Kadının ve Erkeğin Yaratılış Özellikleri, Etkileşim Şartları ve Tesettür: Fıtrî, Ruhî ve İnsanî Boyutlarıyla Kapsamlı Bir Tahlil
Özet
Bu inceleme; kadın ile erkeğin yaratılışında bulunan bakma, algılama, gönül, yöneliş ve nefis farklarını; bu farkların karşı cinsle etkileşimde doğurduğu sonuçları; görüntü tesiri ile tahrik arasındaki ayrımı; tesettürün fıtrata uygun koruyucu yönünü; edep ve hayânın insan ruhundaki yerini; Kur’ân ve Sünnet’in bu konuya dair getirdiği ölçüleri ve çağdaş incelemelerle uyumunu ele almaktadır[1][2][3][4][5][6][7][8][9][10].
Çalışmanın ana tezi şudur:
İnsan kendi fıtratını tanımadan karşı cinsle ölçülü, sâlim ve helâl bir bağ kuramaz. Tesettür ve hayâ, yalnızca örtünme değil; nefsi, gönlü, aileyi ve toplumu koruyan ilâhî bir kalkandır.
Giriş
Kadın ve erkek, yaratılış itibarıyla birbirini tamamlayan iki çizgidir. Bu farklılık, bir üstünlük değil; insana yüklenen imtihanın ve hikmetin tecellisidir. Kur’ân, insanın bu fıtrî farklılığı bilerek yaşamasını istemiş; bu sebeple hayâ ve tesettürü insanlığın ilk sığınağı olarak göstermiştir[1].
Âdem aleyhisselâmın cennetteki ilk sözü, “Ben çıplağım” ifadesiyle hayâ nidası olmuştur[2]. Bu da hayânın insanın özüne işlenmiş bir cevher olduğunu gösterir. Kur’ân’da da örtünme “rahmetten örülmüş bir kalkan” olarak sunulur[2][3].
Meselenin Çerçevesi
Kadın ve erkeğin yaratılış farkı üç ana sahada belirginleşir:
1. Görme ve algılama sahası: Nereye baktıkları, neyi seçtikleri, neyi önemsedikleri birbirinden farklıdır.
2. Gönül ve yöneliş sahası: İlgi, beğenilme arzusu, güven ihtiyacı, yöneliş tarzı farklı temellere dayanır.
3. Nefis ve istek sahası: Tahrik eşiği, nefis baskısı ve taşkınlık eğilimi aynı değildir.
Bu farklılığı bilmemek iki büyük yanlışa kapı açar:
• Kadın: “Ben böyle bir görüntüden etkilenmiyorum; o hâlde erkek de etkilenmez.”
• Erkek: “Ben değil, o beni kışkırttı.”
Hâlbuki her iki hüküm de fıtratın gerçeğine aykırıdır.
Görüntü Tesiri ve Tahrik Arasındaki Fark ve Ayrım
Bu bölüm çalışmanın omurgasıdır.
Görüntü Tesiri
Görüntü tesiri; insanın kalbini ve idrakini uyanıklığa sevk eden, bakılan şeyde bir anlam ve ilgi uyandıran tabiî bir etkidir.
Bu tesir:
• aklı kapatmaz,
• nefsi çalkalamaz,
• taşkınlık doğurmaz,
• insanı ölçü içinde tutar.
Kadında da erkekte de bulunur; ancak şiddeti ve ortaya çıkış sebebi farklıdır[4][5].
Tahrik
Tahrik; nefsi yükselten, iç dengeyi bozan ve iradeyi bastırarak kişiyi aceleci ve sınır tanımaz bir yönelişe sürükleyen baskıdır.
Tahrik:
• gönül huzurunu dağıtır,
• aklın hükmünü zayıflatır,
• bakıştan davranışa uzanan bir kayma meydana getirir.
Aradaki temel fark:
• Görüntü tesiri idrakin alanıdır.
• Tahrik ise nefsin alanıdır.
Bu ayrımı bilmeyen kişi hem kendine hem topluma zarar verebilir[5][6].
Kadının Fıtratındaki Temel Özellikler
1. Göze dayalı uyarılmaya az meyil
Kadın, görüntü yoluyla iç dünyasında hızlı bir nefis ateşlenmesi yaşamaz. Nefis ateşlenmesini kadın sadece dokunma ve elleme ile yaşar. Bu sebeple kendi duyarlılığını umumî ölçü zannedebilir. Bu durum çoğu kadın için tabiîdir[6][7].
2. Beğenilme ve kabul görme arzusu
Kadının yaratılışında “beğenilmek, değer görmek ve kabul edilmek” güçlü bir duygudur. Bu güzel duygu sınırını aşarsa, kadın farkında olmadan erkeğin nefsini tahrike açık hâle getirebilir[8].
3. Etkisinin farkında olmama
Kadın, kendi bakışının ve davranışının erkekte nasıl bir etki oluşturduğunu bilmeyebilir. Çünkü kendisi aynı tesiri yaşamaz; kadının tahriki dokunma ve elleme ile gerçekleşir[8][9]. Erkek böyle değildir.
Erkeğin Fıtratındaki Temel Hususiyetler
1. Göze dayalı uyarılmada hızlılık
Erkek, gördüğü şeyle çabuk etkilenir; bu etki çoğu zaman ansızın doğar. Bu husus ne bir eksiklik ne de bir ayıptır; bilakis aile düzeninin devamı için lüzumlu bir özellik ve aynı zamanda bir imtihan sahasıdır[10].
2. “Kendimi tutarım” vehmi
Erkek, iradesine gereğinden fazla güvenir. Oysa ansızın gelen bir görüntü, iradeyi zorlayabilir. Bu sebeple Kur’ân önce erkeklere “bakışlarını indirmelerini” emretmiştir[3].
3. Suçu kadına yükleme eğilimi
Böyle bir yöneliş, hayânın zayıflayıp sarsıldığını gösterir. Müminin doğru tavrı ise şudur: ‘Ben gözümü korusaydım, bu hataya düşmezdim[9][10].
Tesettürün Koruyucu Yapısı
Tesettür:
• Kadını yabancı bakışların taşkınlık doğurabilecek yönünden korur,
• Erkeğin nefsindeki hızlı ateşlenmeyi dizginler,
• Aileyi muhafaza eder,
• Toplumu fesattan uzak tutar,
• İnsanı fıtratına uygun ölçüde yaşatır.
Tesettür yalnızca bir örtü değil; rahmetten örülmüş bir kalkandır.
Hayâ ise bu kalenin iç setidir[1][2][3][4].
İçtimâî ve Ahlâkî Yön
Kadın ve erkek arasındaki sınır ve ölçü, toplumun iç huzurunun temelidir. Ölçüler gevşediğinde:
• Aile çözülür,
• Sadakat zayıflar,
• Kalp kirlenir,
• Toplum fitneye açık hâle gelir.
Tesettür, bu bozulmanın önüne çekilmiş ilâhî bir settir[5][6][7].
Takip Edilen Yol
1. Kur’ân ve Sünnet incelemesi: Fıtrat, edep, hayâ ve tesettür bahsi[1][2][3][4].
2. Tasavvuf ve ahlâk kitaplarının taranması: Gazâlî, İbn Atâullah, İmâm Rabbânî ve diğerleri[4][5][6].
3. Çağdaş tahlillerin gözden geçirilmesi: İnsan davranışı, bakışın tesiri, nefis baskısı ve aile yapısına dair çeşitli incelemeler[7][8][9][10].
Sonuç:
1. Kadın ve erkek yaratılış bakımından farklıdır; bu fark hikmet içindir.
2. Kişi fıtratını bilmeden karşı cinsle sâlim bir bağ kuramaz.
3. Görüntü tesiri ile tahrik arasındaki ayrım hayatîdir.
4. Tesettür ve hayâ, insan tabiatına en uygun sığınaktır.
5. Bu ölçüye uyan huzur bulur; uzaklaşan nefsiyle çarpışır.
Bir derviş sözünü hatırlayalım:
“Kendini bilen, Rabbini bilir; kendini bilmeyen, neye yöneldiğini bilmez.”
Sözün Özü
Ey insan!
Kadının, erkek fıtratını kabartan tavır ve kıyafetlerle herkese açık alanlarda aleni bir şekilde boy göstermesi özgürlük değil, düpedüz bir haksızlıktır. Çünkü hiçbir hak, başka bir insanın nefsini, kalbini veya neslini tehlikeye atma yetkisi vermez. Özgürlüğün sınırı, başkasının ruhuna ateş düşürdüğü noktadır.
Bu davranış yalnızca karşı cinse zarar vermez; en büyük darbe, teşhir edilen bedenin sahibine iner. Zira beden bir süre sonra “nesne” muamelesi görür, ruhu, şerefi, iffet ve huzuru birer birer eksilir. Korunmayan kadın, korunamaz.
Kapitalist düzen, şeytanın en modern kılıfıyla gelir: “Dilediğin gibi giyin, dilediğin gibi yaşa!” der. Bu söz kulağa özgürlük gibi gelir; fakat gerçekte insanı ağır bir esaret zincirine bağlar. Kadın ve erkek, bu oyunla birer tüketim aracı hâline getirilir; bedenleri reklamların, ruhları ekranların elinde parçalanır. Sonuç: Ne kadın kadın kalır, ne erkek erkek, ne de aile aile…
Uyan, ey insan! Yaradan’ın çizdiği sınır, seni zincire vurmak için değil, ateşten korumak içindir. O sınırları aşan, kendi eliyle kendini ateşe atar; riayet eden ise hem dünyada izzet, hem âhirette saadet bulur.
İşte sözün özü şudur: Kadın ve erkek, birbirlerinin fitnesi değil, birbirlerinin emaneti ve tamamlayıcısıdır. Bu emaneti korumak, yalnızca Allah’ın koyduğu sınırlarla mümkündür:
• Gözü haramdan sakınmak,
• Bedeni örtmek,
• Kalbi hayâ ile donatmak.
Kim bu sınırları korursa, hem kendi nefsini hem eşini hem evladını hem de bütün bir nesli muhafaza eder. Kim ihlâl ederse, nefsinin ve şeytanın esiri olur; dünyada huzursuz, âhirette perişan olur.
Seçim senindir, ey insan: Ya Rabbinin merhamet kalkanlarını kuşanıp izzetle yaşarsın; ya da “özgürlük” maskesi altında şeytanın tuzağına düşüp zilletle yanarsın.
Hazırlayan: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
10 Aralık 2025 – Üsküdar
Dipnotlar:
[1] Müfessirlerin çoğu, A‘râf 27’nin bu manayı işaret ettiğini belirtir.
[2] A‘râf 26.
[3] Nûr 30.
[4] Gazâlî, İhyâ, Nikâh ve Edep bölümleri.
[5] İmam Rabbânî, Mektûbât, 1/30; 1/266.
[6] İbn Atâullah, Hikem, hayâ bölümleri.
[7] Bera b. Âzib’den rivayet edilen hayâ hadisi (Buhârî, Îman).
[8] Tesettür ve yabancı bakış üzerine yapılan çağdaş inceleme örnekleri.
[9] Aile çözülmesi ve bakışın tesiri üzerine toplumsal tahliller.
[10] Nefs ve yöneliş üzerine çağdaş davranış incelemeleri.
ترجمة من التركية إلى العربية: 👇
خصائص خلق المرأة والرجل، شروط التفاعل والحجاب: دراسة شاملة للأبعاد الفطرية والروحية والإنسانية
الملخص
تتناول هذه الدراسة الفروق الفطرية بين المرأة والرجل في النظر والإدراك والقلب والتوجه والنفس، والنتائج التي تنشأ عن هذه الفروق في التفاعل مع الجنس الآخر، والفارق بين تأثير المشاهدة والتحريك، والجانب الوقائي للحجاب وفق الفطرة، ومكانة الحياء والأدب في النفس البشرية، والمعايير التي وضعها القرآن والسنة في هذا المجال، وملاءمتها مع الدراسات المعاصرة[1][2][3][4][5][6][7][8][9][10].
وأهم أطروحة هذه الدراسة هي:
لا يمكن للإنسان أن يقيم علاقة سليمة ومشروعة مع الجنس الآخر دون أن يعرف فطرته. الحجاب والحياء ليسا مجرد ستر؛ بل هما حصن إلهي يحمي النفس والقلب والأسرة والمجتمع.
المقدمة
المرأة والرجل هما خطان متكاملان في الخلق. هذا الاختلاف ليس تفوقًا، بل هو تجلٍّ للحكمة والابتلاء المفروض على الإنسان. وقد أراد القرآن للإنسان أن يعيش هذا الاختلاف الفطري بوعي، لذلك أظهر الحياء والحجاب كملاذ أول للإنسانية[1].
وكان أول تعبير عن الحياء في جنة آدم عليه السلام قوله: “إني عريان”[2]، مما يدل على أن الحياء جوهر فطري في الإنسان. والقرآن يعرض الحجاب على أنه “درع مغطى بالرحمة”[2][3].
إطار المسألة
تتجلى الفروق الفطرية بين المرأة والرجل في ثلاثة مجالات رئيسية:
- مجال النظر والإدراك: اتجاه النظر، اختيار الأشياء، وتقدير الأمور تختلف بين الجنسين.
- مجال القلب والتوجه: الاهتمام، الرغبة في التقدير، الحاجة إلى الأمان، وأنماط التوجه قائمة على أسس مختلفة.
- مجال النفس والرغبة: عتبة التحريك، ضغط النفس، واتجاهات الانفلات ليست متشابهة.
جهل هذه الفروق يؤدي إلى خطأين كبيرين:
- المرأة: “أنا لا أتأثر بهذا المنظر، إذًا الرجل أيضًا لن يتأثر.”
- الرجل: “ليست غلطتي، بل هي التي أثارتني.”
وكلا الحكمين معا يخالفان الحقيقة الفطرية.
تأثير المشاهدة والتحريك
هذا القسم يشكل العمود الفقري للدراسة.
تأثير المشاهدة
تأثير المشاهدة هو التأثير الطبيعي الذي يوقظ القلب والعقل، ويثير الاهتمام والمعنى فيما يُنظر إليه.
هذا التأثير:
- لا يغلق العقل،
- لا يضطرب النفس،
- لا يولد الانفلات،
- يحافظ على التوازن.
ويوجد هذا التأثير عند المرأة والرجل، لكن شدته وأسبابه مختلفة[4][5].
التحريك
التحريك هو الضغط الذي يرفع النفس، ويخل بالتوازن الداخلي، ويقمع الإرادة، ويدفع الشخص إلى التوجه العاجل وغير المحدود.
التحريك:
- يشتت راحة القلب،
- يضعف حكم العقل،
- يخلق انحرافًا من النظر إلى السلوك.
الفارق الأساسي:
- تأثير المشاهدة هو مجال الإدراك.
- التحريك هو مجال النفس.
من يجهل هذا الفارق يضر بنفسه وبالمجتمع[5][6].
الخصائص الفطرية للمرأة
- قلة الميل للتحريك البصري
المرأة لا تعيش تحريكًا سريعًا للنفس عند المشاهدة. التحريك يحدث فقط باللمس. لذا قد تظن المرأة أن حساسيتها هي المعيار العام. وهذا طبيعي لمعظم النساء[6][7]. - الرغبة في التقدير والقبول
الرغبة في أن تُقدّر المرأة وتُحترم ويُقبل وجودها شعور فطري. إذا تجاوزت هذه الرغبة حدها، قد تجعل الرجل غير واعٍ معرضًا للتحريك[8]. - عدم الوعي بتأثيرها
قد لا تعرف المرأة كيف تؤثر نظراتها وسلوكها على الرجل، لأنها لا تختبر نفس التأثير؛ فالتحريك عند المرأة يحدث باللمس[8][9].
الخصائص الفطرية للرجل
- التحريك السريع بالعين
الرجل يتأثر بسرعة بما يرى؛ وغالبًا ما يحدث هذا التأثير فجأة. هذا ليس نقصًا ولا عيبًا، بل ميزة ضرورية لاستمرار الأسرة وميدان ابتلاء[10]. - وهم السيطرة على النفس
يرتكب الرجل خطأً بالثقة المفرطة في إرادته. المنظر المفاجئ قد يتجاوز إرادته، لذلك أمر القرآن الرجال أولاً بخفض الأبصار[3]. - ميل تحميل الخطأ على المرأة
هذا التوجه يظهر ضعف الحياء وتزعزعه. والسلوك الصحيح للمؤمن: “لو كنت أحمي بصري لما وقعت في هذا الخطأ”[9][10].
البنية الوقائية للحجاب
الحجاب:
- يحمي المرأة من الانفلات الناتج عن النظرات الأجنبية،
- يكبح التحريك السريع في نفس الرجل،
- يحفظ الأسرة،
- يقي المجتمع من الفساد،
- يجعل الإنسان يعيش وفق فطرته.
الحجاب ليس مجرد غطاء، بل درع منسوج بالرحمة، والحياء هو السور الداخلي لهذا الدرع[1][2][3][4].
البعد الاجتماعي والأخلاقي
الحدود بين المرأة والرجل هي أساس السلام الاجتماعي. عندما تتراخى:
- تتفكك الأسرة،
- تضعف الوفاء،
- تتلوث القلوب،
- يصبح المجتمع معرضًا للفتنة.
الحجاب هو سد إلهي يمنع هذا الانحلال[5][6][7].
المنهج المتبع
- دراسة القرآن والسنة: الفطرة، الأدب، الحياء والحجاب[1][2][3][4].
- مراجعة كتب التصوف والأخلاق: الغزالي، ابن عطاء الله، الإمام الرباني وغيرهم[4][5][6].
- الاطلاع على التحليلات المعاصرة: سلوك الإنسان، تأثير النظرات، ضغط النفس، ودراسات على الأسرة[7][8][9][10].
الخاتمة
- المرأة والرجل مختلفان فطريًا، وهذا الاختلاف حكمة.
- لا يمكن للإنسان إقامة علاقة سليمة مع الجنس الآخر دون معرفة فطرته.
- التمييز بين تأثير المشاهدة والتحريك أمر حيوي.
- الحجاب والحياء هما الملاذ الأنسب للطبيعة البشرية.
- من يلتزم بهذا المعيار يجد الطمأنينة، ومن يبتعد يصطدم بنفسه.
قال أحد الأولياء:
“من عرف نفسه عرف ربه، ومن لم يعرف نفسه لم يعرف وجهته.”
جوهر القول
يا إنسان!
إن ظهور المرأة في الأماكن العامة بملابس وتصرفات تثير فطرة الرجل ليس حرية، بل ظلم صارخ. فلا أحد يمتلك حقًّا أن يهدد نفسَ الآخر، قلبه أو نسله. حدود الحرية حيث يلحق المرء ضررًا بروح غيره.
ولا يضر هذا الفعل الجنس المقابل فحسب، بل يقع أفظع الضرر على صاحبة الجسد المعرض. فالجسد بعد وقتٍ قصير يُعامل كـ”شيء”، وتتراجع روحها وكرامتها وعفتها وسكينتها واحدة تلو الأخرى. فالمرأة غير المحصنة لا تُحمى.
ويأتي النظام الرأسمالي، بلباس الشيطان الحديث: “البس ما شئت، عش كما تريد!” فالكلمة تبدو للسامع حرية، لكنها في الحقيقة أقسى أغلال العبودية. وبهذه الخدعة يُصبح كل من المرأة والرجل سلعةً للاستهلاك؛ تتفتت أجسادهم على لوحات الإعلانات، وتُقطع أرواحهم على شاشات العرض. النتيجة: لا تبقى المرأة كما هي، ولا الرجل كما هو، ولا الأسرة كما ينبغي…
فكن واعيًا، يا إنسان! إن الحدود التي رسمها الخالق ليست لتقييدك، بل لتحميك من النار. من تجاوز هذه الحدود يُلقي بنفسه في النار بيده، ومن التزم بها يجد عزّة في الدنيا وسعادة في الآخرة.
وجوهر القول: المرأة والرجل ليسا فتنةً لبعضهما، بل أمانةً وإكمالًا متبادلًا. والحفاظ على هذه الأمانة ممكن فقط باتباع حدود الله:
• حفظ البصر عن المحرم،
• ستر الجسد،
• تزويج القلب بالحياء.
ومن حافظ على هذه الحدود حفظ نفسه وزوجَه وولده وجيلَه كله. ومن انتهكها صار عبدًا لنفسه وللشيطان، حزينا في الدنيا، تائهاً في الآخرة.
الاختيار لك، يا إنسان: إما أن ترتدي دروع رحمة ربك وتعيش بالعزّة، أو تقع في فخ الشيطان تحت شعار “الحرية” وتحترق بالذلّ.
المعد: أحمد ضياء إبراهيم أوغلو
10 ديسمبر 2025 – أسكودار
الهوامش:
[1] أغلب المفسرين يشيرون إلى أن الآية 27 من الأعراف تدل على هذا المعنى.
[2] الأعراف 26.
[3] النور 30.
[4] الغزالي، الإحياء، أقسام الزواج والأدب.
[5] الإمام الرباني، المکتوبات، 1/30؛ 1/266.
[6] ابن عطاء الله، الحكم، قسم الحياء.
[7] حديث برا بن عازب عن الحياء (البخاري، الإيمان).
[8] دراسات معاصرة عن الحجاب والنظرات الأجنبية.
[9] تحليلات معاصرة عن تفكك الأسرة وتأثير النظرات.
[10] دراسات سلوكية معاصرة عن النفس والتوجه.