Dünya Tarihinde Eşi Benzeri Olmayan Uygulama Maalesef Bizde Olmuştur.

Oda harf devrimi dir.

Eğer Bugün Yeni Bir Harf İnkılabı Olsa…
Bugün biraz beyin egzersizi yapalım.
Bir sabah uyanıyorsun; haberlerde devletin yeni bir açıklaması var:
Artık Latin harfleri yasak. Bugünden itibaren Rus veya Çin alfabesine benzeyen yeni bir yazı sistemi kullanacağız.”
Bir anda her şey değişiyor. Tabelalar, kitaplar, dersler, belgeler… Ve benzeri her şeyi…

Bunların hiçbirini okuyamıyorsun.
Sokaktaki insan da okuyamıyor.
Çocuğun okuldan geliyor, elinde yeni bir alfabe defteri. Ama o da bilmiyor.
Öğretmen yok, altyapı yok, kitap yok.
Yalnızca bir emir var. “Bugünden itibaren herkes bu harfleri öğrenecek!”
Ve sen sormadan edemiyorsun:
Bu mu ilerleme?
Bu mu modernleşme?
Yoksa sadece başka bir karanlığın kapısı mı?

Biri çıkmış diyor ki:
Kendi yolumuzu bulmalıyız.”
Laiklik her adımı ile hedefimizdir.
Ama o “kendi yolu” dediği şey, başkalarının harfleri, başkalarının düşünce sistemi.
Yani bir kez daha bize ait olmayan bir dünyayı kopyalıyoruz.
Bir kez daha insanımızı, belleğimizi, dilimizi, geçmişimizi resetliyoruz.

Peki sonuç ne olurdu?
Bir gecede on milyonlarca insan cahil kalırdı.
Gazetesini okuyamayan, çocuğunun ödevini anlayamayan, dedesinin mezar taşını çözemeyen bir toplum…

Bir milletin kültürel belleği bir gecede silinir mi?
Evet, silinir.
Bir alfabe değişikliğiyle bile insanın kimliği, hafızası, düşünce biçimi paramparça olur.
“Eğitim” mi, Asimilasyon mu?
Kitap yok, kaynak yok, öğretmen yok…

Ne yaparsın?
Rusya’dan veya Çin’den öğretmenler transfer edersin.
Onlar sistemi öğretir, ama senin dilini değil; senin kimliğini unuttururlar.

O öğretmenlerin genleri Türk değildir, yaşam tarzları farklıdır, inançları farklıdır.

Sen ise farkında olmadan onların aynasına bakarsın ve yavaş yavaş asimile olursun.
Bir bakarsın, sen artık sen değilsin.
Kanın Türk, ama düşüncen, yaşam şeklin, giyim kuşamın, ibadetin, özlemlerin, özentilerinle bir Sovyet’e veya Çin’e dönüşmüşsün.
Üstelik bunu fark etmeden, hatta isteyerek yapmışsın.
Çünkü sana “uygarlık” diye dayatılan şey, aslında kimliksizliktir.

Ve sonra biri kalkar, “Ama bu yeni harfler dilimize daha uygun,” der.
O zaman sormak gerekir:
Diline uygun olan şey mi önemli, yoksa aklına uygun olan?
Diline uygun diyerek aklını teslim eden insan, kendi cahilliğini fark etmez.
Çünkü gerçek cehalet, okuma-yazma bilmemek değil; neden okuduğunu, niçin yazdığını unutmaktır.

Bugün bir harf devrimi daha yapılsa,
Latin harflerini “Batılı” diye çöpe atıp Rus veya Çin harflerini “bizim” diye benimsesek, farkına varmadan kendi sesimizi, kendi kelimemizi, kendi benliğimizi başka bir kültürün kalıbına dökeriz.
Ve tarih bir kez daha tekerrür eder:
Biz yine başkalarının harfleriyle kendi hikâyemizi anlatmaya çalışırız.

Ama şunu unutma:
Bir milletin aklı harflerinde değil, düşünme cesaretindedir.
O cesareti kaybettiğinde, hangi harfi kullanırsan kullan, artık okuyamazsın ne geçmişini, ne de geleceğini.

İşte bu zehirden daha ağır uygulama, Necip Müslüman Türk Milletine dayatılarak tarihi unutturulup cahil bir toplum haline getirilmiş olunduk.
Akabindede batı ahlak ve zehiri ile nesiller o gün bu gün zehirlenip özünden ve Müslümanlıktan koparılma ile baş başa bırakılmıştır.
Allah encamımızı hayr eylesin.
10.11.2025
Yusuf Şahin
Emekli Müftü
Orhangazi/Bursa

ترجمة من التركية إلىالعربية: 👇

تجربة لا مثيل لها في تاريخ العالم… للأسف حدثت عندنا نحن

إنها «ثورة الحروف»!

لو فُرِضَت اليوم ثورة حروفٍ جديدة…

فلنقم اليوم بتمرينٍ عقليٍّ بسيط:

تستيقظ في صباحٍ ما، فتسمع في الأخبار إعلانًا رسميًّا يقول:

«اعتبارًا من اليوم، تُمنَع الحروف اللاتينية، وسنستعمل نظام كتابةٍ جديدًا يشبه الأبجدية الروسية أو الصينية».

وفي لحظةٍ واحدةٍ يتغيّر كل شيء:

اللافتات، الكتب، الدروس، الوثائق، وكلّ ما إلى ذلك…

لا تستطيع قراءة شيء، ولا أحد في الشارع يستطيع.

يعود ابنك من المدرسة ومعه دفترٌ يحمل أبجديةً جديدة، لكنه لا يعرفها هو أيضًا.

لا معلّم، ولا بنية تحتية، ولا كتب.

أمرٌ واحد فقط:

«على الجميع من اليوم أن يتعلّم هذه الحروف!»

فتسأل نفسك:

أهذه هي النهضة؟

أهذه هي الحضارة والتقدّم؟

أم هو بابٌ جديد إلى الظلمات؟

يخرج أحدهم ليقول:

«يجب أن نجد طريقنا الخاص!»

ثم يضيف: «العلمانية هي هدفنا في كل خطوة».

ولكن هذا «الطريق الخاص» الذي يتحدّث عنه، هو في الحقيقة طريق الآخرين، حروف الآخرين، وفكر الآخرين.

إنه تكرارٌ جديدٌ لنسخ عالمٍ لا ينتمي إلينا.

فنقوم من جديد بمسح ذاكرتنا، وهدم لغتنا، وإعادة تشغيل ماضينا وهويّتنا.

فماذا ستكون النتيجة؟

في ليلةٍ واحدةٍ يصبح عشرات الملايين من الناس أميّين.

شعبٌ لا يستطيع قراءة صحيفته، ولا فهم واجب ابنه المدرسي، ولا قراءة كتابةٍ على شاهد قبر جدّه.

أتُمحى ذاكرة أمّةٍ كاملةٍ في ليلةٍ واحدة؟

نعم، تُمحى.

فمجرد تبديل الأبجدية كافٍ لتمزيق هوية الإنسان وذاكرته وطريق تفكيره.

أهو «تعليم» أم «استيعاب» قسريّ؟

لا كتب، لا مصادر، لا معلّمين…

فماذا تفعل؟

تستورد معلمين من روسيا أو الصين، ليعلّموك النظام الجديد.

لكنهم لا يعلّمون لغتك، بل يعلّمونك أن تنسى هويتك.

هؤلاء المعلّمون لا يحملون جيناتك، ولا يعيشون حياتك، ولا يؤمنون بإيمانك.

وأنت، من حيث لا تدري، تنظر في مرآتهم، حتى تُصبح مثلهم قليلًا قليلًا.

وإذا بك بعد زمنٍ لستَ أنتَ.

دمك تركيّ، لكنّ فكرك، ولباسك، وعبادتك، وذوقك، وأحلامك، وشهواتك أصبحت أقرب إلى سوفييتيٍّ أو صينيٍّ منكَ إلى نفسك.

والمصيبة أنك تفعل ذلك عن رضا، لأنّ ما فُرض عليك باسم «التمدّن» لم يكن سوى انتحارٍ للهويّة.

ثم يقوم آخر ليقول:

«لكن هذه الحروف الجديدة أنسبُ للغتنا!»

وهنا ينبغي أن نسأل:

أالمهم أن تكون الحروف مناسبةً للسانك أم مناسبةً لعقلك؟

من يسلّم عقله بحجّة أنّ الحروف تناسب لغته، لا يدرك أنه سلّم نفسه للجهل.

فالجهل الحقيقيّ ليس أن تجهل القراءة والكتابة، بل أن تنسى لماذا تقرأ ولأيّ غايةٍ تكتب.

ولو فُرضت اليوم ثورةُ حروفٍ جديدة،

فطرحنا الحروف اللاتينية باعتبارها «غربية»، واعتمدنا الحروف الروسية أو الصينية باعتبارها «وطنية»،

لكُنّا دون أن نشعر نذيب صوتنا وكلماتنا وذاتنا في قالب ثقافةٍ غريبة.

ولأعاد التاريخ نفسه:

نحاول مجددًا أن نروي قصّتنا بأبجدية الآخرين.

لكن لا تنسَ هذه الحقيقة:

عقل الأمة لا يكمن في حروفها، بل في شجاعتها على التفكير.

فإذا فقدت تلك الشجاعة، فلن تفهم ماضيك ولا مستقبلك، أيًّا كانت الحروف التي تكتب بها.

وهكذا فُرضت هذه التجربة المسمومة على الأمة التركية المسلمة النجيبة، فأنستها تاريخها، وجعلتها أمةً جاهلة بعد أن كانت منارةً.

ثم سُمِّمَت أجيالُها بأخلاق الغرب وسمومه، فابتعدت عن أصلها ودينها، ولا تزال تعاني من ذلك حتى اليوم.

نسأل الله أن يختم عاقبتنا بخير.

10 / 11 / 2025

يوسف شاهين

المفتي المتقاعد – أورهانغازي / بورصة

المترجم: أحمد ضياء إبراهيم أوغلو