Teşekkürler Gazze ..

Teşekkürler Gazze!
Edhem Şarkavi

Bir yıl önce, Gazze’de yetim kalan çocukların sayısıyla ilgili bir haber izlerken eşim bana şöyle dedi:
“Savaş bittiğinde, Gazze’den yetim çocuklar getirelim ve onları kendi çocuklarımızla birlikte büyütelim!”
Ben de ona dedim ki:
“Savaş bittiğinde, çocuklarımızı onlara verelim, onlar bizim için büyütsünler!”

Bu savaş bize Gazze’nin dünyanın hiçbir yerine benzemediğini, dünyanın da Gazze’ye benzemediğini öğretti. Sanki cennetten koparılan küçük bir parça yeryüzüne indirilmiş; insanlığın eğri adımlarını düzeltmek ve doğru yolu göstermek için. Bu yüzden teşekkürler Gazze!
1. Teşekkürler Gazze, senden öğrendik ki gerçek askerler, harp akademilerinden değil, Enfal Suresi’nden ve Kur’an halkalarından mezun olur. Askerlerini gördük; şık üniformaları, omuzlarında yıldızları ve göğüslerinde nişanları yoktu, ama onlar generallerdi! Bize “yenilmez” dedikleri bir orduyu küçük düşürdüğün için teşekkürler! Kalplerimize korku ilahı olarak kazıdıkları bir putu yıktın; o ordunun kâğıttan bir kaplan olduğunu, öldürülebileceğini ve esir alınabileceğini gösterdin!
2. Teşekkürler Gazze, içindeki izzet tugaylarıyla bize ilk kahramanların şanını yeniden hatırlattığın için. İnançlı azınlığın Bedir’i hatırlattığı için teşekkürler. Yaralara rağmen seferberlik ruhunun Uhud’u andırdığı için, sıfır mesafeden yapılan savaşların Yemame’yi hatırlattığı için ve şehitlerin Yermuk’taki ölüm üzerine yapılan Akreme biatını çağrıştırdığı için teşekkürler.
3. Teşekkürler Gazze, senden öğrendik ki erkeklerin göğsünde aslanlar saklıdır ve şartlar olgunlaştığında sahabilerin şanını geri getirebilirler. Cesur nişancılara, seçkin güçlerin kahramanlıklarına teşekkürler. Bizleri Uhud’daki Peygamber’in (s.a.v.) “Kim canını bize satacak?” dediği sahneye geri götürdün; Ziyad bin Seken’in o anda kendini adadığı anı yaşattın.
4. Teşekkürler Gazze, Enfal Suresi’ni kendi metodunla bize açıkladığın için. Ayetleri okumak başka, onları uygulamak bambaşka bir şeymiş, bunu bize gösterdiğin için teşekkürler!
5. Teşekkürler Gazze, mücahitlerin insanlara hizmet ettiğinde, halkın da mücahitlere sahip çıktığını bizlere öğrettiğin için. Çocukların öldürüldüğünde ailelerin sabretti ve “Biz direniş için feda olduk” dedi. Evlerin yıkıldığında halkın, izzetin yüksek bir bedeli olduğunu söyledi. Halkına eziyet edildi, ama direnişçileri yalnız bırakmadılar; savaşta da barışta da mücahitleri baş tacı ettiler. Ve o başlar, öpülmeyi hak ediyor!
6. Teşekkürler Gazze, isteyenin başarabileceğini, meselenin imkanlar değil, irade meselesi olduğunu bizlere öğrettiğin için. Sen gerçekten bu çağın mucizesisin!
7. Teşekkürler Gazze, bize bu ümmetin kanla dirileceğini gösterdiğin için. Fakir milyonlar vardı ama ruhları eksikti. Senin kanın o ruha yeniden üfledi. Arkanda bir millet kaynıyor, zincire vurulmuş bir devin diriliş zamanı geldi!
8. Teşekkürler Gazze, zorlukların terbiye ettiğini, çetin günlerin insanları keskinleştirdiğini gösterdiğin için. Çocukların erken büyüdü, onların ağızlarından erkekçe sözler duyduk. Kadınların, sahabi kadınlar gibi sabır ve fedakarlık örneği oldu. Erkeklerin dağ gibi; kim bir dağı yıkabilir ki!
9. Teşekkürler Gazze, bu dünyanın bir orman olduğunu ve burada ancak güçlülerin saygı gördüğünü bize öğrettiğin için. Güvenlik Konseyi, Birleşmiş Milletler ya da İnsan Hakları Beyannamesi seni durdurmadı; seni ancak Yasin’in füzeleri durdurabildi!
10. Teşekkürler Gazze, bala zehir katılabileceğini bize gösterdiğin için. Peygamberimize (s.a.v.) hakaret edenler ifade özgürlüğünü savundular, ama seni savunduğumuzda hesaplarımızı kapattılar, gönderilerimizi sildiler! Birlikte yaşama çağrısı yapanlar, seni boğazlarken insanlıklarını terk etti. Şimdi daha yüksek sesle söylüyoruz: “Sizin dininiz size, benim dinim bana!”
11. Teşekkürler Gazze, artık çocuk hakları yalanına kanmayacağız, çünkü onlar senin çocuklarının öldürülmesine alkış tuttular. Kadın hakları bahanesiyle evlerimize giremeyecekler, çünkü sizin kadınlarınızın katledilmesine sessiz kaldılar. Tüm bunlar, ailelerimizi yıkmak için kullandıkları maskelermiş.
12. Teşekkürler gerçek erkeklere, bu sahneyi inşa edenlere. Katibeleri hazırlayan Ebu Halid’e, araçları donatan Ebu Berâ’ya, yeşil sarıkları bağlayan Ebu İbrahim’e teşekkürler!
Ebu Abid, Ebu Velid, Ebu Muhammed ve Ebu Usame’ye, siyaset meydanındaki dehaları için teşekkürler!
Ateş ve barutun sesi olan maskeli kahramana teşekkürler!
Roketatarın başındaki Sa’d’a, sırların emanetçisi Huzeyfe’ye, ansızın yukarıdan inen Cafer-i Tayyar’a teşekkürler!
Deniz dalgalarıyla Aşkelon’a sabah baskını düzenleyen insan kurbağalara teşekkürler!
Haberleşmede güvercinlere, kara birliklerinin hataya düşen düşmanı pusuya çeken aslanlarına teşekkürler!
13. Teşekkürler büyük babalara ve annelere, seçkin tugayların askerlerini yetiştirdikleri için. Ne büyük bir şeref! İnsan bir kahraman yetiştirip, emeğinin karşılığını görür.
Teşekkürler eşlerine; siz onların arkasındaki destekçi kahramanlardınız. Onlar ön safta olabilirlerdi, çünkü siz onların en büyük destekçisiydiniz. Tıpkı Peygamber’in (s.a.v.) Hira mağarasından indiğinde, her zorluğu Hz. Hatice’nin sevgisiyle hafifletmesi gibi.
14. Teşekkürler doktorlarına ve hemşirelerine, yakınlarının cansız bedenleri önlerine getirildiğinde dahi yaralılarla ilgilenmeye devam ettikleri için.
15. Teşekkürler ailelerine, topluca cennete giden ailelere. Kimse kimsenin ardından ağlamadı; kimse kimseyi özlemedi. Allah, sevdiklerini gruplar halinde cennete sokmayı murad etti.
16. Teşekkürler çocuklarına, bugüne dek çocukların erkeklerden önce olgunlaşabileceğini bilmezdik. Sizin çocuklarınız, kılıçların ateşte bilenmesi gibi, imtihanlarla büyütüldü. Onları nasıl böyle yetiştirdiniz ki hepimizi kendilerine hayran bıraktılar?
17. Teşekkürler kadınlarına, bize Ümmü Umâre’nin kahramanlıklarını, Rüfeyde’nin hizmetlerini ve Hz. Hansa’nın fedakarlıklarını hatırlattınız. Çocuklarını Allah’a kurban olarak sunduğunuzda, dualarınızda kabul edilmesini dilediniz.
18. Teşekkürler yaşlılarına, uzun akide kitaplarını, bir dakikayı aşmayan video görüntüleriyle açıkladınız. Akideyi, kandan canlı bir damara dönüştürdünüz.
19. Teşekkürler ihtiyarlarına, çocuklarını ve torunlarını toprağa verirken cenazelerle kırılmadılar, parçalanmış bedenlerle yollarından dönmediler. Hallerinden önce dilleriyle şöyle dediler: “Allah’ım, razı oluncaya kadar bizden kanlarımızı, canlarımızı al!”
20. Teşekkürler Gazze, senden öğrendik ki krizler, maskeleri düşürür ve insanların gerçek yüzlerini ortaya çıkarır. Ne çok omuz vardı ki, dayanak olarak güvenmiştik, ama o omuzlar kırılgan çıktı! Ne çok cesur söz söyleyen vardı, ama bir anda korkaklaşıp hiçbir eylemde bulunmadılar! Ne çok âlim vardı ki, onları Rabbani sandık, ama aslında onlar alınıp satılabiliyorlardı!

Sen, bunu bir savaş olarak istedin; ama Allah, bunun yüzleri ortaya çıkaran ve safları arındırıp netleştiren bir şekilde gerçekleşmesini murad etti. Şu anda, pek çok insanın maskesi düştü; fakat bu, büyük zafer anı geldiğinde, arkamızdan kaybolmalarından çok daha hayırlıdır.

Teşekkürler Gazze, bizi hakikatle yüzleştirdiğin ve yolumuzu aydınlattığın için!

Tercüme: Ahmet Ziya İbrahimoğlu
20.01.2025 Üsküdar

شُكراً غزَّة!
ادهم شرقاوي

منذ سنةٍ، قالتْ لي زوجتي، ونحن نُشاهد تقريراً عن عدد الأطفال الذين تيتَّمُوا في غزَّة: عندما تنتهي الحربُ، سنحضرُ أطفالاً أيتاماً من غزَّة ونُربيهم مع أولادنا!
فقلتُ لها: عندما تنتهي الحرب سنُعطيهم أولادنا ليربُّوهم لنا!
هذه الحربُ علَّمتنا أنَّ غزَّة لا تُشبه شيئاً في هذا العالم، ولا يُشبهها شيءٌ في هذا العالم، كأنها قطعة صغيرة اُقتطعتْ من الجنَّة، ثمَّ أُهبطتْ إلى الأرض لتُصحِّحَ خطوات البشريَّة العوجاء، ولتدلَّها على الطَّريق بعد أن تاهت خطواتها، فشُكراً غزَّة!

  1. شكراً غزّة، منكِ تعلّمنا أن الجنود الحقيقيين يتخرجون من سورة الأنفال، ومن حلقات تحفيظ القرآن الكريم، لا من الكليات الحربية! رأينا جنودكِ بلا بدلات أنيقة، ولا نجوم على الأكتاف، ولا نياشين على الصدور، ولكنهم جنرالات! شُكراً لأنكِ أذلَّيْتِ جيشاً قالوا لنا عنه إنه لا يُهزم! لقد هدمتِ صنماً من خوفٍ نحتوه في قلوبنا بإتقان فرأينا أن هذا الجيش نَمِرٌ من ورقٍ، يُقتَلُ ويُؤسَرُ!
  2. شُكراً غزَّة، لكتائبِ العزِّ فيكِ أعادتْ إلينا أمجاد الأبطال الأوائل، شكراً للقلة المؤمنة تُذكرنا بدراً، وللنفير رغم القرحِ تُذكِّرُنا حمراءَ الأسد، وللقتالِ من مسافةِ صفرٍ تُذكرنا يوم اليمامة، وللشهادة تُذكرنا بيعة عكرمةَ على الموت في اليرموك، وللثبات يُذكرنا الصّحابة يوم القادسيّة!
  3. شكراً غزّة، منكِ تعلّمنا أن في صدور الرجال أُسوداً رابضة، وأنه متى ما تهيأت لها الظروف أعادت إلينا أمجاد الصحابة.. فشكرا لسْعدٍ عند الراجمة، أبدع في رميه -بأبي هو وأمي- وشكرا لقوات النُّخبة على ما رأينا من بسالتها، ذكّرتْنا -والله- بيوم أُحد إذ قال النبي صلى الله عليه وسلم: مَنْ رجلٌ يبيع لنا نفسه؟ فوثب زياد بن السَّكن فباعها!
  4. شكراً غزَّة إذ تشرحين لنا سورة الأنفال على طريقتكِ، فعرفْنَا أنَّ ترتيلَ الآياتِ شيءٌ والعملُ بها شيءٌ أخر!
  5. شكراً غزّة، منكِ تعلّمنا أن المجاهدين متى ما كانوا للناس كان الناس لهم، قُتل أطفالكِ فصبرَ أهلهم وقالوا: إنَّا للمقاومة فدى! وهُدمتْ بيوتهم فقالوا: إن للعزَّة ثمنا باهظا! أُوذوا لكي ينفَضُّوا عن مجاهديكِ، فإذا بهم في الحرب -كما كانوا في السِّلم- يضعون المجاهدين تيجانا على رؤوسهم.. وإنها لرؤوس تستحقّ القُبَل!
  6. شكراً غزّة، منكِ تعلّمنا أن من يُرِد يستطِع، وأن الأمر لا يتعلق بالإمكانيّات وإنما بالإرادة، فمتى ما وُجِدتْ تحققت المعجزات، وإنكِ والله معجزة من هذا الزمان!
  7. شكراً غزَة، منكِ تعلَّمنا أن هذه الأمّة تحيا بالدماء.. كنّا ننظر في هذه الملايين الفقيرة تروح وتجيء ولكن ثمّة روح تنقصها، ثم جاء دمُكِ فنفخ فيها الروح! من وراءكِ أمّة تغلي، ومارد مقيَّد آنَ أوان انبعاثه!
  8. شكراً غزّة، منكِ تعلّمنا أن الشدَّة تُربِّي، والأيام الصعبة تصقُل، أطفالكِ كبروا قبل أوانهم، سمعنا منهم أقوال الرجال، ونساؤكِ خنساواتٌ يُشبهنَ الصحابيات صبراً وفداءً وتقديماً لله، ورجالكِ جبال.. من ذا يستطيع أن يهدم جبلا!
  9. شكراً غزّة، منكِ تعلّمنا أن هذا العالم غابة، وأنه لا يُحترم فيه إلا القوي، فلم يوقفهم على أعتابكِ مجلس الأمن، ولا هيئة الأمم، ولا ميثاق حقوق الإنسان، لقد أوقفتهم قذائف الياسين!
  10. شكراً غزّة، منكِ تعلّمنا أن السُمَّ يمكن دسُّه في العسل، أولئك الذين أساؤوا لنبيّنا صلى الله عليه وسلم بحجة حرية التعبير قيدوا حساباتنا، وحذفوا منشوراتنا حين عبَّرنا عن آرائنا ونحن ندافع عنكِ! وأولئك الذين دعونا إلى دين واحد إنساني شفيق ورحيم، لمَّا رأوكِ تُذبحين خلعوا إنسانيتهم، واستدلوا على ضرورة قتلكِ بالتلمود ومُحرَّف الإنجيل! فصرنا الآن نردِّد بصوت أعلى: لكم دينكم ولي دين.
  11. شكراً غزّة، منكِ تعلَّمنا أن لا ننخدع بعد اليوم بحقوق الطفل وقد صفّقوا لقتل أطفالكِ، ولن يدخلوا بيوتنا بحقوق المرأة فقد سكتوا عن قتل نسائكِ.. كانت كل هذه أقنعة ليهدموا الأُسرة عندنا، فهي آخر القلاع.
  12. شكراً للرِّجالِ الحقيقيين الذين صَنعوا هذا المشهد، شكراً لأبي خالدٍ الذي أعدَّ الكتائب، ولأبي البراء الذي هيَّأ الركائب، ولأبي إبراهيم الذي عقدَ خُضْرَ العصائب!
    ‏شكراً لأبي العبد وأبي الوليد وأبي محمد وأبي أسامة في دهاء السّياسة!
    ‏شكراً للمُلثَّمِ صوتٌ من نارٍ وبارود!
    ‏شكراً لسعدٍ عند الرَّاجمة، ولحذيفة أمين السِّرِّ، ولجعفرَ الطّيار إذ يأتيهم من الأعلى بغتةً، وللضَّفادع البشريَّة تُصبِّحُ عسقلانَ مع الموج! شكراً للحمام الزَّاجلِ في سلاح الإشارة، ولأُسْدِ كتائب المشاة تنتظرُ حمقاً برِّياً لتبدأ الإغارة!
  13. شكراً للأباء العظماء، وللأمهات الخنساوات، الذين ربُّوا قوات النخبة في الكتائب، يا للمجد في أن يصنعُ المرءُ بطلاً ثم يشاهدُ حصاد تربيته! شكراً لزوجاتهم، كُنتُنَّ حماة ظهورهم وخطوطهم الخلفية فما كان لهم أن يكونوا في المقدمة لولا أن بطلاتٍ مثلكُنَّ كُنَّ في الدَّعمِ والإسناد، واللهِ لكأنهُ مشهد نزول النّبيُّ صلى الله عليه وسلم من الغار إلى خديجة قساوة الدنيا كلها يهونها صدر حبيبة!
  14. شكراً لأطبائكِ وممرضيكِ كانت تصلهم جثث أحبابهم فلا تلفتهم عن جراح النّاس!
  15. شكراً لعائلاتك التي ذهبتْ جميعاً إلى الجّنة، فلم يبكِ أحد على أحدٍ، ولو يستوحش أحدٌ فراق أحد، يأبى الله إلا أن يُدخلَ الأحبة إلى الجنة زُمراً!
  16. شكراً لأطفالكِ ما كنا نعرفُ قبل اليوم أن الصّغار يمكن أن يصبحوا رجالاٌ قبل أوانهم، وأنَّ السيوف تصقلها النّار، كيف ربيتموهم بهذه الطَّريقة التي جعلتنا نستصغر أنفسنا أمامهم!
  17. شكراً لنسائكِ لقد أَعَدْنَ إلينا بطولات أم عمارة، وصولاتِ رُفيدة، وتضحيات الخنساء تدفنُ أولادها وتسأل الله أن يتقبل منها قربانها!
  18. شكراً لعجائزكِ لقد شرحنَ لنا كُتب العقيدة الطوال في مقاطع مصورة لا تتعدى الدقيقة، ما أجمل حين تتحول العقيدة من حبرٍ على الورق إلى دمٍ يجري في العروق!
  19. شُكراً لشيوخك يدفنون أولادهم وأحفادهم فلا تكسرهم الجنائز، ولا تثنيهم الأشلاء، لسان حالهم قبل مقالهم: اللهمَّ خُذْ من دمنا حتى ترضى!
  20. شكراً غزّة، منكِ تعلَّمنا أن الأزمات تُسقِط الأقنعة، وتكشف الوجوه على حقيقتها، فكم من كتف حسبناه صالحا للاتكاء فإذا هو هشٌّ! وكم من شجاع في كلامه صار جبانا لا فعل له! وكم من عالِم حسبناه ربّانيًّا فإذا هو يُباع ويُشترى!
    أردتِها أنتِ معركة، وأرادها الله فاضحةً ومنقِّيةً للصفوف، فما هي الآن إلا جولة تساقط فيها كثيرون، وهذا أفضل من أن ينْسلُّوا من بين أظهُرِنا إذا ما حانت المعركة الحاسمة!