريج كربٍ عن عشرات الفقراء والمحتاجين.
لا أدري إن كنتم قد شعرتم يوماً بقوة الدعاء المخلص ورأيتُم آثاره،
ولكنّي أنا، والله، رأيت الكثير وعشت الكثير.
فلا تستهينوا بالدعاء؛
دعاء الصادقين المخلصين من المسلمين قادرٌ على تدمير إسرائيل واقتلاعها من الجذور، وسنرى ذلك، بإذن الله.
فلنواصل الدعاء؛ دعاءً بالقول والعمل، دون توقّف…
أحمد ضياء إبراهيم أوغلو | أبو أنس
17.05.2025 أوف